Menu
in

Mehmet Canpolat’tan 25. Yüzyılda Geçen Yıldızlararası Bir Bilimkurgu Macerası: “Norad”

Mehmet Canpolat bilimkurgu romanı Norad ile okurun karşısına çıkıyor. 25. yüzyılda geçen macera, zihni hafıza deneylerinde harap edilmiş katil bir pilotun hikâyesini konu alıyor.

Mehmet Canpolat ilk romanı Norad ile okurların karşısına çıkıyor. Bilimkurgu türündeki eser Luna Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alıyor.

Yerli bilimkurgu külliyatına yeni bir eser ekleniyor. Yazar Mehmet Canpolat’ın ilk eseri Norad, okuru 25. yüzyılda geçen yıldızlararası bir maceraya davet ediyor.

1981 Ankara doğumlu Mehmet Canpolat üniversite eğitimini Gazi Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde, yüksek lisansını ise Hacettepe Yazılım Mühendisliği Bölümü’nde tamamlıyor. Canpolat, bilimkurgu ağırlıklı olmak üzere çeşitli türlerde kısa öyküler yazarak başladığı edebiyat serüvenine ilk romanı Norad ile devam ediyor. Yazar şu sıralar özel bir teknoloji firmasında bilişim teknolojileri yöneticisi olarak çalışıyor ve ikinci romanını kurguluyor.

- Reklam -

90’larda güzel bir çocukluk geçirdiğini aktaran Canpolat, fantazi ve bilimkurgu türleri ile bu dönemde bilgisayar oyunları ile tanışıyor. DOOM, Civilization ve Dune gibi video oyunlarına ilgi duyan yazar, aynı zamanda QBasic ve Pascal gibi programlarla küçük yazılımlar üretmeye ve oyunları manipüle etmeye başlıyor. Bu küçük dokunuşlar, ilerleyen yıllarda Canpolat’ın yazın hikâyesinin de temelini oluşturuyor.

“Hayatımın ikinci bölümü” olarak tanımladığı 2000’lerde ise sıkıntılı bir dönemden geçen Canpolat, hayatın karanlığından aydınlığa yazarak çıkabileceğini keşfediyor.

Yerli Bilimkurgu Romanı “Norad” İnsanlığın Varmak İstediği Menzili Sorguluyor

Yazar, bilimkurguya yönelişini ise şu sözlerle aktarıyor:

“Bilimkurgu türüne yönelmem ise bir şeyler öğrenme sürecinin ve gerçekliğin ne denli korkunç olduğunu dert edinmemin doğal sonucuydu. Tüm bu olanlar ne? Biz burada ne yapıyoruz gibi varlık felsefesinin en temel sorularına yanıt ararken, üniversitede 19. yüzyıl Rus Edebiyatı’ndan çok etkilenmeme rağmen kendimi deli gibi bilimkurgu okurken bulmuştum. İnsanoğlunun varmak istediği menzili görmek istedim. Zekâ, gelecekte kibirli bir tanrıya mı dönüşecek yoksa tanrı kadar güçlü olsa bile bir canlıyı incitmemesi gerektiğini, gerekirse kendi doğasına bunun için meydan okuyup okuyamayacağını bilmek istedim.”

İlk kitabı Norad’ı karamsar bir bakış açısıyla kaleme alan yazar insanoğlunun varmak istediği menzili ortaya koymayı hedefliyor.

Çizim: Ogan Ergin

25. yüzyılda geçen Norad, Güneş Sistemi’nde ticaret, korsanlık, insan kaçakçılığının sıradanlaştığı bir dönemi konu alıyor. Henüz küçük bir çocukken köklerinden kopartılan, zihni hafıza deneylerinde harap edilmiş ve katil bir pilot olarak eğitilmiş Norad adlı anti kahramanın yolculuğuna eşlik eden eser, distopik bir atmosferde geçiyor. Şehirlerin inanılmaz boyutlardaki gökdelenlerle çevrildiği, hava kirliliğinin korkunç boyutlara ulaştığı, yer seviyesinin tamamen çöplük hâline geldiği Dünya’da; Güneş Sistemi’ne egemen olabilmek için korkunç bir istibdat dönemi yaşanıyor.

Kitaptan tadımlık bir ÖN OKUMA bölümü okumak için BURAYA tıklayabilirsiniz.

Norad – Mehmet Canpolat | Arka Kapak Tanıtımı

Akıldan daha önemli şeyler var Norad. İyilik, şefkat, nezaket, lütuf! Bunlarla farklılık yaratıp vahşiliği yenebilir ve aklı doğru kullanabilmek için uygun ortamı sağlayabiliriz. Bizce evrenin işleyişinde bir hata var. Yani biz bu şekilde düşünüyoruz. Bu hata vahşilik! Evrenin devamını sağlamak için uygulanan bu kusursuz gibi görünen yöntem, türlerin savaşı, türler medenileştikçe sorgulanabilir olmuştur. Fizyolojik güdüler her zaman aynı iştahıyla yok etmeye devam ediyor evet, ancak bizler bu savaşı durdurmaya çalışıyoruz. Vahşiliği kendi irademizle önleyebilirsek bu evrenin işleyişine müdahale de edebiliriz. Vahşi olmak zorunda değiliz! Eminim insanların içinde de bu vahşilikten kaçmak isteyen milyonlar vardır. Toplu akıl genele bakarsan kaçmak istiyor, bunun için şehirler kuruyor ama yine de düzen, vahşiliği bir şekilde tekrar ortaya çıkarıyor. Bu yüzden kaçmaya çalışmak yerine daha aydın bir toplum yaratarak bunu makul bir seviyede kontrol etmeye çalışmalıyız. Sizin gezegeniniz içinde de aydın insanları bulmalı ve yeni bir topluluk kurmalısınız. Bir virüs gibi o gezgenden diğerine yok ederek gitmenin hiçbir anlamı yok. Yaşanacak şeyler aynı! Uyum sağlamalı ve vahşiliği kontrol altında tutmalıyız. Teknoloji ile geliştiğini ve medenileştiğini sanmak büyük bir yanılgıdır. Doğru kullanılır ise teknolojinin faydası elbette ki var ancak söyle bana, inanılmaz akıllı robotlar yaratsanız dahi, onlara süper güçler yükleseniz dahi elde edebileceğiniz nedir? Döngü yine aynıdır. Onlar ham madde aramayacaklar mı, onlar yeni teknolojiler üretmeyecekler mi? Yaşam zaten bize süper makineler vermiyor mu Norad? Her şey önümüzde, binlerce yıl sonra erişebileceğiniz teknoloji önümüzde! Bir bebekten daha teknolojik ne yaratabilirsin! Ondan öte süper makine var mıdır? İşte bu yüzden eğitebildiğimiz kadar çok çocuk eğitmeliyiz, onları başıboş bırakmamalıyız, karanlık, aydınlık olana kadar bu uğurda savaş vermeliyiz.

Toplamda 404 sayfadan oluşan Norad yayın yönetmenliğini Burak Mert Oldaç’ın üstlendiği Luna Yayınları etiketiyle yayımlanıyor. Eserin editörlüğü Ayben Aygün’e, kapak resmi Ömer Tunç’a ait. Roman, Aralık 2021 tarihinden itibaren raflardaki yerini almaya başladı.

Norad ve yerli bilimkurgu edebiyatı hakkındaki yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Bu bir advertorial içeriktir.

Devrim Beyaz

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 2016'dan beri serbest editörlük yapıyor, çeşitli internet siteleri ve dergiler için haber ve incelemeler kaleme alıyorum.

Yorum Yap

Exit mobile version