Terry Goodkind adı pek çoğumuz için Doğruluk Kılıcı demek. Ayrıca kendisi yaşayan usta fantazya yazarları arasında gösterilen de bir isim. Ancak geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında paylaştığı bir karalama yazısıyla pek çok kişinin tepkisini çekmişti. Yani kitabı Shroud of Eternity‘nin kapak görselini paylaşarak “gülünecek kadar kötü” gibi sözlerle eleştirmesinin yanı sıra, kapağa dair fikirlerini söyleyecek rastgele on kişiye kitabı imzalı olarak hediye edeceğini de belirtmişti.
Başta kitabın çizerinden olmak üzere, pek çok hayranından büyük tepki gören Goodkind’a tepkiler Kayıp Rıhtım forumlarında da yankı bulmuştu. Şimdiyse yazardan ilginç bir savunma geldi.
Geçtiğimiz günlerde kapağın çizeri Bastien Lecouffe-Deharme
“Güçlü kadın karakterlerin merkezinde olduğu hikayeler yazıyorum. Yayıncımın anlaştığı bu seksist kapağa itiraz ettim. Tamamıyla kurguyla alakasız bir kapak. Belli ki çizere 70’lerdeki ucuz fantazi dergilerinin kapaklarına benzer seksist bir fantazi kapağı çizmesini söylemişler. Çizer bu konuda açıkça yetenekli; bu bayağı görünüşü yeniden yaratma konusunda takdire layık bir iş ortaya koymuş.”
Doğruluk Kılıcı‘nı okumuş biri olarak tam bu noktada Goodkind’a bir soru yöneltmek istiyorum. Kendisinin güçlü kadın karakterler yazdığını belirttiği noktada neden ilk kitabında Kahlan karakterine Pamuk Prenses muamelesi yapıyordu? Şöyle ki Pamuk Prenses masalı kadına çizilen çirkin portrenin önemli örneklerinden biridir. Üvey annesinden kaçarken girdiği cüceler evinde, can güvenliği olmamasına karşın sanki hiçbir şey yokmuş gibi yıkar, temizler, paklar, yemek yapar. Canı tehdit altındayken bile kadınlık görevlerini aksatmaz. Çok benzerini Doğruluk Kılıcı 1: Büyücünün İlk Kuralı‘nda görürüz. Kendisinden İtirafçı Ana diye korku duyulurken, erkeklerin konuştuğu ortamlarda çorba yapmaya gönderildiği sahneyi ben unutmadım açıkçası.
Görünen o ki bu tatsız tartışma bir süre daha gündemde kalacak. Dileriz Terry Goodkind bu tür polemiklere girmeye bir son verir ve eserleriyle okurlarının karşısına çıkmaya devam eder. Çünkü bu tür hareketlerin okuru yazardan soğuttuğu bazen su götürmez bir gerçek olabiliyor.
Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!