Çağdaş Türk edebiyatının en önemli yazarları arasında yer alan İhsan Oktay Anar, bu zamana kadar hep romanları ile karşımıza çıktı. Kuşkusuz onun en çok bilinen eseri, İlban Ertem tarafından çizgi romana da uyarlanan Puslu Kıtalar Atlası. Peki bu büyük ismin, öyküleriyle de dikkat çekmeyi başardığını söylesek? İşte yazarın ilk öykülerinden birisi olan Rabnuma sizlerle.
Bu zamana kadar kayıtlara geçen pek fazla İhsan Oktay Anar öyküsü yok. Bir kitap içerisinde yer alan tek öyküsü Yiğit Değer Bengi tarafından derlenen 1002. Gece Masalları’ndaki (2005) “İnşaat İşçisi Rıfkı’nın Dehşet Verici Akıbeti” oldu. Yazarın bir diğer öyküsü ise Kitap-lık dergisinin Mayıs 2004 tarihli 72. sayısında yer bulan “Yavuz Sultan Selim Han Efendimizin Çaldıran Meydan Muharebesi“.
Çeşitli kaynaklarda yazarın ilk öyküsü olarak geçen metni ise Morköpük adlı dergide yayımlanan 1985 tarihli “Kâfirler İçin Apologia“. Yine 1985’te yazarın bir başka öyküsü Morköpük’te yayımlandı: “Rabnuma“.
1984 ve 1985 yılları arasında yayın yapan, sanat ve felsefe odaklı Morköpük dergisi bünyesinde Ahmet İnam, Salâh Birsel, Murathan Mungan, Perihan Mağden, Oruç Aruoba, Lâle Müldür, Yaşar Bedri ve Sunay Akın gibi pek çok yazarı barındırıyor. Derginin yazı işleri müdürü ise Selçuk Şan.
Hurufilik ve Kabala Esintili İhsan Oktay Anar Öyküsü Rabnuma
Mayıs – Haziran 1985 tarihli Morköpük dergisi “Oyun Özel” sayısında karşımıza çıkan Rabnuma öyküsünü de yayımlayan, derginin yayıncılarından Özgür Uçkan şöyle diyor:
“Fi tarihinde bu dergiyi çıkarıyorduk bir grup genç. Oyun kavramı üzerine bir özel sayı hazırlamaya karar verdik. İhsan Oktay Anar, üniversiteden sınıf arkadaşımdır. Bu hikâyesini biliyordum. İstedim verdi. Kitaplarıyla bunun arasında hayli uzun zaman vardır. Ama kitaplarının ilk ikisi de aslında taslak olarak o sıralar mevcuttu. Hâlâ yayınlanmamış olan üç taslağını biliyorum; bakalım ne zaman çıkaracak? Biz o sıralarda yoğun bir şekilde dil ve dünya arasında bağlar kuran tarikatları araştırıyorduk. Hurufilik ve Kabala bunların başında geliyordu. Bu hikâye de o araştırmalardan esinlendi herhalde…”
Toplamda 3 sayfa süren bu kısa hikâye, satranç benzeri Rabnuma adlı bir oyunu konu alıyor.
Rabnuma öyküsünü PDF formatında ücretsiz olarak okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Amat, Suskunlar, Kitab-ül Hiyel ve Puslu Kıtalar Atlası gibi şimdiye dek klasikleşmiş romanlardan sonra; yazarın yıllar öncesinden kalma bir öyküsü ile tanışmak oldukça heyecan verici.
Siz ne dersiniz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşmayı unutmayın.
