Menu
in ,

Sinemamızda Patlamış Mısır Savaşlarında İlk Devre Sona Erdi, Sırada: Sansür Savaşları

Büyük yapımcılar ve Mars Group arasındaki anlaşmazlık, meclisten geçen yasayla şimdilik çözüldü. Ancak yeni yasa “sansür” olarak kabul edilebilecek denetim odaklı bazı maddeleri de içeriyor.

Geçtiğimiz haftalarda yapımcılar ve Mars Group arasındaki restleşmeyi sizlere aktarmıştık. Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Şahan Gökbakar gibi isimler Cinemaximum’un promosyonlu bilet kampanyasından sonra tepkilerini ortaya koymuş, filmlerini vizyona sokmayacaklarını açıklamışlardı. Mars Group ise, “Başka Cem Yılmazlar çıkar,” diyerek geri adım atmamıştı.

Tartışmalar ardından zaten gündemde olan sinema yasası hızlı bir şekilde meclisten geçirildi. Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi böylece kabul edilmiş oldu.

Yasanın öne çıkan ve yapımcılar arasında da krize sebep olan maddesi şu şekilde değiştirildi:
Sinema salon işletmecileri, sinema filmi bileti ile başka bir ürünün satışını aynı anda yapamayacak. Bilet ile mısır veya başka bir ürün birleştirilerek satılamayacak.
Diğer öne çıkanlarsa şöyle:
Sinema filmi öncesinde gösterilen reklamların süresi en fazla 10 dakika olacak. Fragman gösterim süresi en az 3, en fazla 5 dakika olacak.

- Reklam -

Kamu spotları ve sosyal sorumluluk projelerine ilişkin gösterimler, bu sürelere dahil edilemeyecek. Sinema filmi gösterim arası 15 dakikayı aşamayacak.
Oyuncular Sendikası ve diğer birçok STK tarafından alenen sansüre yol açacağına dair eleştirilere dair olan madde ise şu:
Ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema filmlerinin, ticari dolaşıma veya gösterime sunulmasından önce değerlendirilmesi ve sınıflandırılması yapılacak. Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmler, ticari dolaşıma ve gösterime sunulamayacak.
Yeni yasayla birlikte yapımcılar ve dağıtımcı arasındaki kriz böylece -bir süreliğine de olsa- çözülmüş oldu. Ancak komisyon denetimi meselesi akılları karıştırmayı sürdürüyor.

İnsan sormadan edemiyor: Yapımcılar ve dağıtımcı şirket arasındaki bu kavga gürültü, denetleme komisyonunun kolayca kabul edilmesi için oluşturulmuş yapay bir gündem miydi? Büyük çaptaki yapımcılar şimdilik pastadan diledikleri payları almaya devam edecek, peki ya filmleri için salon bulamayan diğerleri?

Görünen o ki sinema dünyamızdaki tekelleşme ve baskıcı denetim, önümüzdeki günlerde de kendisinden söz ettirmeyi başaracak.

Gelişmeleri endişeyle sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

Yorum Yap

Exit mobile version