in , ,

Yuvarlandığım Mezarlar – Serkan Kaya Almalı | Yazarının Kaleminden

Serkan Kaya Almalı, ilk romanı “Yuvarlandığım Mezarlar”ın yazım sürecini Kayıp Rıhtım okurları için kaleme aldı.

Yazarının Kaleminden: Yuvarlandığım Mezarlar - Serkan Kaya Almalı
- Reklam -
- Reklam -

Serkan Kaya Almalı, ilk kitabı “Yuvarlandığım Mezarlar”nun yazım sürecini anlatıyor.

Uyuyamıyordum. Bir başka hikâye ilerliyor, köşeden köşeye dönüyor, fakat bir türlü istediğim renge kavuşamıyordu. Gözlerim kan çanağıydı, sayfalarda olmayan bir yanıtı aramak gözlerimi perişan ediyordu. Görünürde bir eksiklik sezilmiyor, tekrar tekrar okuyuşlarımda bir yanlışlık bulamıyordum. Gelgelelim hikâyem zihnimdeki resimden hızla uzaklaşıyor, iyi anlatılmış ama bana yabancı bir hikâyeye dönüşüyordu. Benim anlatmak istediğim hikâyeden başka her şeye.

Bu, hayali başka uykusuz gecelerde kurulmuş çizgisel olmayan bir hikâyeydi. Gözden kaçırdığım noktaysa apaçık ortadaydı. Eksiklik hikâyede değil, onu seyreden toy ve kibir dolu gözlerin ardındaydı. İnsan parçalamak istediği şeye en ince ayrıntısına dek hakim olmalıydı. Aykırı bir resim çizmek için alabildiğine sade bir resmi çizebilmek gerekiyordu. Bir şeyi ters yüz etmek için onun tüm kuytu köşelerini bilmek, çizgiselliği bozabilmek için önce çizgisel bir hikâyeyi ustaca anlatabilmek gerekiyordu.

- Reklam -

Değişimden Korkmamak

Tüm bu, aklı başında bir insanın tereddüt etmeden reddedeceği elle tutulamaz nedenler yüzünden önce çizgisel bir hikâye anlatmam gerektiğine karar verdim. Bu yeni romanın konusunu ikinci el bir masanın çekmecelerinden birinde bitmek bilmeyen bir keder ve endişe içinde kaleme dökülmeyi bekleyen zavallı hikâyelerin arasından seçtim. Değişmekten ve büyümekten ölesiye korkuyor olacaklar her biri kendisini seçmeyeyim diye hüzünlü gözlerle yakardı bana. Seçtiğim öykü yazmayı bitirdiğim son geceye dek çekmeceye geri dönmek için yalvarıp durdu; fakat bir hikâyeci gerektiğinde acımasız olabilmelidir.

yuvarlandigim mezarlar kapak

İlkin uzun öykü olarak yazmayı düşündüğüm Yuvarlandığım Mezarlar işte böyle bir ihtiyacın sarsılmalarından doğup romana dönüştü. Bu doğuş sakat bir doğuştu. Sahneyi bir başka oyuncuya hazırlamak için gönderilmiş, en ön safta ölme emriyle ilerleyen, zaferi –böyle bir şey mümkünse eğer- görememeye yazgılı bir hikâyeydi. İhtimal küçük adamlar hatırlanmıyor.

- Reklam -

Hikâyecilik insana zannederim erken yaşlarda bulaşan bir sevdadır. Benim de ortaokul yıllarımda bir kuyuya düşer gibi sezdirmeden içime düşmüştür. Başlarda her şey iyi gitmiştir, sahiden de hikâyeci yazarken hiçbir şey düşünmez. Ancak zaman geçtikçe gelecek duraklarda hikâyecinin göz ardı etmekte ısrar ettiği iki sorun beliriverir: Bir kitabı yayımlatabilmek ve mümkünse birkaç okuyucuya ulaşabilmek. Kısım kısım içe kapanık, bazı bazı hayalci birinin bu sorunları parlak bir biçimde çözmesi düşünülemez bile. Gelgelelim hikâyeci yalan kıvırmakta, başkalarını olduğu gibi kendini kandırmakta da pek mahir olduğundan her başarısızlıkta her bozgunda kendini avutup yazmaya devam eder. Bir an gelir ki bu bozgunların kendisi de bir hikâye olur çıkar.

“Yuvarlandığım Mezarlar”ın Yayınlanma Hikâyesi

Herhalde her kitabın bir de kendi hikâyesi oluyor. Yuvarlandığım Mezarlar ilk gönderdiğim yayınevinden kabul aldı. Onu yazdığımda yirmi altı yaşında toy bir oğlandım. Bir romanın yayınevlerine nasıl gönderileceği konusunda bir fikrim yoktu. Orada burada gördüğüm telli dosyalamanın ne olduğunu bile bilmiyordum. Dosyayı 2017 yılında yayınevine gönderdim. Ardından da ilk öykü dosyamı 2018 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’ne gönderdim. Öykü dosyamın dikkate değer görüldüğü telefonunu aldığımda biraz olsun mutlu olurum sanıyordum. Sanırım hemen her hikâyeci tüm dünyanın onun gelişini beklediğine inanıyor.

Bir vakit sonra hiç beklemediğim bir anda -2018 yılıydı- yayınevinden Yuvarlandığım Mezarlar için bir kabul telefonu aldım. Ancak yayınevinin o yılki yayın programı dolu olduğundan kitap bir sonraki dönem yayımlanacaktı. Bazen bir hikâyenin çekmeceyi terk etmesi büyümesinden daha fazla zaman alıyor. İşte bu şimdi bir çırpıda sayıp döktüğüm yıllar, ben başka başka hikâyeleri bir çekmeceden çıkarıp bir çekmeye koyarken geçip gidiverdi ve sonunda geçtiğimiz ay bir hikâye yuvarlanıverdi toprağın yüreğine, olsun diye bir ağaç.

Serkan Kaya Almalı


Esere dair görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.


* Tekinsiz Kurgunun Yeni Halkası “Yuvarlandığım Mezarlar” Yayımlandı

Sitemizde bulunan diğer yazım maceralarını okumak için tıklayın!

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Beetlejuice Belgeseli

Beetlejuice Belgeseli Yolda: Tim Burton’ın Kült Filminin Perde Arkası

Haftanın Kitabı #134 | Sayın Başkan - Miguel Angel Asturias

Sayın Başkan – Miguel Angel Asturias | Haftanın Kitabı #134