Menu
in ,

Paralel Evrenlere Bilet: Gökteki Göz

“Başlangıçta basit bir kaza gibi görünüyordu. Ama uyandıklarında duaların da, bedduaların da gerçek olduğunu fark ettiler.”

Bilimkurgu edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Philip K. Dick’ten güçlü bir eser: Gökteki Göz.

Yıllar önce “Metis Bilimkurgu” dizisinden toplamda 4 adet kitabı çıktı Dick’in. Daha sonra biri (Yüksek Şatodaki Adam) Altıkırkbeş Yayınları tarafından tekrar basılsa da, diğerleri tek baskıda kaldı. Altıkırkbeş’ten çıkanın çevirisinin de Metis’e oranla biraz geri planda kaldığını düşünürsek, bu dört kitabı ne yapıp edip bir yerlerden bulmak düşüyor bize.

Büyük uğraşlar ve uzun aramalar sonucunda o dört kitabı da kitaplığıma eklemiş biri olarak mutlu olduğumu söyleyebilirim. Başlangıç için de, en merak ettiğim kitabı olan, Gökteki Göz’ü seçtim. İyi de yapmışım, zira kitabı gerçekten sevdim.

- Reklam -

Dick, karakterlerini dünyalar arası yolculuğa çıkarıyor ve paralel evrenler arasında mekik dokuyor. Kitap, Bevatron’da gerçekleşen patlama haberiyle açılıyor. Ve sekiz kişi yüksek bir yerden, inanılmaz bir radyasyonun içerisine, Bevatron’un zeminine düşüyorlar.

Güçlü bir açılış sekansının ardından kitap farklı bir boyuta evriliyor. Tam bu andan sonra, sırayla karakterlerin zihinlerindeki dünyalara giriyoruz. Girdiğimiz dünyanın tek çıkış yolu, hangi karakterin zihnindeysek o karakterin ölmesi ve ardından uyanarak kendisini Bevatron’un zemininde bulması…

“Kafamın içinde uçuşup duran kopuk kopuk anılar var sanki; tam olarak belirleyebildiğim şeyler değil, sadece silik izlenimler.” –İpeksi
Tam her şey bitti derken Dick, okurunu alıp başka bir karakterin zihninde dünyaya fırlatıyor. Bu böyle devam ediyor ve bizler tek tek o sekiz karakterin dünyalarına konuk oluyor, orada yaşanan bazen tehlikeli, bazen komik ama çoğunlukla ciddi maceralara şahit oluyoruz.

Kitabın yarısından fazlası bir belirsizlik üzerine kurulu. Çünkü yazar her şeyi normalmiş gibi anlatıyor ve olayları çözmeyi bize bırakıyor. Okudukça karakterlere ve zihinlerindeki dünyalara aşina oluyor, gerçekleşen olayları kronolojik bir sıraya göre dizmeye çalışıyor ve en ufak bir şeyi kaçırmamak adına dikkatli bir şekilde takip etmeye devam ediyoruz.

Gökteki Göz, Philip K. Dick’in üçüncü romanı. Yani henüz ilk dönem eserlerinden birisi, ama buna rağmen oldukça başarılı. Yazarın ilk iki kitabıysa 70’li yıllarda Okat Yayınevi’nin yayımladığı “Uzay Serisi” kapsamında ülkemizde yayımlanmış. Uzayda Suikast ve Yaratılan Dünya adlı kitaplar da tek baskıda kaldığı ve daha sonradan farklı yayınevlerince basılmadığı için bulunmaları zaman alan kitaplar listesinde.

Bunun haricinde, toplamda 40’a yakın bilimkurgu kitabı vardır Dick’in. Ülkemizde yayımlanan kitaplarının sayısı ise ne yazık ki 15’i geçmemekte. Metis’ten bayrağı devralan Altıkırkbeş, zaman zaman Dick yayımlamaya devam ediyor. Büyülü Fener Yayınları ise Dick’in beş ciltlik öykülerine el atmış ve hali hazırda iki cildini yayımlamış durumda. Devamı gelecektir diye umut ediyoruz.

Gökteki Göz, Philip K. Dick okumak için harika bir başlangıç olacaktır.

İyi okumalar.
“Çaresiz; işimiz keyfe kalmış. Bu bizi insan olmaktan alıkoyuyor. Beslenmeyi bekleyen hayvanlara benziyoruz. Ödüllendirilen ya da cezalandırılan hayvanlara.” –Hamilton

Bahri Doğukan Şahin

1995, Erzurum. Küçük yaşlarımdan itibaren fantastik şeylere merakım vardı. Bunun önünü açan ve bugünkü ben olmamı sağlayan Pokemon, Digimon, Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi gibi serilere minnettarım. Zamanla bu ilgi bilimkurguya kaydı. Sinemaya ve sürpriz yumurtalara olan ilgim de azımsanmayacak boyutta. Şu sıralar amatör haberci ruhumu profesyonel boyuta taşımak uğruna çabalıyor, Kayıp Rıhtım ve Bilimkurgu Kulübü gibi platformlarda yazmaya devam ediyorum.

Yorum Yap

Exit mobile version