H.G. Wells‘in 1895’te kaleme aldığı Zaman Makinesi isimli kitabı, 20. yy. bilimkurgu edebiyatını etkileyen önemli eserlerden biri olarak bilinir. Kurguya hakim olan karamsar hava ile aynı zamanda bir distopya da olan Zaman Makinesi, 1960 ve 2002 yıllarında iki kez sinemaya da uyarlanmıştır.
Türkiye’de daha önce birçok yayınevinden basılan kitap, yine, yeniden İthaki Yayınları etiketiyle okurlarla buluşmaya hazırlanıyor. Bu seferki edisyon ise öncekilerden çok farklı, bir sonraki kitabını herkesin dört gözle beklediği Bilimkurgu Klasikleri dizisinin içinde, yenilenmiş kapağı ve gözden geçirilmiş çevirisiyle yayımlanıyor.
Wells’in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895’ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantazinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi.
Kitabın bu yeni baskısı, roman tarihi ve H.G. Wells üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Patrick Parrinder’ın önemli makalelerinden biri ile taçlanıyor. Elif Ersavcı‘nın çevirdiği bu makalede Wells okurlarını cezbedecek birçok unsur bulunuyor.
Kitap, Volkan Gürses‘in çevirisi ve Şükrü Karakoç‘un kapak tasarımıyla raflardaki yerini alacak.
Bir sonraki kitabın, daha önce ülkemizde hiç yayımlanmamış bir bilimkurgu klasiği olmasını ümit ediyor, merakla beklemeye koyuluyoruz. Ve tabii ki Zamyatin’in “Biz”i ile Bradbury’nin “Fahrenheit 451″ini istisna olarak görüyor, seriye bir hayli yakışacaklarını biliyoruz.