Menu
in ,

Ünlü Kâşif Marco Polo Hakkında Bilmeniz Gereken 15 Tuhaf Gerçek

Marco Polo hakkında bilmeniz gereken her şey! Batıdan doğuya, binlerce kilometreyi aşan seyahatlerin efendisi ünlü kâşifi yakından tanıma zamanı.

1254 yılında Venedik’te doğan Marco Polo; bir tacir, gezgin ve maceracıydı. Muhtemelen Asya’nın merkezinden başlayıp Çin’e uzanan bir yolu takip etti. O zamanlar seyahat ettiği bu toprakların çoğu, henüz dünya tarafından keşfedilmemiş yerlerdi. Sadece komşu ülkelere gitmek bile günler alabiliyordu.

Marco Polo uzun soluklu seyahatlerinden döndüğünde Avrupalılara Asya kültürünü tanıtan onlarca hikâye getiriyordu beraberinde. Bu hikâyeler, çoğu bilinmeyen Asya topraklarının gizemini çözmede oldukça yardımcıydı. Marco Polo Seyahatnamesi aslı çok bilinen eserinde Asya coğrafyasının sınırlarını çizdi. İnsanların kültürel yaşantılarını tarif etti ve destansı Moğol İmparatoru Kubilay Han’ın saltanatına dair ilginç öyküler paylaştı.

Tüm bunlar şaşırtıcı gelebilir, fakat bu gezgin tüccarın hayatına ilişkin anlatılanlar çok daha derin bilgiler içeriyor. İşte, “Marco Polo kimdir?” diye soranlara, kendisi hakkında daha önce duymamış olabileceğiniz 15 şaşırtıcı gerçek.

- Reklam -

İşte Marco Polo Hakkında İlginç Gerçekler

1. Maceralarına Henüz Ergenlik Çağlarında Başladı

Marco Polo, doğuya doğru yaptığı seyahatlere deneyimli bir gezgin olarak başlamamıştı. Aslında sadece 17 yaşında bir gençti. 1271 yılında Polo, babası Niccolo ve amcası Maffeo ile birlikte evden ayrılıp Kubilay Han’ın krallığına ulaşabilme umuduyla Asya’ya doğru yola koyuldu. Muhtemelen bu, Polo’nun evden ilk ayrılışı ve babasıyla amcası ile de ilk karşılaşmasıydı. Çünkü her ikisi de Marco’nun doğduğu sırada dünya seyahatindeydi.

2. Çin’i Keşfeden İlk Avrupalı Değildi

Marco Polo Seyahatnamesi adlı kitabın, Avrupa dünyasına Uzakdoğu’yu getirmiş olsa da Marco Polo, Çin’e giden ilk Avrupalı değildi. Dahası, Polo soyundan Çin’i gören ilk kişi bile değildi kendisi. Marco, Asya yolculuğuna çıktığında Niccolo ve Maffeo Polo çoktan Çin’e gitmiş ve Kubilay Han’la tanışmıştı.

Kimi yönlerden Marco’nun seyahatleri, Niccolo ve Maffeo’nun orijinal gezilerinin bir benzeriydi diyebiliriz. İki eski gezgin, Moğol İmparatoru’yla arkadaş olmuş ve ona Roma’daki Hristiyanlığı, Kilise’yi, Papa’yı anlatmışlardı. Böylelikle Avrupa dinine merak salan imparator, ona bu dini öğretmesi için 100 Hristiyan adam getirilmesini emretti. Ayrıca Kudüs’ten de kutsal yağ getirtti. Niccolo ve Maffeo bunun üzerine Avrupa’ya dönüp genç Marco Polo’yu yanlarına aldı. Beraberlerinde bir şekilde üretmeyi başardıkları yapı da götürdü. Ancak tekrar Asya’ya yapılacak yolculuğa kadar imparatorun istediği 100 Hristiyan’ı toplayamadılar.

3. Marco Polo 24 Yıl İçinde 24.140 Kilometreden Fazla Seyahat Etti

Marco Polo 17 yaşında Venedik’ten ayrıldı ve sonraki 24 yıl boyunca memleketine hiç ayak basmadı. Yirmi yılı aşkın bu süre içinde yaklaşık 24 bin kilometrelik bir yol aldı. Güzergâhı, hem İpek Yolu’nu takip ediyor hem de kimi zaman denizden geçiyordu. Böylelikle Asya’nın çeşitli kısımlarına ve hatta bazı tartışmalı haritaların söylediğine göre Vitus Bering’ten yüzlerce yıl önce Alaska kıyılarına gitmişti.

4. Hapiste Esir Düştüğü Sırada Hayat Hikâyesini Bir Yazara Yazdırdı

Marco Polo 1259’da Avrupa’ya geri döndüğünde maceraları henüz son bulmamıştı. Memleketi Venedik’te o zamanlar Cenova Cumhuriyeti’ne karşı savaş başlatılmıştı. Polo da ülkesini savunmak için savaşa katıldı. 13. yüzyıl sonlarındaki bir deniz çarpışmasının ardından Polo, Cenovalılar tarafından esir alındı ve hapse tıkıldı. Burada tanıştığı bir başka mahkûm, o zamanın meşhur romanslarını kaleme alan Pisalı Rustichello’ydu. Polo da hayat hikâyesini Rustichello’ya yazdırmaya başladı. Böylelikle ortaya Marco Polo’nun Seyahatleri adlı eser çıktı.

5. Avrupa’ya Banknot Parayı Marco Polo Getirdi

Avrupa kendi banknotlarını basmadan çok önce Moğol İmparatoru kâğıt paraya geçmişti. Marco Polo bu tuhaf para birimini kitabında da anlatır. Kubilay Han’dan, alaycı bir şekilde metalleri dönüştürmektense dut ağaçlarını altına çevirmek isteyen bir simyacı diye bahseder. Ancak Kubilay Han’ın, paraya tıpkı altın veya gümüş gibi saygı duyuşu, Polo’yu etkilemiştir. Para birimini korumak için Han’ın geliştirdiği sistemleri eserinde etraflıca anlatır.

6. Polo, O Yıllarda Avrupa’da Bilinmeyen Hayvanları Halkına Tanıtmıştı

Marco Polo, o zamanlar Avrupa’da bilinmeyen pek çok türde hayvana rastlamıştır seyahatleri sırasında. Bunların arasında Çin aslanları, yak öküzleri, yaban geyikleri bulunur. Yak öküzleriyse Polo’nun en sevdiği tür olmuştur. Kürklerinin ipeksi yumuşaklığına hayran duyan Polo, Venedik’e dönerken beraberinde bir öküz de getirmiş ve meraklı bakışlar eşliğinde onu sergilemiştir.

7. Polo, Seyahatnamesinde Zencefil ve Protein Tozu Gibi Besinleri de Anlattı

Bir efsaneye göre Marco Polo, makarnayı İtalya’ya getiren kişidir. Bu hikâyenin doğruluğu tartışmalı olsa da Polo, gerçekten de seyahatleri sırasında ilginç yiyeceklerle karşılaştı. Zencefil, Roma bölgesinde yaygın bir baharattır, ancak Polo’nun döneminde nadir rastlanıyordu. Geziye çıktığı zamanlarda Polo, bu tür nadir baharatlardan bolca bulabilme fırsatı yakaladı. Üstelik çok fazla miktarı cüzi bir fiyata alabiliyordu. Belki bazılarının iddia ettiği gibi Avrupa’ya dondurmayı getirmiş olmayabilir, ama ilk protein tozu benzeri maddeleri kitabında tarif ediyordu. Yazılanlara göre Moğollar sütü kurutuyordu. Daha sonra ata binerken süt tasının içine su ekleyerek bir karışım hazırlıyorlardı. Böylelikle şurup kıvamında bir sıvı elde ediyorlardı.

8. Polo, Gergedanların “Tek Boynuzlu At” Olduklarını Sanıyordu

13. yüzyılda Avrupa’daki yaygın batıl inançlar, tek boynuzlu at benzeri hayvanlardan söz ediyordu. İnançlara göre bu hayvanlar, ancak genç kadınların yardımıyla yakalanıp ehlileştiriliyordu. Ancak Marco Polo’nun bu hayvan hakkındaki izlenimleri, bu inanışları çürütür nitelikte: Polo’nun iddiasına göre gerçekte tek boynuzlu atlar, sanıldığı gibi sakin ve güzel hayvanlar değildi. Aksine çirkin ve tehlikelilerdi. Bufaloya benzer tüyleri, fil gibi bacakları, yabandomuzununkini andıran bir başları ve alınlarının ortasında da kara bir boynuzları vardı. İlginç olansa bugünkü tarihçiler, Polo’nun tasvirlerine bakarak artık onun aslında gergedandan söz ettiğini biliyor.

9. Marco Polo Büyüye İnanıyordu

Seyahatnamesinde Polo, büyücüler ve efsuncularla karşılaştığını anlatır. Kubilay Han’ın huzurunda sarayın çatılarından yaptıkları gözlemlerle hava durumunu tahmin eden astrologları anlatır. Tarif ettiği büyücülerse yaptıkları koca kulplu bardak dolusu şarabı ziyafetler sırasında havaya uçurur.

10. Kötü Ruhlar ve Batıl İnançlar Konularında da Hassastı

Eğer Marco Polo size biraz batıl inançlı biri gibi geldiyse bu tür inançların yaygın olduğu bir zamanda yaşadığı içindir. Seyahatnamesinde yalnız büyücülükle ilgili bizzat tanık olduğu şeyleri değil, karşılaştığı efsane ve söylentileri de kaleme almıştır. Hatta bir bölümde Gobi Çölü’nde kötü ruhların dolaştığını yazar. Bu ruhların adını zikrederek nasıl onlardan kurtulabileceklerini anlatır. Ne var ki muhtemelen anlattığı bu hikâye, Gobi Çölü’nün meşhur “uğuldayan kumları”dır.

11. Polo, Kubilay Han’la Yakın Dost Olduğunu İddia Ediyordu

Seyahatnamesinde Polo, Kubilay Han’ın yalnızca Şangdu’daki sarayına gitmekle kalmadığını, ayrıca imparatorun sağ kolu ve danışmanı olduğunu söyler.

12. Polo’nun Eve Dönüşü Bürokratik Olarak Sancılı Gerçekleşti

Polo, artık gezilerine son verip eve dönme vaktinin geldiğine kanaat getirdiği vakit Kubilay Han, bu Venedikli tüccara çok bağlanmıştı artık. Bu nedenle Polo’nun geri dönme isteğini geri çevirdi. Polo, uzun uğraşlar sonunda Kubilay Han’ın denizci yeğenine, bir seyahatinde yardımcı olması karşılığında bu izni alabildi. Yine de Polo’nun geri dönüş yolundaki güvenliğini temin etmek için imparator, ona bir altın tablette geçiş izni bahşetti. Böylelikle yolculukta dilediğini güvenle alabilecek, herkesin imparator himayesi altında olmasını sağlayabilecekti.

13. Kendisi Biraz Abartılıyor Olabilir

Marco Polo ve hayalet yazar arkadaşı Pisalı Rustichello kuşkusuz harika birer hikâye anlatıcılarıydı. Ancak tarihçiler, bugüne dek uzanan bu hikâyelerin ne kadarının doğru olduğu konusunda şüpheli. Hatta kimileri, Polo’nun gerçekten Çin’e gidip gitmediğini bile tartışıyor. Belki seyahatleri sırasında başka tüccarlardan dinlediği hikâyeleri bile kullanmış olabileceğini düşünüyor. Marco Polo’nun tarihi önemi tartışılmaz olsa da hikâyelerinin gerçekliğini düşünmekte fayda var.

14. Adını Marco Polo’dan Alan Bir Koyun Türü Bulunuyor

Yak öküzleri, geyikler ve elbette tek boynuzlu atlarla ilgili betimlemelerinin üzerine bizzat Polo’nun adının verildiği bir hayvan türünün olması şaşırtıcı olmasa gerek. 1841 yılında zoolog Edward Blyth, bir koyun türü olan Ovis ammon palii’ye halk arasında Marco Polo yakıştırmasını getirmiştir.

15. Christopher Columbus’a İlham Kaynağı Oldu

Marco Polo’nun seyahatleri, pek çok gezgin ve macerapereste ilham olmuştur. Christopher Columbus dahi Marco Polo’nun seyahatnamesini Yeni Dünya’ya yaptığı gezi sırasında hep yanında bulundurmuştur. 1960’larda bir grup gezgin, Marco Polo’nun güzergâhını yeniden canlandırmayı bile denemiştir. Bunun için İtalya’dan başlayıp araba ve tren yerine at sırtında Çin’e kadar gitmişlerdir.

Marco Polo hakkında paylaşmak istediğiniz bilgi ve yorumlarla Kayıp Rıhtım Forum’da sohbetin bir parçası olabilirsiniz.

Kaynak: Mental Floss

Rabia Elif Özcan

1995 yılında, dünyaya ilk defa dokunduğundan bu yana okuyor gözlerim, ellerim, kulaklarım ve hislerim. En çok doğayı okuyorum, sonra müziği, renkleri; ve edebiyat okuyup çeviriler yapıyorum, başka gözlerin bakışlarına dokunabilmek için. Dimağımın heybesinde biriktirdiğim kelimelerden masallar fısıldıyorum. Hayatı satır aralarına katık ediyorum; yağmurlu gökte vicdanı arıyor, mum ışığında güneşi buluyorum. Sabah günümü aydın eden kahve kokuları gece gözüme uyku sürüyor. Küçücük bir kutuda azıcık yaşıyorum, yetinmekle doyuyorum.

Yorum Yap

Exit mobile version