Holly Jackson’ın Epsilon Yayınevi etiketiyle yayımlanan İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi üçlemesinin çeviri yolculuğunu Şebnem Tansu’dan dinliyoruz.
İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi – Şebnem Tansu ile Çevirmenin Çemberi
Kitap yazmak, öylesi geniş bir hayal dünyasına sahip olmak ve o kadar geniş bir dünyayı belirli bir kurgu içinde aktarabilmek en büyük hayalim olsa da yazmayı denemeye başlayıp bıraktığım üç kitapta bunun göründüğü kadar kolay olmadığını çok iyi anladım. Elbette çeviri yapmak ve kitap yazmak bambaşka iki tecrübe ama en azından çeviri yaparak kişisel bir tatmin yaşadığımı söylemeden edemeyeceğim.
Çocukken Yaramaz Kızlar serisi ile başladığım okuma serüvenine yıllar sonra bir çevirmen olarak devam etmek beni çok heyecanlandırıyor. Belki de bir yazar olarak sadece tek bir türe odaklanacakken çeviri yaparak farklı türde kitaplara dokunabilmenin benim için gerçekten benzersiz bir deneyim olduğuna inanıyorum.
Her şeye rağmen her yeni kitaba başlarken biraz bocalıyorum. Karakterler yabancı, mekân yabancı, konu yabancı. Dili bilmek bazen tek başına yeterli olmayabiliyor. Kültür farklılıkları sizi bir anda alaşağı edebiliyor, ben şu an neye bakıyorum, sanırım bu kitabı çeviremeyeceğim, korkusuna kapılıyorum kimi zaman. Peki aynı şeyi bu kitapta da yaşadım mı? Tabii ki evet…
Öte yandan burada eklemeden geçemeyeceğim çok da önemli bir konu var. Bir çevirmenin her kitabı değil de beğendiği, kendi tarzına yakın olduğunu hissettiği kitabı çevirme şansının olması ve yanı sıra seri kitapların aynı çevirmenler tarafından çevrilmesinin önemli olduğuna inanıyorum ve Holly Jackson’ın kitaplarını yayınlayan Epsilon Yayınevi’nin bu imkanı vermesinin iyi bir iş çıkarmamda büyük faydası olduğuna inanıyorum. Raftan alıp okumayı isteyeceğim türden kitapların çevirisini yapmak bambaşka bir duygu. İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi de bunlardan biri.
Şebnem Tansu: “İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi Adıyla Bile Kendine Çekmeyi Başardı”
Bazı kitaplar vardır insanı daha isminden yakalar. Aslında bir çevirmen olarak bir kitabı ambalajıyla yargılamamam gerektiğini gayet iyi bilsem de İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi daha en başta beni hem adıyla hem de kapak sayfası tasarımıyla kendine çekti. Ama işte az önce yukarıda evet cevabını verdiğim o panik duygusunu da daha ilk sayfaya bakarken yaşadım. İsim güzel, Amerikan filmlerinde kafaya taktığı olayı çözmeye çalışan dedektifin çalışma odasında ipuçlarını birbirine bağladığı iplerden oluşan panoyu hatırlatan kapak güzel ama kitabın ilk sayfadaki o kâğıt görseli de ne? Dediğim gibi her şeyin dili bilmek olmadığını anladığım o anlarda buz keserim. Bilgisayar kazan ben kepçe olurum ve neye baktığımı çözmek için araştırmaya başlarım. Bahse konu mekanda ödev nasıl hazırlanır, bayram nasıl kutlanır, yasalar nelerdir, haklar nasıl okunur vb. Bunu bir atlattım mı bir sonraki panik anına kadar gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Polisiye, gerilim türü kitaplarda yazarların olay örgülerindeki ani değişikliklerle beklenmedik bir anda okuru şaşırtmaları bir okuyucu olarak beni ne kadar etkilese de bir çevirmen olarak da o kadar zorluyor diyebilirim. Holly Jackson da üç kitaptan oluşan bu serisinde ustaca kurguladığı olay örgüsü, kelime oyunları ve çelişkileriyle beni hayli zorladı diyebilirim.
Holly Jackson’ın “İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi” Serisi Ne Anlatıyor?
Pippa ya da kitapta sıkça kullanıldığı şekliyle Pip tanıştığınız andan itibaren sizi etkisi altına alan bir karakter. Normalde kitap okurken kendimi kahramanın yerine koymayı sevsem de çeviri yaparken yazarın düşüncelerine girmeye çalışırım çünkü bu süreçte hikâyeye dahil olan herkesi yazarın gördüğü gibi seslendirmem gerekir ancak ilk kez bu hikâyede Pippa’nın beni etkisi altına aldığını söylemeliyim. Lise son sınıf öğrencisi olan Pippa bitirme ödevi olarak beş yıl önce öldürülen Andie Bell’in cinayetinin gizemini çözmeye karar verir çünkü Andie’nin katili olduğu iddia edilen Sal’ın bu cinayeti işlediğine inanmakta zorlanmaktadır.
Sadece bir his ile başlayan bu hikâyenin hemen her sayfada ilerlemesi kitabı çekici hâle getiren en büyük etken olabilir. Ancak hikâyenin durağan olmaması kadar proje hazırlama sürecinde Pip’in tuttuğu Hazırlık Günlüğü Kayıtları okuru da bir bakıma Pip ile birlikte dedektif gibi çalışmaya itiyor. Elbette her polisiye romanda suçlu tahmin edilmeye çalışılır ama İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi’nde deliller önünüze sanki sizin çözmeniz gereken bir dosyaymış gibi sunuluyor.
Hazırlık ve Çeviri Süreci
Çevirmeye başlayacağım kitabın konusunun ne olduğunu öğrendikten sonra birkaç bölüm okuyup çeviriye öyle başlarım. Heyecanı kaybetmemek için çeviriyle kitabın bitişini birbirine yaklaştırmaktan keyif alırım. Sonunu bilmediğim sürece okuduğum ve çevirdiğim satırlardaki heyecanın dinamiğinin kaybolmadığına inanıyorum. Aynı süreci İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi’nde de uyguladım.
Hikâyenin heyecan dozunun yüksek olması, merak seviyesinin sürekli zirvede olmasının beni hızlı olmaya itmesinden dolayısıyla hata yapmaya zorlamasından endişendim. Zaman zaman çevirmen ve okur çatışması yaşadığım, Pippa’ya ve Ravi’ye seslendiğim, hatta bazen taraflı olmaktan çekindiğim yerler oldu.
Zorlayan Bölümler
Çeviri sırasında en çok zorlandığım kısımlar Pip’in delil olarak düşünüp sakladığı ve bu kısımlarda bulunan kısaltmalar oldu sanırım. Açıkçası kitabı çevirmeye ilk başladığımda bir üçleme olduğunu bilmiyordum. Benim için başlı başına bir roman gibiydi yine de her zaman olduğu gibi burada da kısaltmalarda kullanılan orijinal harflere bağlı kalmaya çalıştım. Kelime oyunları ya da kısaltmalar bir çeviride bir sayfa için harcadığınız süreden çok daha fazlasını harcamanıza neden olabilir ama İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi kitabında gösterilen bu çabaların ne kadar önemli olduğunu daha sonra çevirisini yaptığım İyi Kız Kötü Son ve iyi Kız Ölüme Çok Yakın kitaplarında açıkça gördüm.
Hikâyelere ve kahramanlara sonrasında da yazarın kalemine aşina olmak hata yapma ihtimalini azaltıyor. Hele ki söz konusu olan bu üçlemenin ikinci kitabına başlayıp da ilk kitapla ne kadar iç içe olduğunu görünce çeviri yaparken yazarın kelimelerine hatta bazen harflerine bile ne kadar özenli yaklaşmam gerektiğini çok daha iyi anladım.
Üçleme Hakkında Detaylar
İyi Bir Kızın Cinayeti, İyi Kız Kötü Son, İyi Kız Ölüme Çok Yakın üçlemesi her biri tek başına okunabilecek türden hikâyeler barındırsa da Holly Jackson’ın kaleme aldığı hiçbir olayın öylesine olmadığını görmek için üç kitabın da okunması gerektiğini düşünüyorum.
Kitapta beni en çok etkileyen şey de sanırım buydu. Gökyüzünde uçan bir kuştan bile öylesine bahsedilmediği bir hikâye örgüsü çok fazla yazarın başarabildiği bir şey değil.
Bir genç kızın günlüğü, delilleri topladığı defteri ve yaşadıklarının anlatıldığı üç ayrı tarzı barındıran kitapta tek düze olmamaya, yeri geldiğinde Pippa Fitz Amobi, yeri geldiğinde objektif bir şekilde aktarılan görüşmele dökümleri, yeri geldiğinde anlatıcı rolünü kusursuzca kaleme alan Holly Jackson’ın cümlelerini Türkçeye çevirmek son derece zor ama daha çok keyifliydi. Bu deneyimi yaşadığım için şanslı olduğumu düşünüyorum.
Bir yandan günlük, bir yandan deliller ya da ipuçları ve bir yandan da çözülmeye çalışılan bir cinayet. Sayfa ilerledikçe cinayetin çözülmesini istediğim kadar Pippa ve Ravi’nin eğlenceli sahnelerini de çevirmeyi aynı heyecanla beklediğimi fark ettim. Her ne kadar Pippa’dan çok etkilensem de panik anını esprilerle geçen Ravi karakterini kendime daha yakın buldum.
Çok zorlu bir süreç olan çeviriyi kolaylaştıran tek şeyin kitabı sevmek olduğunu düşünüyorum. Holly Jackson’ın hayatın beklenmedik dönemeçlerle dolu olabileceğine gösteren, daha ilk sayfadan üçüncü kitabın son sayfasına kadar akıcılığını kaybetmeyen hikâyesinin önce okuru sonra da çevirmeni olduğum için çok şanslıyım.
Şebnem Tansu
İyi Bir Kızın Cinayet Rehberi serisi hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, Çevirmenin Çemberi köşesindeki diğer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.
Daha fazlası için bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!