Menu
in ,

Firefly İncelemesi: Uzayın Kovboyları

Firefly incelemesi ile sizlerleyiz. Bilimkurgu arenasında önemli bir yere sahip, zevkle izlenecek bir yapımla tanışmaya ne dersiniz?

Sinema herkes için farklı bir anlam ifade eder. Bazıları western filmleri çok sever, bazıları da bilimkurgu türünü. Peki, bu ikisini birleştirirsek ne olur? Sinema tarihine bakarak “muhteşem” olacağını söyleyebiliriz. Örneğin “Geleceğe Dönüş 3” filminin eğlenceli atmosferi ya da Star Wars serisinin efsane karakteri Han Solo… Bu örnekler çoğaltılabilir belki. Ancak bu yazıda sinema tarihindeki uzaylı kovboyları bırakıp dizi sektörünün bu konuda yaşamış olduğu kısa soluklu bir tecrübeye göz atalım isterseniz. Evet, doğru tahmin ettiniz, Firefly’dan bahsedeceğiz.

Joss Whedon imzalı Firefly, dizi dünyasında bir efsanedir. Bunun sebebi sadece başarılı bir yapım olması değil, bu yapımın sadece bir sezon yayımlanıp bitirilmesidir. Daha sonra devam niteliğinde bir sinema filmi olarak Serenity çekilmiştir. Ancak bunun da dizinin takipçilerini tam manasıyla tatmin ettiğini söylemek zor. Hala dünya üzerinde bu dizinin yayından kaldırılmasına sinirlenen birilerine rastlamak mümkündür. Aynı zamanda bir gün bu muhteşem dizinin devamının çekileceğinden emin olan iyimser hayranları da yok değil. İleride neler olacak göreceğiz.

- Reklam -

Peki geleceği bırakıp geçmişe göz atacak olursak, Firefly’ın o efsane tek sezonunda neler vardı? Neden çok sevildi, neden efsane oldu? Tabii ki birçok faktör var. Mesela bu faktörlerden bir tanesi o muhteşem giriş şarkısı. Ballad of Serenity adlı bu muhteşem şarkının –güftesi Joss Whedon’a, bestesi Sonny Rhodes’a ait- aşağıdaki kısmı aslında dizinin ruhundaki kaybeden ama umutla geleceğe bakan o kovboy neşesini çok güzel aktarıyor.

“…Burn the land,
And boil the sea.
You can’t take the sky from me…”

Bir savaş yaşanmıştır ve bizim kahramanlarımız kaybeden taraftadırlar. Zaten dizi muhteşem bir savaş sahnesiyle açılır. Bu sahnede kahramanlarımızın hüzünlü mağlubiyetlerine tanık oluruz. Sonrasında ise kahramanlarımız Serenity adını verdikleri gemilerine atlayıp kaybedeni oldukları bir evrende kanunsuz maceralarla ayakta kalarak oradan oraya savrulurlar.

Dizi günümüzden beş asır sonraki bir gelecekte geçmektedir. Ancak birçok farklı gezegen ve farklı bir zaman söz konusu olsa da olaylar ve mekânlar seyirciye aşinadır. Kaptan Malcolm ve tayfası farklı gezegenlerde bazen salon kavgalarına karışırlar bazen de şimdinin dünyasındakine benzer güç baronlarıyla, acımasız oligarklarla kıyasıya mücadele ederek hayatta kalmaya çabalarlar.

Dizinin başarılı olmasındaki ikinci bir faktör, dizideki bütün karakterlerin bir şekilde sempatik olmasıdır. Örneğin Jayne Cobb karakteri her türlü çakallığı yapabilecek, başkalarına zarar verebilen bir zorbadır görünüşte. Ancak olaylar geliştikçe onun içindeki komik ve aptal çocuk ruhuyla tanışırız. Yeri gelmişken belirtelim, bu karakterin merkezinde olduğu “Jaynestown” adlı bölüm çok eğlenceli ve güldüren bir bölümdür.

Dizideki her karakter sevmek için farklı bir sebep verir izleyiciye. “Shiny” repliğiyle tüm tehlikeleri alaya alabilen ve her belayı soğukkanlı bir şekilde karşılayabilen Kaptan Mal, Summer Glau’nun muhteşem bir oyunculukla canlandırdığı arızalı dahi River Tam, dizinin şirinlik abidesi Kaylee, gizemli ve keskin güzelliğiyle Inara ve diğer karakterler; hepsi dizinin içerisinde sırıtmadan sevdirirler kendilerini.

Dizinin ana unsurlarından birisi kahramanlarımızın içerisinde yolculuk yaptıkları uzay gemisi, yani Serenity’dir. Firefly sınıfına mensup bu uzay gemisi isminden anlaşılacağı üzere şekil olarak bir ateşböceğini andırmaktadır. Kahramanlarımız için sıcak bir ev niteliğindedir bu gemi.

Dizinin sevilmesini sağlayan bazı faktörlerden bahsettik. Bunların yanında bazı küçük detaylardan da bahsedilebilir. Örneğin bazı sahnelerde araya kaynayan Çincenin kattığı karizmatik hava, korku filmlerini andıran bazı gerilim unsurlarının az da olsa bazı bölümlerde başarıyla kullanılmış olması, dizinin rahat ve izleyiciyi yormayan havası yani son yılların klişe tabiriyle ifade edecek olursak “teknolojiye boğulmaması” gibi…

Firefly, bilimkurgu arenasında önemli bir yere sahip, zevkle izlenecek bir yapım.

Mümin Can

Mümin Can 1989 yılında dünyaya geldi. Mitoloji, tarih, edebiyat üzerine okumayı, yazmayı ve sohbet etmeyi sever. Bunun yanında bir kimya mühendisi olarak bilim ve teknoloji dünyasını da takip etmeye çalışır.

Yorum Yap

Exit mobile version