in ,

Yokuştaki Salyangoz: Görünmez Zirvelere Dek!

Arkadi ve Boris Strugatski imzalı bilimkurgu klasiklerinden Yokuştaki Salyangoz incelemesi sizlerle. Gücünü zamansızlığından alan, ontolojik ve kışkırtıcı bir eser.

Yokuştaki Salyangoz Strugatski
- Reklam -
- Reklam -

Sovyet bilimkurgu yazarları arasında oldukça eşsiz bir yere sahip olan Strugatski Kardeşler’in ülkemizde en az bilinen eserlerinden biri olan Yokuştaki Salyangoz, okuyucusunu tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor. Kitap hakkındaki inceleme yazımız ile sizlerleyiz!

2020’nin kasım ayında, Hazal Yalın’ın Rusçadan dilimize yaptığı çevirisiyle, İthaki Yayınları Bilimkurgu Klasikleri kapsamında raflardaki yerini alan Yokuştaki Salyangoz harikulade bir sistem eleştirisi. Strugatski Kardeşler’in dilimizde okuyabileceğiniz diğer eserleri: Uzayda Piknik, Tanrı Olmak Zor İş, Kıyamete Bir Milyar Yıl ve Pazartesi Cumartesiden Başlar da, İthaki Yayınları Bilimkurgu Klasikleri arasında yer alıyor.

Strugatski Kardeşler ve Yokuştaki Salyangoz

Boris Strugatski (1933-2012), II. Dünya Savaşı sırasında 872 gün boyunca kuşatma altında kalan ve bir buçuk milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği Leningrad (St.Petersburg) şehrinde dünyaya geldi. Kendisinden birkaç yaş büyük olan abisi Arkadi Strugatski (1925-1991) ile babası kuşatma altındaki şehirden tahliye edilirken bindikleri tren kundaklandı. Arkadi Strugatski dışında kimse bu saldırıdan kurtulamadı.

- Reklam -

Boris Strugatski kısa bir süre sonra Leningrad’dan annesi ile tahliye edildi ve uzun yıllar boyunca abisinin bu travmatik olayın izlerini taşıdığını ifade etti.

Arkady ve Boris Strugatsky

Arkadi Strugatski de gençliği boyunca savaşın kıskacında el bombası fabrikasında çalıştırıldı. Daha sonra ise Askeri Yabancı Diller Enstitüsüne kabul edildi. Buradan Japonca ve İngilizce tercümanı olarak mezun olan Arkadi, 1955 yılına kadar Sovyet ordusu için çevirmenlik yaptı. İstifa ettikten sonra yazarlık kariyerine odaklandı. Bu süreçte Japonca kısa öyküler ve şiirler çevirdi. Gökbilimci kardeşi Boris Strugatski ile çığır açan bilimkurgu başyapıtlarına imza attı. 1964 yılında SSCB Yazarlar Birliği’ne kabul edildiler. Böylece profesyonel yazarlar olarak hayatlarını sürdürdüler. Ancak birçok eserleri sansür ve yasaklarla karşılaştı. Perestroykanın başında, kenara koymuş oldukları pek çok eserlerini yayınlama fırsatı buldular.

İncelememizin konusu olan Yokuştaki Salyangoz da yayınlanana kadar sayısız badireler atlatmış bir kitap.

1965 yılında kaleme alınan eser, bir süre sonra en baştan yazılıyor ve 1966 yılında Candide’in ormanda geçen hikâyesi basılıyor. Ardından 1968 yılında, Biber’in İdare’de geçen hikâyesi Baykal dergisinde yayımlanıyor. Ancak kısa bir zaman sonra eser, kütüphanelerden kaldırılıp yalnızca özel izinle erişilen yasaklı yayınlar arasına konuluyor. 1972 yılında ise bu iki hikâye yazarlar tarafından birtakım değişikliklerle bir araya getiriliyor ve Yokuştaki Salyangoz Almanya’daki raflarda yerini alıyor. Özellikle kitapta Biber’in gözünden İdare’de yaşadıklarının anlatıldığı kısım, kusursuz bir absürtlükle dönemin Sovyet bürokrasinin kaotik yapısını ortaya koyduğundan, anavatanlarında kitap ancak 1988 yılında yayınlanabiliyor.

Eserin yapısı yüzünden yer yer hikâyeyi takip etmek güçleşse de Hazal Yalın’ın Rusçadan yaptığı çeviriyi takdir etmeden geçmemek gerek. Özellikle verdiği dipnotlar, kitap boyunca yapılan edebi ve siyasi göndermeleri anlamaya epeyce yardımcı oluyor. Kitabın kolayca okunmadığı bir gerçek. Ancak kitabı oluşturan iki farklı karakterin gözünden takip ettiğimiz hikâyeler için asla durağan diyemeyiz. Aslına bakacak olursanız neredeyse fantastik kurguya yaklaşan Candide bölümleri, okuyucusunun hayal gücünün sınırlarını zorladığı kesin. Biber hakkındaki bölümlerin ise bilimkurgu ambalajına sarılmış sembollerle dolu gerçekçi bir toplum eleştirisi olduğunu ifade etmenin doğru olduğunu düşünüyorum.

Yokuştaki Salyangoz - Strugatski Kardeşler

Öte yandan eğer Sovyet bilimkurgu eserlerine aşina değilseniz Yokuştaki Salyangoz iyi bir başlangıç noktası olmayabilir. İlk olarak Strugatski Kardeşler’in en bilinen eseri olan dilimize de Uzayda Piknik adıyla çevrilmiş Piknik na obochine ile bu entelektüel açıdan zengin, oldukça cesur ve sıra dışı dünyaya adım atmanızı öneririm. Ayrıca Andrei Tarkovski’nin 1979 tarihli kült filmi Stalker, Uzayda Piknik’in beyaz perdeye uyarlanmasıdır. Tarkovski’nin muazzam eserinin ilham kaynağının Strugatski Kardeşler’in dehası olduğunu bilmek, insanın yüzünü güldürüyor.

Uçurumun Aşağısındaki Gelecek: Orman

Yokuştaki Salyangoz’a dönecek olursak, kitabın iki ana kahramanı ironik bir şekilde birbirlerini tanımadan birbirlerinin konumunda olmayı arzularlar. Biri içinde bulunduğu mekanikleşmiş idari sistemden sıyrılıp Orman’a gitmek isterken, diğeri Orman’dan çıkıp Şehir’e kavuşmak için elinden gelen her şeyi yapmayı hazırdır. Biri insanın doğayı anlamlandırma çabasının beyhudeliğiyle mücadele ederken, öteki doğanın insanı nasıl dönüştürdüğünü hayretle izler. İkisi de hiç gerçekleşmeyecekmiş gibi duran yarından sonraki güne planlanmış yolculukları için sabırsızdır, ikisi de devamlı çevrelerindeki diğer insanlar tarafından arzuladıkları bu yolculuğun gereksizliği hakkında paylanırlar. Biri gözleriyle gördüklerini anlattığında yalanlanarak masal anlatmakla suçlanır, öteki anbean değişen gerçeklik karşında hangi masala inanacağına şaşırır. Bulundukları topluma yabancıdırlar ve kimi zaman öylesine yabancılaşırlar ki kendilerini dahi tanıyamaz, geçmişlerini bile hatırlayamaz olurlar. Bürokratik bir cehenneme sıkışmış Biber, Orman’ı artık nedenini bile hatırlayamadığı bir biçimde arzularken, onun sözde arzusunun içinde yaşayan Candide’in tek istediği şey ise Orman’dan çıkıp Şehre varmaktır.

- Reklam -

“Laboratuvarlarında ormanı bir test tüpünden diğerine boşaltıp duruyorlar, ormanı mikroskopla inceliyorlar, ormanı hesap makinesiyle hesaplıyorlar. Oysa orman etraflarında, üzerlerinde asılı, yatak odalarının içinden geçiyor, fırtına öncesi saatlerde gezinen ağaçlar pencerelerinin önlerine geliyor ve gene de bunun ne olduğunu, neden burada olduklarını, neden var olduklarını anlamak mümkün değil…” (Strugatski,1988,s.138)

Nedir orman, diye soruyor Boris Strugatski, Yokuştaki Salyangoz’un doğuşunu anlattığı bir konferansta. Hakkında hiçbir şey bilinmeyen, sadece tahminlerde bulunabileceğimiz asla analiz edemeyeceğimiz, hesaplayamayacağımız, hiçbir şekilde tam olarak anlayamayacağımız şey…  “Orman gelecektir.”

Tepenin Ardındaki Şimdi: İdare

Yokuştaki Salyangoz İncelemesi

“Görmek ve anlamamak, düşünüp kafanda kurmakla aynı. Yaşıyorum, görüyorum ve anlamıyorum; birilerinin icat ettiği, uydurduğu ama bana ve belki kendisine de açıklamak zahmetine katlanmadığı bir dünyada yaşıyorum… Hep istediğim şeydi işte bu: anlamak özlemi.” (Strugatski,1988, s.132)

Bilimkurgu, fantastik kurgu hatta yer yer distopyaya kayan bu eserin, esasında yatan toplum eleştirisi her sayfasında kendisini şiddetle ortaya koyuyor. Romanın açılışındaki alıntıların, okudukça ormana ve idareye denk geldiğini fark ediyorsunuz. Kitapta ilerledikçe ormanın geleceğe, idarenin ise şimdiki zamana bir gönderme olduğunu anlıyorsunuz. İşin can alıcı tarafıysa 1965 yılında yazılmaya başlanan eserin, hala geçerliliğini koruyan eleştiriler yaparak, çoktan “ormana” varmış olması gereken toplumun hala yokuştaki bir salyangoz gibi ileriye gitmeye çalışırken yerinde saydığını çarpıcı bir dille anlatıyor oluşu.

Peki nedir İrade diye sorulduğunda, Boris Strugatski’nin cevabı şöyle oluyor:

“Çok basit: Bugün’dür! Bütün kaosuyla, bütün beyinsizliğiyle (üstelik şaşırtıcı şekilde sayısız bilgelikle iç içedir bu) Bugün. İnsan hatalarının ve yanılgılarının taşlaşmış bir geleneksel insan dışılık sistemiyle tamamlandığı Bugün. İnsanların her zaman Gelecek’i düşündükleri, Gelecek aşkına yaşadıkları, Gelecek’e dair sloganlar haykırdıkları ve aynı zamanda, bu Gelecek olmaya muktedir olduğu gibi değil, bugünden onu görmek istedikleri gibi olsun diye, bu Gelecek’e pisledikleri, bu Gelecek’i imha ettikleri, onun fidelerini birer birer söktükleri, bu Gelecek’i asfalt bir otoyola çevirmeyi, Orman’ı, yani kendi Gelecek’lerini otları tıraşlanmış bir İngiliz parkına çevirmeyi hedefledikleri Bugün…” (Strugatski,1988,s.257)

Strugatsky kardeşler
Çizim: vizir86

Apaçık bir şekilde Strugatski Kardeşler insanların doğayı manipüle etme yeteneğini kusursuzca ortaya koyuyor. Esasında sorgulanması gerekenin insanın kendi türünü hangi raddeye kadar manipüle edip, gerçeklik algımızı kökten değiştirebilme gücünün sonuçlarının gelecekte nelere yol açabileceğidir. Yadsınamayacak doğru bilgilerin dahi güçlü konumdakiler tarafından yerle bir edilebileceğini sarsıcı bir dille ortaya koyuyor Strugatski Kardeşler. İçine doğdukları Sovyetlerin sansür politikalarını, kurumlarının işleyişlerindeki aksaklığı absürt bir dille eleştiren yazarlar, kaçmak istenilen konumun arzulanan yer olabileceğini ustaca aktarıyorlar. Günümüzdeki hükümetlerin dayattığı sistemin anlatılan kaotik İdare’den neredeyse bir farkı olmadığını görünce, Yokuştaki Salyangoz’un neden zamansız bir eser olduğunu ve niye Strugatski Kardeşler tarafından yazdıkları eserler arasındaki en önemli ve en kusursuzu olarak konumlandırıldığını daha iyi anlayabiliyoruz.

Peki ya sizler Yokuştaki Salyangoz’u okudunuz mu? Kitabı nasıl buldunuz? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.


Kaynakça

1. Russipedia – Prominent Russians: Arkady and Boris Strugatsky
2. Arkadi ve Boris Stugatski (2020) , Yokuştaki Salyangoz, (H. Yalın çev.), İstanbul: İthaki Yayınları

Merve Akartuna

1994, İstanbul doğumluyum, Galatasaray Üniversitesinde felsefe lisans eğitimimi aldıktan sonra Université de Strasbourg’da yüksek lisansımı tamamladım. Kendimi bildim bileli okumaktan ve yazmaktan muazzam keyif almışımdır. Aristoteles kadar Robert Jordan’a düşkünüm. Fantastik kurgunun zihni özgürleştirici gücüne inancım tam. Sevdiğim yazarların yarattıkları evrenlerde zaman algımı kaybetmeye bayılıyorum. Varlığım sürdükçe merak ettiklerimi sorgulamaya, arzu ettiklerimi okumaya ve düşündüklerimi yazmaya devam edeceğim.

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Matt Damon, Thor: Love and Thunder

Matt Damon, Thor: Love and Thunder Filminde Rol Alabilir

Discovery BluTV

Discovery, BluTV’ye Ortak Oluyor: Dev Anlaşma İmzalandı