Konuk Yazar
Kayahan Demir, geçen aylarda yayımlanan Kayıp Sırlar Muhafızı ve yeni çıkan Sidelya Yüzen Ada kitaplarının yazım sürecini Kayıp Rıhtım için anlattı.
Kayahan Demir, “Kayıp Sırlar Muhafızı” ve “Sidelya Yüzen Ada”nın Yazım Sürecini Anlatıyor
“Yaralar her zaman bedende olmaz.”
Evet, aslında tam da bu cümleyle başlıyor, Pera Muhafızı Hafiye Demirbey’in esrarengiz hikâyesi…
Altı kitaplık Dedektif Milas serisinden sonra polisiye severler yeni bir dedektifle tanıştılar. Başrolünde Hafiye Demirbey’in olduğu yeni polisiye serimizin ilk kitabı Kayıp Sırlar Muhafızı şubat ayında raflarda yerini almıştı. Bu ay itibarıyla serinin devam kitabı olan Sidelya Yüzen Ada okurlarımızla buluştu.
Aslında yeni bir dedektifin hikâyesini anlatma düşüncem uzun zamandan beri vardı. Yayınevimle yaptığım istişareler neticesinde yeni bir seriye başlama kararı aldık. Ancak çok sorulan şu soruya da açıklık getirmekte fayda görüyorum: Dedektif Milas maceraları bitmedi. Yazarlar ölür, ama onların dedektifleri asla ölmez! Bizim Şifre Bilimci Milas Ulukan da kısa bir süre için inzivaya çekildi. Şu an ekibi ve Engin Ar’la birlikte dinleniyor. Çok yakında yeniden birbirinden esrarengiz maceralarla birlikte sahaya dönecekler. Bunun da buradan müjdesini vermiş olayım.
Zamanda Yolculuk ve Farklı Dönemlere Geçiş
Şifreli Dosyalar serisinde tarihe, sanat tarihine ve müzelere ne kadar önem verdiğimi sadık okurlarım iyi bilecektir. Kaleme aldığım bu yeni polisiye serisinin ise bizzat tarihin içinde geçmesini istedim. O sebeple yeni serimiz, tam bir tarih verilmese de Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde geçiyor. Meşhur Hafiyecilik Teşkilatı’nın hâkim olduğu dönemlerde… Ama bir taraftan da “Bir Zamana Yolculuk Polisiyesi” serimiz adından da anlaşılacağı üzere kendi zamanının çok ötesinde olan maceralardan oluşuyor. Çünkü bu seride bizim Hafiye Demirbey’in en yakın arkadaşı Mucit Macit isimli çılgın bir bilim insanı… En büyük hayali zamanda yolculuk makinesini icat etmek olan bu çılgın mucit, ikinci kitapta bu hayaline kavuşuyor!
Evet, yanlış duymadınız! Sidelya Yüzen Ada kitabında karakterlerimiz, ‘Tayyi Mekân’ isimli nostaljik bir trenle kendi yaşadıkları dönemden çok daha farklı dönemlere geçiş yapıyorlar!
Kayahan Demir’in Esin Kaynakları
Tüm kitaplarımı yazarken en büyük esin kaynağım gittiğim, gördüğüm tarihi mekânlar oluyor çoğu zaman. Sidelya Yüzen Ada kitabını yazmadan önce gittiğim adeta bir doğa harikası olan ‘Bingöl Yüzen Adalar’ bölgesi bana bu kitabı yazmamda ciddi ilham kaynağı oldu. Okul etkinlikleri için gittiğim bu şirin ilimizde tanıştığım çok kıymetli öğretmenlerim sayesinde şehrin kadim tarihi hakkında birtakım önemli bilgiler edindim. Tam da ‘Yüzen Adalar’ bölgesiyle ilgili anlatılan efsaneleri bizzat Bingöllü öğretmenlerimizden dinledim.
Yüzyıllardır bizimle birlikte yaşayan bu efsaneler ‘yeni kitabında bizi de anlatmalısın!’ diye fısıldadılar kulağıma. Bilmediğimiz o kadar gizemli, etkileyici efsanelerimiz var ki… Bu efsanelere yeni kitabımda da yer vermek istedim. Hatta kitabın gidişatını bu efsaneler üzerine inşa ettiğimi söyleyebilirim. Her ne kadar Sidelya Yüzen Ada kitabının başrolü Galata Kulesi ile Kız Kulesi gibi görünse de gizli başrolünün Bingöl Yüzen Adalar olduğunu gönül rahatlığıyla söylemek isterim.
Dedektif Milas ve Pera Muhafızı Demirbey
Namı diğer Pera Muhafızı Demirbey’i Dedektif Milas’tan ayıran en büyük özelliği ise kendi hususi hayatında saklı… Bu seride okurlarımız başkarakterimizi çok daha yakından tanıyorlar.
Dedektif Milas’ın çok da özel hayatı bilinmezken, Demirbey’in çocukluğundan süre gelen birtakım psikolojik sorunlarını öğrenmiş oluyoruz. Çocukken ailesinin kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürülmesi ona sıkıntılı, karamsar bir gelecek sunuyor. Karakteristik olarak da Dedektif Milas gibi çok sevilen, başarılı biri değil Hafiye Demirbey… Çünkü bir insanın sevilmesi için önce sevmeyi bilmesi gerekir. Ancak Demirbey çocukken yaşadığı ağır travmalardan dolayı insanları pek de sevemeyen biri… ‘Hocam’ dediği ve baba olarak gördüğü Kadı Efendi ve çocukluk arkadaşı Mucit Macit dışında pek de seveni var sayılmaz aslında.
Elbette seri ilerledikçe hayatına sevileceği ve sevebileceği yeni karakterler dahil olacak. Ama elbette onun en büyük gayesi sevmek veya sevilmek de değil. Annesinin, babasının ve kız kardeşinin katillerini yakalamak… Zaten sırf bu sebepten dolayı hafiye ve zabit olmuş birinden bahsediyoruz.
Sidelya Yüzen Ada Neler Vadediyor?
Sidelya Yüzen Ada kitabında çok farklı özelliklere sahip bir seri katille tanışacağız. Kız Kulesi ile Galata Kulesi’nin yüzyıllardır gizli kalmış efsanevi aşklarını ifşa etmeye çalışan, kadim efsanelere düşkün tuhaf bir katille…
Sizlere şunun garantisini verebilirim ki son kitabım Sidelya Yüzen Ada’nın finali, genç ve genç ruhlu okurlarımı bir hayli şaşırtacak! Bugüne kadar kaleme aldığım polisiye kitaplar arasında en ters köşeyle biten kitabım Sidelya Yüzen Ada oldu diyebilirim. Katilin gerçek kimliği eminim herkesi şoke edecek!
Daha fazla detaya girip heyecanı kaçırmadan, yeni kitaptan şu gizemli cümleyle yazımı sonlandırmak isterim:
“Sırlar kalbin incisidir. İster satar, ister saklarsın.”
Bu kitaptaki dehşetengiz sırlara vakıf olduktan sonra onları saklamak veya satmak tamamen siz değerli okurlarımın elinde!
Herkese keyifli okumalar…
Kayahan Demir
Kayıp Sırlar Muhafızı ve Sidelya Yüzen Ada hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, ayrıca bizleri Google News’ten takip edebilirsiniz.
Sitemizdeki diğer yazar maceralarına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!