Durham Üniversitesi ve Chicago’daki Illinois Üniversitesi tarafından yayınlanan yeni bir makaleye göre, daha önce Güneş Sistemi’nin kenarında görünmez bir gezegen olarak düşünülen cismin aslında çok eski zamanlara ait bir ilkel kara delik olduğu öne sürüldü.
Üniversite araştırma ekipleri, Güneş Sistemi’nin dış tarafında tuhaf bir yerçekimi yörüngesi anomalileri gözlemlediler ve bulgular konusunda endişelerini dile getirdiler. Hemen ardından Polonya’daki Optik Gravitasyonel Lensing Deneyi (OGLE) bir dizi çekim anomalisi kaydettiğinde endişeler daha da arttı.
Söz konusu yerçekimsel tuhaflıklar, üniversite araştırmacılarını, bilim insanlarının daha önce Planet 9 (Gezegen 9) olarak adlandırdıkları nesnenin aslında ilkel bir kara delik (Primordial Black Hole) olma olasılığına yöneltti.
Araştırmacılar, bahsi geçen kara deliğin oldukça eski olduğunu düşünüyorlar. Hatta büyük patlamadan hemen sonra ortaya çıktığına ve bir şekilde Güneş Sistemi’miz tarafından ele geçirildiğine inanıyorlar. Öyle ki bu fikrin Gezegen 9 kadar muhtemel olduğunu söylüyorlar.
Tabii bu potansiyel ilkel kara deliğin keşfiyle birlikte akıllara gezegenimiz ve çevre gezegenlerin günün birinde kara delik tarafından yutulup yutulmayacağı sorusunu getiriyor.
Bilim insanları, Gezegen 9 diye bildikleri kara delik hipotezinin doğru olması durumunda kara deliğin Dünya’dan yaklaşık 90 milyar 123 milyon 264 bin km uzaklıkta olacağını ifade ettiler.
Planet 9 İçin Tartışmalar Sürüyor
Bu mesafe göze son derece uzak görünüyor olsa da astronomik açıdan pek de öyle değil. Kara delik Dünya’ya tek bir ışık yılından daha yakında.
Durum korkutucu gözüküyor olsa da araştırmacılardan Profesör Scholtz endişeleri azaltacak bazı açıklamalarda bulundu. Normal kara deliklerin en az bir güneş kütlesine sahip olması gerektiğini, çünkü bir yıldızdan yaratıldığını söyleyen bilim insanı, bu ilkel kara deliklerin kütlesinin çok daha hafif olduğunu belirtiyor. Örneklemek açısından da bir Dünya kütlesi kadar ve hatta daha hafif olduğunu söylüyor. Bu durum bahsi geçen kara deliğin endişelenecek kadar büyük bir çekim gücüne sahip olmadığını gösteriyor.
Son olarak Profesör Unwin, kitlenin kesin olarak bir gezegen olamayacağını söyleyemediklerini, sadece bir gezegen olması gerekmediğini söylediklerini ifade ediyorlar. Önemli olanın dış Güneş Sistemi’nde olabileceğine inanılan bu nesneyi bulmak için gerekli deneysel araştırmanın genişletilmesi olduğunu da sözlerine ekliyor.
