Bilimkurgu ve korku türlerinin kesişim noktasında yer alan Parazit mangası yıllar içerisinde hem anime hem de sinema uyarlamalarıyla geniş bir kitleye ulaşmayı başardı. Bu yazıda serinin tarihçesine, konusuna ve etkilerine göz atıyoruz.
2000’li yılların ortalarında, manga kültürü hem ülkemizde hem de dünyada daha yeni yeni çıkışa geçmişken, daha doğrusu şu an sahip olduğu popülaritenin temellerini atarken o zamanlar Beyoğlu, Yeni Çarşı Caddesi’nde yer alan Gon Çizgi Roman’da çalışıyordum. Doların ortalama 1,5 TL sularında seyrettiği, insanların üzerine kürekle orijinal ya da İngilizce çizgi roman attığımız günlerdi. Death Note, Naruto, Bleach vs. gibi ana akım seriler yeni yeni palazlanıyordu. Belli bir yaş grubu bunları soluksuz okuyup biriktirirken Japon çizgi romanındaki bu yükselişi gözlemleyip merak eden otuz yaş üstü insanlar da dükkanımıza uğruyordu tabii ki.
Onlara özellikle önerdiğim genelde birkaç seri oluyordu. Bunların başında Osamu Tezuka kitapları geliyordu. Maalesef ülkemizde yayımcısı yok. Biraz daha tarihe ilgisi olana Lone Wolf and Cub (günümüzde Yalnız Kurt ve Yavrusu adı altında Marmara Çizgi tarafından yayımlanıyor) önerirken, daha güncel, korku / bilimkurgu tarzı bir şeyler arayan okurlara ilk tavsiye ettiğim serilerden biri Parasyte (Parazit) oluyordu.
Parazit’in Geçmişine Kısa Bir Bakış
Parazit, Hitoshi Iwaaki tarafından yazılıp çizilen bir manga serisi. İlk olarak 1989 yılında Kodansha’nın Morning Open Zōkan dergisinde ve daha sonra da 1989-1994 yılları arasında Monthly Afternoon dergisinde Kiseijuu ismiyle yayımlandı. ABD’de ilk yayımcısı ise Tokyopop ama onların anlaşması 2005 yılında sona erdi. 2006 yılında Comic-Con’da Random House bünyesindeki Del Rey, Parazit’in haklarını aldığını duyurdu ve bu sekiz kitaplık (orijinalinde on kitap gibi gözükse de Del Rey sekiz kitaba bölmeyi tercih ediyor) serinin son cildini 2009 yılında yayımlandı. Günümüzde ise Kodansha US tarafından yayın hayatına devam ediyor.
Parazit”in başarısı sadece manga sayfalarıyla sınırlı kalmadı. 2014 ve 2015 yıllarında Takashi Yamazaki tarafından iki adet sinema filmi çekildi. Aynı yıllarda Kenichi Shimizu’nun yönettiği 24 bölümlük bir anime serisi de yayınlandı. Animeyi şu anda Netflix’te izlemeniz mümkün, tavsiye ederim. İçerik ve hikâye derinliğiyle yetişkin izleyicilere de hitap eden anime, platformdaki en iyi yapımlardan biri olarak öne çıkıyor.
Bu arada manga, anime ve film uyarlamaları Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde yayınlanması yasak olan 38 anime ve manga arasında yer alıyor. Bu yasağın ardındaki nedenler ise belirsizliğini koruyor. Sebebini Mao bilir.
Parazit ile Kişisel Bir Tanışma
Parazit ile tanışmam Del Rey yıllarına denk geliyor. Gon Çizgi Roman’a sipariş ettiğimiz dönemler işte. Benim gibi şu an 40 yaş üstü olan birçok müşterimize zorla okutup sonrasında teşekkürleri toplamışımdır. Hatta çoğu, bir sonraki sayı ne zaman gelecek diye darlaya darlaya canıma okumuştur.
Genel olarak bilimkurgu, korku ve gerilim temalarını sevenlerin özellikle okumasını tavsiye edeceğim manganın konusu ise kısaca şöyle özetlenebilir:
Tek başına hayatta kalamayan ve polen benzeri parazitlerden oluşan uzaylı bir ırkın yolu Dünya’ya düşer. Bu parazitler, bünyesine girdikleri konakların vücudunu istila ederek onları birer şekil değiştiren yaratığa dönüştürüyor. 17 yaşında bir lise öğrencisi olan Shinichi Izumi’nin bedenine girmeye çalışan parazit ise, işin büyüsünü bozmamak adına sebebini söylemeyeceğim bir şekilde Shinichi’nin beynine ulaşamadan daha sağ kolundayken olgunlaşıyor ve sadece sağ kolunu ele geçirebiliyor. Böylece Shinichi ve sağ kolu Migi, birlikte simbiyotik bir ortak yaşam sürmeye çalışıyorlar.
Vücudu tamamen ele geçirilen diğer insanlar ise duygusuz, ruhsuz birer katile dönüşüyor. Kuytuda yakaladıkları insanları acımasız bir şekilde katletmeye çalışıyorlar ve onların varlığından haberdar olan tek kişi olan Shinichi, Dünya’yı kurtarmak için sağ kolu Migi ile beraber bu yaratıklara savaş açıyor.
Genel olarak bilimkurgu ve gerilim dedim ama Parazit aynı zamanda içinde mizah ve romantizm de barındırıyor. Sonuçta olaylar Japonya’da bir lisede geçiyorsa, işin içine romantizmin girmemesi zaten mümkün olamıyor. Belki de bu yüzden, çok fazla türe başarılı bir şekilde temas ettiği için, dünyanın en çok satan mangalarından biri olmayı sürdürüyor ki Ağustos 2022 itibariyle dolaşımda olan 25 milyon kopyası olduğu söyleniyor. Belli bir yaş grubunun üstüne hitap eden bir manga için bunlar gerçekten inanılmaz rakamlar. Çünkü türün en büyük tüketicisinin 11-20 yaş aralığı olduğunu düşünecek olursak, 30 yaş üstü kitleye bu kadar çok manga satabilmek büyük başarı.
Kimler Parazit’in Etkileyici Dünyasına Kapılabilir?
Öncelikle manga seven herkes Parazit’i sevecektir. Çocukluğunda adının anime olduğunu bilmeden anime izleyerek büyümüş olan ve tekrar o günlerin tadını yakalamak isteyen otuz yaş üstü okurlar sevecektir. Özellikle sinema ve popüler kültürden örneklendirmek gerekirse Alien serisi ve Species gibi filmleri sevenler, zaten bayılacaktır. Ana akım Amerikan çizgi romanı okurları bile sevecektir, özellikle de Marvel’ın Skrull hikâyelerini sevenler aynı tadı yakalayabilir.
Kayıp Kıta’nın yayın yönetmeni, uzun yıllardır dostum olan Tulgan Köksal ile sık sık sektör üzerine sohbetler ederiz. Manga yayıncılığına giriştiklerini söylediğinde ilk aklıma gelen serilerden biriydi Parazit ve bana “çoktan yazışmalarını yaptık bile” dediğinde acayip takdir ettim.
Ben bu yazıyı yazdığım sırada bu (artık) 8 kitaplık serinin 3. cildi yayımlanmış durumda. Başta bu seriyi bize kazandıran Tulgan, editörlüğünü üstlenen Nihan Alak ve çevirilerini yapan Serhat Temel gerçekten harika bir iş çıkartmışlar. Hepsinin ellerine sağlık.
Emre Yavuz
Sizler de manga serisi ve uyarlamalar hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp kanalımızdan takip edebilirsiniz.
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!