İthaki Yayınları’nın Bilimkurgu Klasikleri dizisinin yeni üyesi Octavia E. Butler’ın “Yakın”ı oldu.
Aldığı Hugo ve Nebula ödüllerinin yanına Mac Arthur Vakfı tarafından farklı alanlardaki birçok “olağanüstü özgün” insana verilen prestij ve para ödülünü de ekleyen Afrika-Amerikalı yazarın başyapıtı “Yakın”, bize kendi tarihini anlatıyor. İlk kadın siyahi bilimkurgu yazarı olan Octavia E. Butler, 150 yıl önce yaşasa köle olarak nitelendirilecek Dana’nın yazar olma hayaline bizi de ortak ediyor.
Kitabın tanıtım bülteni:
Bilimkurgu edebiyatının en büyük ustalarından Octavia E. Butler’ın başyapıtı Yakın, ilk kez Türkçede.
“Octavia E. Butler upuzun bir süre boyunca unutulmayacak bir yazar. Yakın ise nadir bulunan, büyülü bir eser.” – Harlan Ellison
“Butler, yirminci yüzyılın en büyük edebi sanatçılarından biri.” – Junot Diaz
“Yakın, bilimkurgu edebiyatında neler yapılabileceğinin en iyi kanıtı.” – Walter Mosley
1976 YILINDA DANA, YAZAR OLMA HAYALLERİ KURUYORDU. 1815’TE İSE BİR KÖLE OLDUĞU VARSAYILIYORDU.
Yalnızca kaleminin kuvveti değil aynı zamanda muhalif duruşu, hiyerarşiye baş kaldırması, ırk ve cinsiyet eşitsizliğine karşı tepkisiyle de döneminin en mühim yazarlarından biri olan tarihteki ilk kadın siyahi bilimkurgu yazarı Octavia E. Butler, hem bilimkurguda hem de Afroamerikan edebiyatında bir dönüm noktası. Sadece tür içerisinde değil, modern edebiyat okurları arasında ve hatta akademide dahi çok önemli bir yer tutan Yakın ise zaman yolculuğunun, fantazinin ve tarihi kurgunun iç içe geçtiği türler ötesi bir roman.
26. doğum gününde Dana ve eşi Kevin yeni evlerine yerleşmeye çalışıyordu ama o sırada Dana’nın midesi bulanmaya ve başı dönmeye başladı. Baş dönmesi geçtiğinde kendini yeşilliklerin arasında, bir nehrin kıyısında buldu. İşte o nehirde boğulmak üzere olan küçük Rufus’u kurtardığında pek çok zaman yolculuğunun ve hayati tehlikelerin ilkinin başladığını bilmiyordu.
Dana köleliğin en sert dönemlerinin yaşandığı Maryland’e istemsizce yaptığı her zaman yolculuğunda hem kendisi hem Rufus hem kan bağı hem de kölelik hakkında çok daha fazlasını şey öğrenecekti.
384 sayfalık eser Emek Ergun’un çevirisi, Alican Saygı Ortanca editörlüğünde yayıma hazırlanmış. Kitabın kapağı Hamdi Akçay’a, redaksiyonu ise Emirhan Burak Aydın’a ait. Roman İthaki Yayınları etiketiyle 15 Mart itibarıyla raflardaki yerini alacak.
İyi okumalar dileriz.