Yurdagül Şahin, Kayıp Rıhtım okurları olarak aşina olduğumuz bir isim. Kendisi daha önce Martı Yayınları’ndan Yönbulucu-Kral Kelebeklerinin İnanılmaz Yolculuğu adlı bir çocuk kitabı yayımlamış ve Kayıp Rıhtım’ın Aylık Öykü Seçkisi‘nin “Asansör” temalı sayısına bir öyküsüyle katkıda bulunmuştu. Bu aralar ise yazar birbirinden korkunç öykülerini topladığı Av: Tuhaf Korku Hikâyeleri adlı farklı bir çalışmayla raflardaki yerini tekrar aldı.
Kitabın arka kapağında kısa bir örnek bölüm de bulunuyor.
“Kaçmak, kurtulmak istiyorum bu işkenceden. Ne yapsam işe yaramıyor. Yeryüzü, anahtarı onda olan koca bir hapishane; görünmemek için ağaç altlarına, ev diplerine siniyor, caddelerden koşarak geçiyorum. Tüm sokakları, ağaç altlarını, en kuytu köşeleri bile görüyor. Eve girmesin diye kapıları kilitliyorum. Soluk soluğa arka odalara kaçıyorum, nereye saklansam beni buluyor, duvarlar bile fayda etmiyor. Gece aya dönüşüyor, gündüz güneşe, hiç kaybolmayan göz hep üzerimde. Bazen bir bakıyorum küçülmüş girmiş içime, ince bir sızı, içimi burkan, kanırtan bir bıçak gibi sinsice oradan bakıyor bana.
İşte o zaman dehşete kapılıyorum, damarlarımdaki kan donuyor, akmıyor. Bir ceset gibi soğuyor bedenim. Soğudukça küçülüyor, küçülüyorum.”
DEX Yayınları‘ndan çıkan eser tüm kitapçılardan temin edilebilir. Kitap ve edebiyatla kalın!