Menu
in

Yeni Bir Vonnegut Kitabı Daha Dilimize Geliyor: Titan’ın Sirenleri

Kurt Vonnegut’un dilimize ilk defa çevrilen romanı “Titan’ın Sirenleri” ile zaman ve mekânın prangalarından kurtulmuş varoluşun karanlık kuyularına mizahla dalma vakti.

Can Yayınları, ironi ve absürtlüğü umursamaz gibi yapıp varoluşsal sorularla şaşırtan ismi Kurt Vonnegut’ı kitaplıklarımıza konuk etmeye devam diyor. Dilimize ilk defa çevrilen kitabı, her niteliğiyle Vonnegut’un külliyatında önemli yere sahip. Kitap, yazarın ikinci romanı (birincisi Otomatik Piyano; Metis, 1997; April Yayıncılık, 2018) unvanını taşımakla kalmayıp, kendisiyle anılan ironik-absürtlüğünün ilk örneği olması ve Douglas Adams’ın Otostopçunun Galaksi Rehberi serisine ilham vermesiyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz sene televizyon serisine uyarlanacağı haberini aldığımız romanın, bu sene de kendisiyle tanışabilecek olmamız heyecan verici.

Gönülsüzce zamandan ve mekândan muafiyet kazanmış kahramanının alegorilerle yüklü, çılgın mı çılgın macerası, biz okurlara aşağıdaki ifadelerle takdim edilmiş:
“Kesinkes bildiğim ilk şey şu: Eğer sorular mantıksızsa, cevaplar da mantıksız olacaktır.”

Milyoner kâşif Winston Niles Rumfoord uzaygemisiyle bir krono- sinklastik infundibulumun ortasına dalarak saf enerjiye dönüşür. Yalnız elli dokuz günde bir maddeleşebilir ve bir saatliğine dünyadaki evine dönebilir. Tek tesellisi, artık geçmişi ve geleceği tamamen görebilmesidir: Karısının, dünyanın en zengin ve en ahlaksız adamı Malaki Constant’la birlikte uzay yolcusu olacağını da bilmektedir. Malaki’nin bu beklenmedik destansı yolculuğu onu tanıdık ve tanımadık pek çok gezegene, dünyamızın işgaline, Titan’da yüz binlerce yıldır bekleyen bir uzaylı turiste götürecektir. Acaba bu parçaları bir araya getirebilecek başka biri var mıdır?

- Reklam -

Türkçede ilk defa yayımlanan Titan’ın Sirenleri’nde Vonnegut bizi uzayda ve zamanda curcunalı bir yolculuğa çıkararak insanın hayattaki amacına ve evrenin derin anlamsızlığına dair kendi kıvrak kalemine özgü, benzersiz bir hayal sunuyor.

Kara mizahı, sivri dili ve eşsiz hayal gücüyle 20. yüzyılın en önemli yazarları arasında yer alan Vonnegut, Time’ın deyimiyle, “George Orwell, Dr. Caligari ve Flash Gordon’ı tek vücutta birleştiren bir yazar… ahlaklı bir soytarı, deli bir biliminsanı.”
Romanın çevirisini, Vonnegut’un Can Yayınları’ndan çıkan önceki kitaplarında olduğu gibi yine Handan Balkara üstlenmiş. Şu an ön siparişe açılmış kitap, 6 Kasım 2018 tarihinden itibaren tüm fiziksel ve sanal mağazalarda satışa sunulacak. Boyundan büyük güçler karşısında özgür iradenin sorgulandığı bu Vonnegut’çu alegoriye muhakkak bir şans verin.

Bu esnada forumumuzda gerçekleştirdiğimiz Kitap Kulübü’nün okuma etkinliğinde Kurt Vonnegut’un bir diğer kitabı Otomatik Piyano’yu okuyor olduğumuzu da hatırlatalım. Gelip katılmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Cemalettin Sipahioğlu

1986 İstanbul doğumlu. Bilimkurgu, korku ve fantastiği uzun süre televizyondan takip edebilmiştir. Ailesinden habersiz aldığı ucuz VCD oynatıcıyı saklayıp, onlar yokken kullanarak, bu konularda film açıklarını kapatmaya çalışmıştır. Edebiyata sonradan bulaşması; bilgisizliği; bilgisizlik de, "Raftaydı ve ben onu alıp okumadım zamanında." pişmanlıkları getirmiştir. Lem ile Küvette Bulunan Günce'yle tanışması; okumaya yeni başlayan biri için hem talih, hem de talihsizlik olmuştur. Film, kitap, animasyon, çizgi roman olsun; kendi sınırlı bilgisiyle, eserleri iç dinamikleri içinde değerlendirmeye çalışır.

Yorum Yap

Exit mobile version