Menu
in ,

Hellboy: Krampusnacht – Cehennemde Buzdan Bir Lunapark Deneyimi

Mike Mignola yine yapacağını yaparak bizlere tam da bu soğuk havalarda okumalık muhteşem bir çizgi roman sunuyor. Ülkemizde JBC Yayıncılık etiketiyle yayımlanan ve Hellboy’un en iyi hikâyelerinden biri olan “Hellboy: Krampusnacht”ı sizler için inceledik.

JBC Yayıncılık bizleri Mike Mignola‘nın efsanevi çizgi roman karakteri Hellboy’un serüvenleriyle yavaş ama emin adımlarla buluşturmaya devam ediyor. Şimdi de sıra kısa fakat etkileyici bir macera olan Hellboy: Krampusnacht var.

Hellboy’un kim olduğunu çoğu kişi biliyordur. Bilmeyenler içinse kısa bir özet geçelim. Cehennemin en derinlerinden, Azzael’in dölü ile var olan Hellboy politik nedenlerden dolayı yüzyıllardır cehennemde bir buz içinde hapist kalmıştır. Yeryüzüne çıkışı Nazilerin Grigori Rasputin’den yardım istemesiyle olur. Kötüye giden savaşın gidişatını kendi lehlerine çevirmek isteyen Naziler, mistik güçlere başvurarak bu “şeytanı” çağırır ve kendi saflarına katmaya çalışırlar. Çağrılan şey bir yaratıktır yaratık olmasına ama pek de şeytani bir yanı yoktur. Savaşın sonunda galip gelen Amerikalılar onu yakalayıp kendi kıtalarına götürür ve kahramanımız bir tür “memur” olur. İsmi de burada verilir zaten. Profesör Bruttenholm tarafından yetiştirilen Hellboy, bundan sonra Bureau for Paranormal Research and Defense (Paranormal Araştırma ve Savunma Bürosu, BPRD) adına mistik güçlere karşı savaşır.

İncelememize konu olan çizgi romanın başlığındaki Krampus ismi ise Avrupa kıtasıyla bağlantılı olan bizlere daha da tanıdık gelebilir. Cermen kültüründe yılın kötüleri için bir cezalandırıcıdır Krampus. Noel Baba iyi çocuklara hediyeler dağıtır, Krampus ise kötü çocukları cezalandırır. Krampus geleneği artık bazı bölgelerde yasaklanmış olsa dahi, bu bayram 5 Aralık gecesi başlayarak 6 Aralık’ta kutlanarak biter. St. Nicholas Şöleni olarak da anılan Krampusnacht, Krampus Gecesi’nde çarpık ve kıllı, şeytani bir yaratık sokakları arşınlar. Bu yaratık kimi zaman yalnızdır, kimi zaman da kendisine Aziz Nicholas eşlik eder. Amerikan versiyonlarına nazaran bu kültürde Noel Babayı Aziz Nicholas temsil etmektedir. Doğu biçimi ayin cübbesi ve altın bir asa ile Nicholas’ın eşlik ettiği Krampus evlere ve iş yerlerine girerek çocukları yargılar. Aziz Nicholas iyi çocuklara hediyeler verirken Krampus kötü çocuklara kömür ve kuru ağaç dalları verir.

- Reklam -

Bu kadar ön bilgi yeter. Haydi çizgi romana geçelim!

Soğuk Havalarda İçinizi Isıtacak Bir Şeytan

Amerika’da yaşayıp büyüyen bir kahraman için dünyaya geldiği Avrupa toprakları oldukça yabancıdır. Hatta kendisinin de bir yaratık olmasına karşın Hellboy Avrupa kültüründen olan Krampus’a inanmamaktadır. Elbette Krampus’unda aynı kendisi gibi dünya doğumlu bir yaratık olduğunu duyana kadar… Hellboy’un aksine Krampus buradaki yaşamdan bıkmış ve Cehennem’e geri dönmek istemektedir. Peki bu dileğini kahramanımızdan başka kim yerine getirebilir?

Bazılarımız için Mike Mignola ve Adam Hughes’un işbirliğiyle hazırlanan bir iş olması bile bu çizgi romanı koşarak almamız için yeterli. Ancak daha detaya inelim. Mike Mignola’nin hikâye anlatımı cehennemdeki bir lunaparka benziyor. Kahramanların bu dünya ile cehennem arası gidip gelmelerini diyaloglardan ve hikâye akışından anlayabiliyorsunuz. Aksiyonu boş bir şekilde kullanmayan sayılı kişilerden biridir Mignola desek yanlış olmaz. Bir de buna Adam Hughes’un çizgileri eşlik edince ortaya afiyetle çökülecek bir ziyafet çıkıyor. Hellboy ilk çıktığı günden beri renk paletlerini bonkörce kullanan bir çizgi roman olmadı. Hughes da Hellboy’un kökenine inerek buna sadık kalıyor. Ancak bu bir taklitten öte. Hughes tonlamalar ve panel geçişlerini o kadar iyi kullanmış ki yazıları okumak için durmak gerekmeseydi sayfadan sayfaya geçerken bir film izliyor hissine kapılabilirdiniz.

Hikâyenin ismine baktığımızda esasen konuyu anlıyorsunuz. Zaten bu kısa hikâyenin amacı bir gizem değil. Mike Mignola bizleri 1975’in Avusturya’sına götürerek kemikleri donduran bir soğukta sıcak bir hikâye anlatıyor. Yeni Hellboy okurlarına modern ve basit bir hikâye sunarken Hellboy’un geçmişine atıfta bulunup eski okurlar için yem atmaktan da çekinmiyor. Hatta dikkatli bakıldığında felsefi bir derinlik bile bulabilirsiniz. İnsan gibi davranan bir yaratığa sırf görünüşü yüzünden yaratık mı diyeceğiz? Cehennem hak edilen bir şey midir? Tüm bunların üstüne Noel hatıralarını gördüğünüzdeyse hüzünleneceksiniz.

Teşekkürler, Kardeşim.

Çevirisini Mehmet Nalbantoğlu’nun ve editörlüğünü Aslı Dağlı’nın yaptığı eser bizlere keyif verici bir kalitede ulaşıyor. JBC’nin çevirileri genel olarak belirli bir kaliteye sahip zaten. Bu hikâyede de aynı çizgiyi devam ettiriyorlar. Eserin Türkçe halinden oldukça zevk aldım.

Hellboy: Krampusnacht yeni ve eski Hellboy okurları için harika bir iş. Çekinmeden alabileceğiniz bir eser. Yeni okurlar kısa ve güçlü bir temayla Hellboy’u tanıyabilir, eski okurlar ise bu kısa öyküdeki küçük detayları keyifle yorumlayabilir.

İyi okumalar dilerim!

Burak İpek

Özellikle bilimkurguya ve çizgi romanlara bayılır. Çizgi romanlara girişi Dylan Dog, bilimkurguya aşkı ise Dune serisi ile başladı. 7 yaşından beri bilgisayarla ve elektronik aletlerle iç içe yaşamayı seçerek göbeğini büyüttü. Düşüncelerini başkalarıyla tartışmak adına Kayıp Rıhtım’da yazılar yazıyor.

Yorum Yap

Exit mobile version