Volkan Ersoy, kısa süre önce Bilgi Yayınevi etiketiyle yayımlanan Ernest Hemingway’in Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine kitabını Türkçeye kazandıran isim oldu. Ersoy, eserin çeviri yolculuğunu tüm detaylarıyla Kayıp Rıhtım’a anlattı.
Çevirmen Volkan Ersoy, Ernest Hemingway’in “Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine” Kitabını Anlatıyor
İngilizce ve İspanyolcadan çeviri yapıyorum ve tercihim kurgu veya kurgusal yanı da olan eserler. En son yayımlanan çevirim Ernest Hemingway’in Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine adlı romanı.
Ben çevirinin her şeyden çok bir seçim meselesi olduğuna inanıyorum. Bu seçim önce hangi eseri çevireceğinizle başlıyor. Bazı çevirmenler çevirecekleri kitapları kendileri seçerler: Bir esere yakınlık duyarlar ve şanslılarsa bir yayınevine kabul ettirirler. Çevirmenin bir yazara veya esere yakınlık duyması doğal olarak çevirinin başarılı olmasında rol oynar. Şimdiye dek üç romanını çevirdiğim Kübalı yazar Leonardo Padura benim için böyle bir yazar oldu.
Kişisel Deneyim ve Yazarla İlişki
Ben çevirinin her şeyden çok bir seçim meselesi olduğuna inanıyorum. Bu seçim önce hangi eseri çevireceğinizle başlıyor. Bazı çevirmenler çevirecekleri kitapları kendileri seçerler: Bir esere yakınlık duyarlar ve şanslılarsa bir yayınevine kabul ettirirler. Çevirmenin bir yazara veya esere yakınlık duyması doğal olarak çevirinin başarılı olmasında rol oynar. Şimdiye dek üç romanını çevirdiğim Kübalı yazar Leonardo Padura benim için böyle bir yazar oldu.
Beş sene Küba’da yaşadım, önce yazarın kitaplarını okudum: Okuduklarım yaşadığım ülke ve kentteki deneyimlerimle örtüştü, hatta yazarla tanışma şansına kavuştum. Tamamen kendi inisiyatifimle çevirdiğim Köpekleri Seven Adam adlı eserini, yazarın İspanya’daki yayınevinin Türkiye’deki temsilcisi olan ajansa ben önerdim ve birlikte Bilgi Yayınevi’ni bulduk.
Çevirmenin Kitapla Olan Bağı
Bazen de kitaplar çevirmenleri seçerler: Çalıştığınız yayınevinin size önerdiği bazı kitaplar sizi içine çeker, çevirirken yazarla aynı frekansı tutturduğunuzu, haddimi aşmak istemem ama sanki çeviriyi yapan siz değil de yazarın kendisiymiş gibi hissedersiniz. Otuz sene ara verdiğim edebi çevirilere Bilgi Yayınevi için şimdiye dek çevirdiğim yedi eserle yeniden başlarken şanlıydım herhalde, henüz içlerinde bu frekansı tutturamadığım olmadı. Beni içine çekmeyen, ısınamadığım bir eserle karşılaşırsam kuşkusuz çeviriyi iade eder, affımı isterim.
Hemingway ile Karşılaşma ve Kuşkular
Hemingway’in romanını çevirmeye başladığımda doğrusu kuşkularım vardı. Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine dahil tüm eserleri daha önce çevrilmiş, çok okunan, klasikleşmiş bir yazar bir çevirmene yeni ne sunabilir? Çevirisi bana yayınevi tarafından önerildiğinde, romanın 1965 senesinde yayınlanmış, yayıncısı ve baskısı artık olmayan bir çevirisini buldum: Günün koşullarına göre olumlu bir iş; önsözü Melih Cevdet Anday’a ait. Ancak hem çevirinin dili günümüz Türkçesine uymuyordu hem de bugünün şartlarıyla çok daha anlaşılır ve hatasız bir çevirisinin yapılabileceğini düşündüm.
Çevirinin Zorlukları ve Seçim Meselesi
Burada bir parantez açıp çevirinin neden bir seçim meselesi olduğuna farklı bir yönüyle devam etmek isterim. Çevirmen, yabancı bir dildeki her sözcüğe, her ifadeye, her cümleye hedef dilde en doğru karşılığı bulmaya çalışırken onlarca, belki yüzlerce alternatif arasından bir seçim yapar. Kelime haznesi ve genel kültürü ne kadar zenginse alternatifleri ve en doğru karşılığı bulma şansı artar. Yazarı ve eseri iyi tanıyorsa, eserde yazılı olmayanları, alt-metni, satır aralarını okumayı becerebiliyorsa, bir anlamda yazarın kafasının içine girebiliyorsa başarı şansı daha da artar.
Öte yandan pek çok yazarın eserinde ama az ama çok muğlak yerler vardır. Okurlardan, sinema gibi diğer bazı sanat eserlerinde olduğu gibi bir romandan keyif alabilmek için bütün göndermeleri anlamaları, bütün muğlak yerleri çözmeleri beklenemez. Böyle analitik bir yaklaşım, okuma zevkini de kaçırırdı. Ancak çevirmenin böyle bir sorumluluğunun olduğunu düşünüyorum. Yapabildiğince. Bu, çetrefilli bir konu çünkü yazar bir yeri muğlak bırakmışsa, o artık eserin bir parçasıdır ve çevirmen aynı muğlaklığı çeviriye yansıtabilmelidir: Yazardan rol çalmak çevirmenin haddine olmadığı gibi bu, okura karşı saygısızlık da olur.
Çevirinin Teknolojik İmkanları
Diğer yandan anlaşılmayan yerler sıkça çeviri hatalarına neden oluyor. O yüzden çevirmenin yapabildiğince muğlak yerleri “kendisi için” açıklığa kavuşturması gerekiyor. Ben dipnot-sever bir çevirmenim; böyle durumlarda metne müdahale etmeden gerekli açıklamayı dipnotlarla vermenin yerinde bir yaklaşım olduğuna inanıyorum.
“Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine” Romanı ve Teknolojik Destek
Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine’ye dönersem, neredeyse 60 sene önceki çevirisinde tam anlaşılmamış, hatalı çevrilmiş pek çok yer olduğunu gördüm. Vurgulamam lazım, o günün şartlarıyla daha iyisi beklenemezdi. Mevcut bilgi birikimimle beni 1965 senesine gönderip bu çeviriyi yapmamı isteseniz daha iyisini yapamazdım. Çünkü günümüzün teknolojisi eski nesil çevirmenlere nasip olmamış olanaklar sunuyor.
Aradan geçen süre içinde gerek yazarla gerek bu romanla ilgili pek çok inceleme yayınlanmış: Hemingway’in taslak metin üzerindeki el yazması düzeltmelerine ve özel yazışmalarında romanda geçen konularla ilgili söylediklerine bakılmış, hayatı ve eserleri didik didik edilmiş. Ve tüm bunlara bilgisayarınızda birkaç tıklamayla ulaşabiliyorsunuz. Kitap satan yabancı web sitelerinden –romanın önsözünde de belirttiğim– bu incelemeleri satın aldım, internette çok kapsamlı araştırmalar yaparak başka makalelere eriştim, romanda sıkça geçen, açıklanmamış İngilizce kısaltmaların, özel kavram ve ifadelerin –kaldı ki bazıları dünya savaşları dönemine aitti– ne anlama geldiklerini buldum.
Bir romanla ilgili bu seviyede bir araştırma yapıp anlaşılmayan yerleri çözdükçe hem yazarın –ve karakterlerinin– ruh halini daha iyi anlamaya hem de romanı sahiplenmeye başlıyorsunuz. İşte bu romanın beni seçmesi bu araştırma sayesinde oldu.
Yazarların Hayatı ve Deneyimleri
İlginizi çeken, keyif aldığınız romanların yazarlarının hayatı ve deneyimleriyle de ilgileniyorsunuz. Hele de bu Hemingway gibi çok okunan bir yazarsa. Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine, hayatı boyunca türlü maceralara atılmış, iki büyük dünya savaşında ve İspanya İç Savaşı’nda yer almış bir yazarın yıpranmışlığını, yorgunluğunu, hayal kırıklıklarını yansıtan, yarı-otobiyografik bir roman. Bu yönüyle de bir çevirmen olarak sevdiğim bir roman oldu.
Üstelik dünyanın en sevdiğim kentlerinden biri olan, defalarca ziyaret ettiğim Venedik’te geçiyordu! Hemingway’in İtalyan bir kontesle gönül ilişkisinden yankılanan kırık bir aşk hikâyesi de cabası. Velhasıl, benim bu romanı seçmem ve onun beni seçmesi için pek çok neden vardı. Okurların, özellikle Hemingway romanlarını sevenlerin de bu romandan özel bir keyif alacaklarına inanıyorum.
Volkan Ersoy
Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, diğer çevirmen maceralarına buradan ulaşabilirsiniz.
Benzer içerikler için bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.
Çevirmen Volkan Ersoy’u tebrik ediyorum. Hem düşünceleri hem de eserle ilgili bu kadar detaylı araştırma yaptığı için.
Ben de kitabı sipariş etmiştim. Bugün yarın elime ulaşır.