Menu
in

Ödüllü Öykü Derlemesi “Tabiata Giden Bütün Yollar” Çıktı

Andrea Barrett’a National Book Award’u kazandıran öykü kitabı, Yüz Kitap aracılığıyla raflardaki yerini aldı.

1996 Ulusal Kitap Ödülü’ne (National Book Award) layık görülmesiyle yazarı Andrea Barrett‘ı üne kavuşturan öykü kitabı Ship Fever, Figen Bingül çevirisi ve Betül Kadıoğlu editörlüğünde Tabiata Giden Bütün Yollar adıyla Yüz Kitap’tan çıktı.

Biyoloji mezunu olan, 1954 doğumlu Andrea Barrett otuzlarında edebiyata yönelmiş ve 1988’de ilk romanı Lucid Stars yayınlanmış. Yazarın eserlerinde bilimi, bilim insanlarını ve bilim tarihini merkezine alan tarihsel kurgular önemli bir yere sahip. Kariyerinin dönüm noktası sayılan Ship Fever (Tabiata Giden Bütün Yollar) kendisinin beşinci kitabı. Dilimize de ilk defa bu eseriyle konuk olan yazarın bu önemli eseri, 19. yüzyılın bilimsel aydınlanma ve zaferleri ile toplumsal veya bireysel sorunların denk geldiği farklı zamanları ve bu zamanlar zarfında kendini bilime adamış insanların umut ve umutsuzluk arasında gidip gelen hikâyelerinden oluşuyor.

Kitap sadece aldığı ödüllerle değil, konu ve karakterleriyle de yazarın yazınında önemli bir yere sahip. İlk defa bu kitapta karşılaşılan veya onların soyundan gelen bazı karakterlerin hikâyeleri, akıbetleri veya etkileri yazarın daha sonraki çalışmaları olan The Voyage of the Narwhal (1998), Servants of the Map (2002), The Air We Breathe (2007) ve Archangel (2013) kitaplarında da konu ediliyor.

- Reklam -

Barrett karakterler vasıtasıyla oluşturduğu bu bağlantısallık sayesinde bilim, bilim tarihi ve genel tarih gibi birbirleriyle alakasızmış gibi ayrı ayrı ele anılan alanları insan hikâyeleri vasıtasıyla tek anlatıda birleştirmiş ve anlatıcı bakış açısı sayesinde de (genel mesafeli akademik tutumun aksine) eksikliği hissedilen insani duygu ve düşünceler geri kazandırarak canlı, çok yönlü ve bütüncül bir bilim ve insan tarihçesi resmedilebilmiş. Bu yönünden ötürü, bazı okurların öykü derlemesi mi yoksa roman mı okuduklarının ayırdına varamadığı olmuş.

Kitabın İngilizce basımına adını veren uzun öyküyle beraber toplam sekiz hikâyeden oluşan bu özel derlemenin arka kapak yazısı ve tanıtım metni şöyle:
Bilimin ölçülebilir gerçekleri ile kalbin ölçüye gelmez mıntıkalarının kesiştiği öyküler…

Andrea Barrett, National Book Award’u kazanan bu öykü kitabında, bilim insanlarının aşklarını, hırslarını ve tabiatı anlama çabalarında uğradıkları hayal kırıklıklarını anlatıyor.

Gregor Mendel’in bezelyelerle yaptığı kalıtım deneylerinin hüzünlü öyküsü, yıllar sonra bir genç kadının ruhunu ve hayatını şekillendiriyor. Bilimsel merak ile para kazanma hırsı arasında bocalayan bir genç adam, Darwin’in ve Wallace’ın seyahatlerinin izinden giderek kendi yolunu bulmaya çalışıyor. Canlı türlerini adlandırmak ve sınıflandırmakla geçen bir ömrün son demindeki Carl Linnaeus zihinsel bir sisin içinden geçmişin muhasebesini yapıyor. 18. yüzyılda göçebe kırlangıçların peşine düşerek bilimsel bir keşifte bulunan iki kadın, erkek egemen bilim camiasında kendilerine yer açmaya çalışıyor. Aşk acısıyla baş etmeye çalışan Kanadalı bir doktor, kıtlık yüzünden göç ettikleri Yeni Dünya’ya salgın hastalıkları da taşıyan İrlandalı göçmenler için çırpınırken buluyor kendini.

“Bilimin işleyişi ve mucizeleri üzerine harika öyküler… Barrett’ın öykülerindeki bilim, katı gerçekleri esneterek tuhaf, heyecan verici bir kurmacaya dönüşüyor.”
– Boston Globe

“Barrett’ın öyküleri, dünyanın terkibini algılayıp anlatmadaki özenli çabası ve içerdiği saf zekayla okuru etkisi altına alıyor.”
– New York Times
Bu derlemeyi bilime, bilim tarihine ve onu yaşatanların şahsiyetlerine merak salmış okurların dikkatine sunar, yazarın diğer kitaplarının da dilimize çevrilebilmesini temenni ederiz.

Cemalettin Sipahioğlu

1986 İstanbul doğumlu. Bilimkurgu, korku ve fantastiği uzun süre televizyondan takip edebilmiştir. Ailesinden habersiz aldığı ucuz VCD oynatıcıyı saklayıp, onlar yokken kullanarak, bu konularda film açıklarını kapatmaya çalışmıştır. Edebiyata sonradan bulaşması; bilgisizliği; bilgisizlik de, "Raftaydı ve ben onu alıp okumadım zamanında." pişmanlıkları getirmiştir. Lem ile Küvette Bulunan Günce'yle tanışması; okumaya yeni başlayan biri için hem talih, hem de talihsizlik olmuştur. Film, kitap, animasyon, çizgi roman olsun; kendi sınırlı bilgisiyle, eserleri iç dinamikleri içinde değerlendirmeye çalışır.

Yorum Yap

Exit mobile version