Peren Ercan, Temmuz 2024’te Athica Yayınları etiketiyle yayımlanan Kentaro Miura’nın Berserk mangalarının ilk 3 cildini Japonca aslından Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda Kayıp Rıhtım yazarlarından biri olan Ercan, eserin çeviri yolculuğunu tüm detaylarıyla kaleme aldı.
Çevirmen Peren Ercan, Japonca Aslından Çevirdiği Kentaro Miura’nın “Berserk” Mangalarını Anlatıyor
Berserk gibi bir seri için yazılan yazıya, Guts nasıl kılıcıyla hiç düşünmeden düşmana dalıyorsa, doğrudan girmek gerekir diye düşünüyorum. Çeviri teklifini aldığımda tam olarak anlayamamıştım. Karşımda dünya çapında büyük hayran kitlesine sahip bir seri vardı. Üstelik, ülkemizdeki hayranları da çılgın sayılabilecek derecede seviyordu Berserk’ü. Açık söyleyeyim, hem herkesin çevirmek isteyeceği hem de kimsenin bulaşmak istemeyeceği bir seri aslında. Çünkü sorumluluğu büyük, verdiği haz da bir o kadar büyük.
Kentaro Miura imzalı Berserk serisini hiç bilmeyen birine anlatırken hangi cümleler daha uygun olur, bilemiyorum. İntikam hikâyesi mi demeliyiz? Bir tutku arayışı mı? Yoksa ana karakterin oradan oraya kılıç salladığı basit bir seinen mi? Seveni bu kadar çok olunca tanımlar da bir o kadar çeşitli oluyordur eminim ki. Berserk deyince benim aklımdan geçen en yoğun hisli sözcük “haklılık”. Çünkü çevirirken -ve tabii okurken- kendimi ister istemez “kimin haklı olduğunu” düşünürken buldum sık sık. Bunu yalnızca o meşhur “Griffith haklı mıydı?” sorusuna indirgeyerek sormuyorum. Bence hikâye bütünüyle “haklılığı” anlatan, daha doğrusu sorgulatan bir yapıya sahip. Gördüğümüz tüm karakterler açısından söylüyorum bunu. Çok kişisel bir tanımlama tabii.
Bana “haklılığı” yoğun bir şekilde hissettiren bir hikâyeyle karşılaşınca ilk endişelendiğim şeylerden biri, çeviriyi kişiselleştirme korkusuydu. Manga çevirilerinde yalnızca konuşma balonlarını çevirdiğiniz için çevirmenin tarzının doğrudan yansımadığını düşünüyor olabilirsiniz ama tam olarak öyle değil aslında. Bugün, şu an bu yazıyı yazarken sahip olduğum zihniyetle Berserk 1. cildi yeniden çevirmeye başlasam, ortaya daha farklı bir iş çıkardı. Bu yüzden, o konuşma balonlarına tahmin ettiğinizden çok daha fazla şey yansıyor. Bu da beni, şunu düşünmeye yöneltti: “Ya karakterler arasında taraf tutarsam?”
Bu o kadar büyük bir tehlikeydi ki çevirinin kalitesini bile etkileyebilirdi. Çeviri esnasında olabildiğince kurguyu sorgulamamaya çalıştım. Aklımdan ister istemez geçen “Ben olsam ne yapardım?” sorularını olabildiğince yanıtsız bırakmaya çalıştım.
Berserk Çeviri Süreci
Berserk mangasını çevirmeye başlamadan önce okumuşluğum yoktu. Yani çevirirken okudum aslında. Bu yöntemi tercih etmeyenler tabii ki var ama bu durumun, heyecanımı anlık olarak çeviriye yansıtmamı sağladığını düşünüyorum. Berserk, gerçekten tahmin etmekte zorlanacağınız bir kurguya sahip. Şaşkınlığımı da üzüntümü de heyecanımı da o konuşma balonlarına, tam da o duyguları hissettiğim anda geçirebilmek ayrı bir samimiyet katmış olabilir diye düşünüyorum.
Bir diğer endişe kaynağım, yerelleştirme konusuydu. Yerelleştirme karşıtı değilim, hatta yerine göre yapılmasının -roman ya da manga fark etmeksizin- metni daha keyifli hale getirdiğini düşünüyorum. Fakat şu da bir gerçek ki ülkemiz okuru büyük ölçüde yerelleştirmeye sıcak bakmıyor. Özel durumlar haricinde, kelimeleri orijinal haliyle bırakmanın, hedef dilin okuru nezdindeki inandırıcılığını azalttığını düşünüyorum.
Çoğumuz farkında değiliz ama Japonlar kendi eserlerinde veya Japoncaya çevirdikleri eserlerde o kadar yoğun bir yerelleştirme uyguluyor ki biz bunu fark etmiyoruz bile, doğrudan orijinali Japoncaymış gibi düşünüyoruz. Bu da çoğumuzun, eseri orijinalinden okuma şansının olmamasından kaynaklanıyor tabii. Bu konuda tepki alacağımı öngördüğüm için yerelleştirmeyi dozunda tutmaya özen gösterdim. Bir de okur bakış açısından bakınca çoğumuz bunu unutuyoruz ama çeviri bir ekip işi. Çevirmen, editör, son okumacı, redaktör ve bu süreçte yer alan herkes çevirinin bir parçası. Nasıl ki sinemada izlediğimiz filmler tek başına çekilmiyor, çeviriler de tek kişinin emeğiyle basılmıyor.
İlk üç cildi peş peşe çevirip teslim etmiştim yayınevine. Bunun ardından heyecanlı bir düzenleme, yayına hazırlama ve duyurma süreci geldi. Tüm bunları beklemek gerçekten zordu. Duyurulması için can atıyordum çünkü ne kadar çok kişinin bu seriyi beklediğini biliyordum.
Önemli Noktalar ve Çeviri Farklılıkları
Bu noktada ayrı bir yere de değinmek lazım. Berserk, daha önce farklı bir yayınevi tarafından basılmış fakat çeşitli sebeplerden toplatılmış, dolayısıyla basımı da durdurulmuş bir seri. Birkaç yıl önce ilk dört cildi basılmıştı. Bu da çevirmen olarak üzerinizde ayrı bir baskı oluşturuyor. “Önceki çevirilerle karşılaştırılır mıyım?” sorusunu ister istemez soruyorsunuz. Cevabını doğrudan vereyim: Evet, karşılaştırılıyorsunuz. Zaten aksinin mümkün olabileceğini düşünmek pek de gerçekçi olmazdı. Okurların neden böyle bir karşılaştırma yapma gereği hissettiklerini anlamamakla birlikte, yanlış olduğunu ya da karşı çıktığımı da söyleyemem tabii ki. Yazının ilk paragraflarında da bahsettiğim gibi, Berserk’ün ilk cildini şu an tekrar çevirmeye başlasam, ortaya farklı bir iş çıkardı. Hal böyleyken, iki ayrı kişi olan çevirmenlerin tarzlarının da farklı olması gayet doğal bir durum.
Berkserk’ün Yeni Ciltleri Ne Zaman Türkçe Raflarında Olacak?
Resmi duyuru sonrası gelen yorumları gördükçe okurların heyecanına ben de dahil oldum. Her türden yorumu okumak keyif veriyordu bana. Olumlu veya olumsuz eleştiri fark etmeksizin, Berserk’ün yeniden Türkçe basılması üzerine yapılan yorumları değerli buldum/buluyorum. Tabii en çok sorulan soru, açık ara “4. cilt ne zaman gelecek?” sorusuydu. İlk üç cildin basılmasından çok kısa bir süre sonra sorulmaya başlanmasıyla bile herkesin ne kadar heyecanlı olduğunu görebiliyorsunuz. Benim verdiğim cevap da belli tabii: “Onu yayınevine sorun.”
Berserk’ü çevirmeye devam ettikçe merakımın daha da arttığını görebiliyorum. Bu yüzden ben de bir süre sonra “Devam ciltleri ne zaman gelecek?” diye yayınevine sormaya başlayabilirim.
Peren Ercan
Berserk hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, diğer çevirmen maceralarına buradan ulaşabilirsiniz.
Benzer içerikler için bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
D&r da öyle gezinirken gördüm, acayip şaşırdım ve sevindim, hemen aldım ve benim de ilk düşündüğüm gerisi ne zaman gelicek oldu 😀