Beyaz Saray şeytana mı ev sahipliği yapıyor? Discovery+ özel yapımı olan Shock Docs belgeselinin Demon in the White House adlı bölümü işte bu konuyu ele alıyor. Paranormal olayları inceleyen araştırmacılara göre bu meselenin “ulusal güvenlik sorununa” dönüşmesi an meselesi.
Brook Linder’ın yönetmenliğini yaptığı Shock Docs belgeselinin ilk sezonu geçen günlerde sona erdi. Uzaylılardan lanetli olaylara kadar geniş bir yelpazesi bulunan yapımın sezon finalinde odaklar Beyaz Saray üzerineydi. Demon in the White House adını taşıyan bölümde tarihi dosyalar açılıyor ve Beyaz Saray’ın şeytani bir varlığa ev sahipliği yapıyor olma ihtimali üzerinde duruluyor.
ABD’de oldukça sıkı korunan bölgeler olmasına rağmen hiçbiri Beyaz Saray kadar korunaklı değil. Dolayısıyla özellikle vatandaşların uzak tutulduğu bölgeler doğaüstü olayların gerçekleşmesi için fazlasıyla elverişli. Doğaüstü olay uzmanları ise bu tür paranormal hareketliliklerin Beyaz Saray’da da yaşandığına inanıyor. Araştırmacıların ifadelerine göre şeytanın burada kaldığını ve yapıyı ele geçirdiği iddia ediliyor. Uzmanların paylaştığı en korkunç senaryo ise milli güvenliği tehdit edebilecek boyutta.
Belgeseldeki uzmanların aktardığına göre Beyaz Saray’a adımını atmış her başkanı etkisi altına alabilen şeytan iç ve dış politikada beklenmedik hamleler yapabiliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin 14. başkanı Franklin Pierce’ın iç savaşın ilk adımlarını atacak anlaşmayı imzalamasından Abraham Lincoln’ün öldürülmesinde, Vietnam savaşının başlamasından John F. Kennedy’nin suikaste uğramasına kadar bütün olayların altında yatan sebep aslında Cehennem prenslerinden olan Beelzebub’ın şeytanlarından biri.
Şeytan’ın Beyaz Saray İçine Girmesi Franklin Pierce’ın Oğlunun Ölmesiyle Başlıyor
Hikâye, 1853 yılında Franklin Pierce’ın Amerika’nın 14. Başkanı seçilmesi ile başlıyor. Ancak seçimlerin üzerinden çok geçmeden Pierce’ın oğlu Benny bindiği trenin raydan çıkması sonucu hayatını kaybediyor. Kaza aileyi derinden yaralıyor. Fakat en fazla etkilenen Pierce’ın eşi Jane oluyor. Kalvinist bir baba tarafından yetiştirilen ve tabiatından depresif olan Jane bu olay sonrasında iyice içine kapanıyor. Üzüntüsünün üstünden oğluna mektuplar yazarak gelmeye çalışıyor. Bu noktada Pierce’ın yardımcı olarak aldığı Fox kız kardeşler hikâyeye dahil oluyor. Spritüalist oldukları ve ölülerle konuşabildiği söylenen kız kardeşler Jane’e yardım edebileceklerini söylüyor. Bu teklifin üzerinden çok geçmeden Beyaz Saray’da Jane’in oğluyla konuştuğu dedikoduları yayılmaya başlıyor.
Belgeselde söylenilene göre Jane Pierce, Fox Kardeşler’in yardımıyla Beyaz Saray’da bir ritüel düzenlemiş. Ritüel sonunda Benny gerçekten görünmüş fakat bu aslında Benny’nin ölü bedenini ele geçirmiş bir şeytanmış. Böylece şeytan yaşayanların olduğu tarafa geçebilmiş. Pierce’ın daha sonrasında papaz tutup şeytanı Beyaz Saray’dan kovmaya çalıştığına dair söylentiler de yapımda yer alıyor.
Belgesel boyunca kaynağı belirsiz çeşitli resimler ve zengin hayal gücüyle dolu varsayımlar dışında elle tutulur bir referans yer almıyor.
Discovery+ bünyesinde yayınlanan belgeselin ilk sezonu toplamda 9 bölümden oluşuyor.
Siz belgesel hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi Kayıp Rıhtım Forum adresi üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.
Kaynak: The Daily Beast
