World of Warcraft: Shadowlands İncelemesi: Artık Özgürüz!

World of Warcraft: Shadowlands incelemesi sizlere. WoW’ın öte diyarına geçişimizi konu alan yeni macerada, oynanışa dair geçmişteki hataların çoğundan ders alındığını gösteren bir genişleme paketi ile karşı karşıyayız.

Blizzcon 2019 sırasında duyurulan World of Warcraft: Shadowlands’in, selefi Battle for Azeroth’dan farklı olması gerekiyordu. Pek çok oyuncu, BFA (Battle for Azeroth)’un insana sürekli geride kalma hissini yaşatan oynanış mantığından çok bunalmıştı. Kabul edelim, eğer bir MMORPG oynuyorsanız, oyunda yapmanız gereken günlük veya haftalık şeyler mutlaka olacaktır. Ancak Battle for Azeroth, bu gerekliliği o kadar abartmıştı ki, paketin son yaması Visions of N’zoth günlük yapılacaklar listesi gibiydi.

Shadowlands bu düzene dur dedi. Oyuncu odaklı bir paket olduğunu henüz ilk haftadan çoğu kişiye hissettirdi. Ayrıca Legion ve Battle for Azeroth’un ardından levelling (seviye yükseltme) sistemini de sabit bir çizgiye çekti. Bastion bölgesi ile başlayıp Revendreth ile sonlanacak olan maceranız, iki adet oyun içi sinematik ile de taçlanacak.

World of Warcraft’ın levelling mantığı Shadowlands ile değişime uğrayan ilk özelliklerden. İlk oyun olan Vanilla’dan Warlords of Draenor’a kadar çizgisel ile özgür rota arasında gezinmişti levelling sistemi. Paket içeriğine başlayacağınız bölge herkes için aynı olsa bile, sonrasında seviyenizi yükselteceğiniz bölgeler arasında kısmen seçim yapma şansınız oluyordu. Bu durum, başka karakterlerinizi hazır hale getirirken sürekli aynı rotayı izlemekten sizi kurtarsa da, akıcı bir hikâye deneyimini engelliyordu.

Warlords of Draenor ile çizgisel hikâye anlatımı yöntemi benimsenmişti. Hatta genel olarak kötü hatırlanan paketin en iyi yanlarından biri hikâye anlatımıydı. Ancak Alliance ve Horde için başlangıç bölgeleri burada da farklıydı. Legion ve Battle For Azeroth ise, başlangıç görevlerini factionlara (hatta seçtiğiniz sınıfa) kadar ayırmıştı. Ardından hikâyede ilerlerken seçeceğiniz yol da tamamen size bırakılmıştı. Fakat Shadowlands, ne bağlı olduğunuz factiona (Alliance-Horde) ne de sınıfınıza bakmadan önce sizi The Maw’da tutsak ediyor. Ardından çizgisel bir anlatım ile paketin başlangıç hikâyesini noktalıyor.

World of Warcraft: Shadowlands Bölge Konuları ve Tasarımları

Paketin hikâyesi boyunca önce Bastion’ın cenneti andıran topraklarında gezinecek ve ahlaki bir sorgulama ile karşı karşıya kalacaksınız. Kara/Düşmüş meleğin niye düştüğünü görecek ve İlahi Dinler’e göndermeler yakalayacaksınız.

Ardından savaşın tükettiği ve tek doğrunun kazanmak olduğu (nasıl olduğu önemsiz) Maldraxxus’ta savaş kazanmanın beş farklı yolu olduğunu öğreneceksiniz. Benzer bir felsefeye sahip olan Horde ile karıştırmayın bu durumu. Maldraxxus’ta önemli olan tek şey rakibine üstün gelmek. Bu, kimyasal silahla da gerçekleştirilebilir, casusluk ve manipülasyonla da. Ayrıca Warcraft’ın en ikonik parçalarından olan Scourge’ün kaynağına da burada rastlayabilirsiniz.

Maldraxxus’un kaos dolu topraklarını terk etmenizin ardından yolunuz, mistik Ardenweald’a düşecek. Warcraft hikâyesinin uzun zamandır parçası olan Emerald Dream’i (Zümrüt Rüya) andıran, mavi pastelle boyanmış masalımsı bir diyar da gezineceksiniz. Ancak Ardenweald’ın peri masalından çıkmış huzurlu görüntüsü sizi aldatmamalı. Bu bölge, Shadowlands’in hikâyesinin temelindeki sorundan muzdarip olan bölgelerden biri. Anima kıtlığı.

Özetlemek gerekirse Anima denen şey, Warcraft evrenindeki ölümlü ruhların yaratıldıkları andan itibaren içlerinde taşıdıkları enerjiye deniyor. Warcraft evreninde ölen bütün ölümlü ruhlar Shadowlands’e geçerek Animaları ile Shadowlands’i besliyorlar. Arbiter adında robotik bir canlının yargılaması sonucu “layık oldukları” bölgelere gönderilen ölümlüler, Animaları ile o bölgeyi ayakta tutuyorlar. Ancak Ardenweald, “kötü adam” The Jailer’ın yarattığı Anima kıtlığından en çok etkilenen bölgelerden biri. Bunun da etkisini bölge boyunca görebileceksiniz.

Masalsı Ardenweald’ı (ancak keder dolu bir masal) geride bıraktıktan sonra, Castlevania veya Dracula kokan Revendreth’e giriş yapacaksınız. Başka benzetmeler de yapabilirsiniz ancak Revendreth’i tarif edecek en uygun kelime sanırım Aristokrasi olacaktır. Buraya asaleti de ekleyebilirsiniz, şarabı da, zerafeti de. World of Warcraft’ın tasarlanmış en etkileyici bölgesi olmaya aday olan Revendreth de Anima kıtlığından Ardenweald kadar çekiyor. Biz oyunculara da, bu kıtlık yüzünden bölgede başlayan bir ayaklanma ile içli dışlı olmak düşüyor.

Bütün bölgelerin hikâyesini derinlemesine gördükten sonra oyun sizden, Covenant seçmenizi isteyecek.

Seçimler, Sonuçlar ve Oyun Sonu Deneyimi

“Seçimleriniz önemli olacak” Shadowlands’in slogan cümlesi buydu. Maksimum seviyeye ulaştıktan sonra ana şehir olan Oribos’ta, Dört Covenant’ın temsilcileri ile bir araya geleceksiniz. Covenantlar, aslında hikâyeyi oynarken aralarında geçiş yaptığınız bölgelere deniyor. Yani Bastion’dan Revendreth’e kadar hepsi birer Covenant. Covenant seçimi, oynanış mekaniğinin temelini oluşturduğu için üzerine düşünmeniz gerekecek.

Bir Covenant’a kendinizi adadığınızda, onlara özgü hikâyeleri, kıyafetleri ve binekleri zaman içinde açabileceksiniz. Fakat oyunun en çok tartışmaya sebep olan dinamiği de burada devreye girecek. Covenant seçimleriniz, karakter gücünüzü etkileme potansiyeline sahip. Çünkü her Covenant, oyundaki bütün sınıflara ayrı avantaj sağlayan yetenek setleri ile geliyorlar. Bu durum, temelde bir dengeleme sorunu ve yazının ana konusu değil. Ancak, oyunu almaya karar verirseniz Covenant seçiminiz öncesi çok yönlü düşünmeniz gerekeceğini bilmelisiniz. Bu, World of Warcraft tarihi boyunca ilk kez uygulanan bir yöntem.

Oyun sonu sistemlerinden bir diğeri, Torghast: Tower of The Damned. The Jailer’ın başında durduğu The Maw’un ortasında bütün ihtişamıyla dikilen bu kule, diğer oyun sonu mekanikleri ile bağlantılı. Haftalık (veya oyun sonu hedeflerinize göre günlük) olarak The Maw görevleriniz olacak. The Maw, World of Warcraft’ın şu ana kadar ki en tehditkar bölgesi olmaya aday, deneysel bir bölge. Kesinlikle rahat hissedebileceğiniz bir yer değil. Odak noktanız, o günkü görevlerinizi olabildiğince çabuk tamamlayıp oradan kaçmak olmalı.

World of Warcraft boyunca ilk kez, düşmanınızın bölgesi sizin için gerçek bir tehdit kaynağı. The Maw’da yapacağınız her etkinlik, bölgenin başındaki The jailer’ın dikkatini çekecek, hatta sinir edecek. Eye of The Jailer isimli bir mekanik, devamlı olarak size daha büyük tehditler yollayacak. Bu, bulunduğunuz yeri bombalamaktan kişisel suikastçı yollamaya kadar uzanıyor. Son aşamada Jailer can sıkıcı bir sinek muamelesi yaparak saniyeler içinde bizi öldürecek. Bu durumda, The Maw’da o gün bir daha bulunamazsınız.

Torghast, Tower of The Damned

Torghast ise, Efsanevi Eşya (Legendary Item) yapabilmeniz için ihtiyacınız olan en önemli materyali size sağlayacak: Soul Ash. World of Warcaft boyunca ilk kez uygulanan sistemlerden biri yine Torghast. Roguelike denilen oyun türünün World of Warcraft’a yansımış hali. Oyunun şu aşamasında, her hafta kulenin 2 farklı kanadında, belirli katlara kadar çıkılabiliyor. Kulenin her kanadı kendine has, Layer adı verilen her aşaması özgün ancak şimdilik hepsi altışar kat ile sınırlı. Zaten şu an tek başınıza ya da grup olarak (tercih yine size kalmış) daha yukarı çıkmanız pek mümkün değil. Her kat birbirinden farklı ve kulenin en can alıcı noktası da bu. Kuleden çıkıp geri girmeniz durumunda karşınızda daha önce karşılaştığınız kat olmayabilir. Kat sırası, tasarımı baştan aşağıya değişmiş olabilir, hatta düşman kombinasyonları ve tuzaklar da. Torghast, her an değişen yapısıyla harika bir tekrarlanabilirlik sunuyor.

Torghast maceralarınız boyunca, her katta daha da güçlenen düşmanlar ve son katta End Boss tadında bir düşman ile karşılaşacaksınız. Bu aşamaya gelene kadar sayısız tuzağı ve düşman gruplarını atlatacak, sınıfınızın her avantajını öğrenmek ve kullanmak zorunda kalacaksınız. Ayrıca, düzenli olarak karşınıza çıkacak küreler, size istiflenebilen güçlendirmeler sunacak. Kulenin en eğlenceli mekaniği de burada devreye giriyor. Torghast’a tırmanırken, sınıf özelliklerinizi başka yerde kullanamayacağınız şekilde çılgına geliştirebileceksiniz. Ve bu geliştirmelere ihtiyacınız olacak!

Yazıyı kapamadan önce üstünde durmam gereken bir husus var. Maksimum seviyeden sonra yapmanız gereken bu şeyler gözünüzü korkutmasın. Bunlar, haftaya yayabileceğiniz (çarşambadan çarşambaya) aktiviteler. Covenant sığınağınızı güçlendirmekten tutun, Torghast denemelerinize kadar hiçbir şeyi bir günde tamamlamak zorunda değilsiniz. Oyunun seleflerinden en büyük farkı da bu. Bir gün oyuna girmezseniz geriye düşme şansınız çok ama çok düşük. Yeni bir oyuncuysanız, 60 olduğunuz anda her yandan fırlayan görevler gözünüzü korkutacaktır. Ancak sakin olmanız yeterli. Birkaç saat içinde neyin ne olduğunu kavrayacak ve aslında çok az şeyin aceleye gelmesi gerektiğin fark edeceksiniz.

Kapatırken

Artık yazıyı kapatmak gerek. Ekleme şansım olmayan o kadar çok şey var ki. Baştan aşağı yenilenen genel leveling sistemi, karakter özelleştirmeleri (customization) veya sınıf değişiklikleri. Shadowlands, olumlu yanlarının olumsuz yanlarını çok rahat gölgelediği bir paket. Oyuna 10 üzerinden not verip puan kıracak olsaydım eğer, Covenant seçimlerinin oynanışı etkilemesi dışında puan kırmazdım. Paketin ilk günlerindeki oyuna bağlanma veya hatalar gibi şeyleri kriter almıyorum çünkü bunlar her zaman olan şeyler.

Bu karantina günlerinde World of Warcraft: Shadowlands, size çok keyifli bir oynanış ve muhteşem bir hikâye vadediyor. Ancak güncel kur durumundan ötürü oyuna başlamak maalesef çok tuzlu.

Perdenin ötesinde görüşmek üzere!

Sizler Shadowlands’i oynamaya başladınız mı? Peki nasıl buldunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum‘da paylaşabilirsiniz.