Menu
in ,

Prey İncelemesi: Tam Oldu Derken Bir Çuval İnciri Berbat Etmek

Prey incelemesi ile karşınızdayız. Predator serisinin 5. filmi, izleyiciyi yeniden tehlikeli bir maceraya davet ediyor.

Prey incelemesi sizlerle. Hulu ekranlarında izleyicilerin karşısına çıkan yeni Predator filmi, hem olumlu hem de olumsuz eleştirileri bir araya getirdi.

İlk olarak 1987 yılında John McTiernan’ın yönetmenliğini yaptığı Predator serisi aralıklı yıllarla 2022 yılına kadar yolculuğuna devam etti. İlk filmin o dillere destan başarısından sonra çekilen diğer filmler pek tat vermese de 5 Ağustos’ta Hulu’da yayınlanan Prey filmiyle seri yeni bir adım atmış oldu. Yönetmenliğini Black Mirror dizisinden ve 10 Cloverfield Lane filminden tanıdığımız Dan Trachtenberg’ün üstlendiği filmin senarist koltuğunda yapımın yönetmeniyle beraber Patrick Aison ve Jim Thomas yer alıyor. Disney’in Hulu kanalında yayınlanan film kısa sürede platformun en çok izlenen filmi olmayı başardı.

Başrollerini Amber Midthunder ve Dane DiLiegro’nun paylaştığı Prey kendi içerisinde de başarılı mı? Gelin hep beraber birkaç detaya birlikte göz atalım.

- Reklam -

Her şeyden önce Predatorları ve onların bu evrendeki amacına bir bakmak gerekiyor. Predator ve onların amacını bilmeyen izleyici kitlesi bu film dahil tüm seriyi amacı olmayan sıradan bir yapım olarak görebilir. Predatorlar seride dünya dışı bir uygarlıktan gelen avcılar olarak konumlanıyor. Bu avcıların tek gayesi savaşmak ve kazanmak. Alien vs. Predator filminde bu varlıkların Dünya’ya uğrayarak insanları birer kuluçka olarak kullanıp kendilerine savaşacak güçlü bir yaratık olan Alien’ları yarattıklarını öğrenmiştik. Prey filminde de genel olarak Predator dostumuzu yine benzer bir rolde görüyoruz.

Prey: İlk Predator Filminden Yıllar Önce Geçen Bir Macera

Filmin hikâyesi serinin başlangıcı olan 1987’den çok daha önce, 1719 yılında geçiyor. Comanche kabilesinden Naru ve ailesi, avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdürüyor. Kabiledeki erkekler avlanırken kadın bireyler de daha kolay olan bitki toplama, yemek yapma gibi işlerle meşgul oluyor. Fakat kabilenin kökleşmiş bu kurallarına karşı gelen Naru diğer kadınlara benzememeye çalışıyor. Yapmak istediği asıl şey Avcılık ve boş zamanlarında, köpek dostu Sarii ile kendisini ispat edebileceği bir av aramak.

Bununla birlikte Predator da filmin ilerleyişine paralel olarak ilk sahnelerde izleyicilere tanıtılıyor. Predator’un geldiği uzay gemisini gören Naru da bu olağanüstü görüntüyü kendisinin bir Avcı olacağı zamanın geldiğine yoruyor.

Naru’nun avcı olma isteğiyle ve kabile içindeki erkeklerle olan mücadelesiyle devam eden film vahşi yaşamdan da oldukça etkili manzaralar sunuyor. Filmin henüz ortalarına gelmemişken Predator’un görünmez olduğu sırada üzerine çıkan böceği farenin yemesi, o fareyi de yılanın avlaması ve son olarak da Kelle Avcısı’nın yılanı paramparça etmesi belki de filmin en etkileyici sahnesiydi. Birbiriyle ilişkili bu zincir nihayetinde bize en güçlü olanın hayatta kalacağının da mesajını veriyor.

Görünmez Kelle Avcısı ormanın derinliklerinde gezinedursun kabile avcı grubu da kendi arkadaşlarını yaralayan dağ aslanını haklamak için bir tuzak kuruyorlar. Arama görevi sırasında birkaç hayvan cesedine rastlayan Naru, ormanda daha güçlü ve tehlikeli bir varlığın olduğunu anlıyor. Her ne kadar anlatmaya çalışsa da kabilenin erkekleri Naru’nun endişesini onun korkaklığına vuruyor. Bu tarz çatışma sahneleri, filmin feminist bakış açısını çerçevelerken bazı tercihlerin yalnızca göstermelik olarak işlendiği de gözlerden kaçmıyor.

Film giriş ve gelişme bölümü diyebileceğimiz bu noktaya kadar biraz kıpırdasa da asıl önemli sahneler bu bölümden sonra başlıyor. Predator, Naru ve kabilesiyle beraber yerli topraklarda bulunan silahlı yabancı grup arasında geçen kanlı çarpışma ile filmin heyecan dozu yükseliyor. Predator’un ayı, kurt ve yerli olmayan insanlarla olan savaşı tüm bu aksiyonun öne çıkan tarafıydı. Uzun süre bir “tehdit” olarak algılanmayan Naru, olayların içinde değil de daha çok izleyici konumunda karşımızı çıkıyor.

Filmin finali hakkındaki görüşlerime geçmeden önce teknik taraflar, kostüm, oyuncu ve serinin ilk filmiyle olan benzerlikleri ve farklılıkları ile devam edelim.

Prey Filmi Başarılı Kostümler, Mekân Tasarımları ve Oyunculuklarla Dikkat Çekiyor

Filmin başarılı olduğu kısımlardan birisi de kostümler ve mekân tasarımları. Elbiselerde kullanılan renk tonları filmin her sahnesindeki griliğe oldukça uyum sağlamış. Hem yerli halkı hem de diğer insanların dönemini iyi yansıttığı ortada. Film, görsel açıdan önemli olan bir diğer unsur olan mekânlarda da oldukça yetkin. Kabilenin yerleşim yeri ve çevresini tanıtan sahneler gerçekliğe yakın olmasıyla beraber bunu izleyicisine de hissettiriyor.

Yapımdaki oyunculuklardan da kısaca bahsedelim. Naru ve Sarii’yi daha çok gördüğümüz filmde diğer karakterler pek bir süre almamış. Sadece Naru ve Predator’dan bahsetsek yeridir. Naru’yu canlandıran Amber Midthunder karakterinin hakkını vermiş diyebiliriz. Aksiyon sahnelerindeki becerikliliği ve duygularını yapmacıktan uzak ifade etmesi oyunculuğu adına büyük bir artı. Predator’u oynayan Dane DiLiegro ise tıpkı Naru gibi başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Serideki diğer Predator’lardan farklı bir hareket çizgisi olan karakteri için oldukça başarılı bir performans göstermiş.

Predator Filmi ile Benzerlikler

1987 tarihli filmle paralel bir yapıya sahip olan Prey’de, sahne bazlı bazı ortak noktalar da bulunuyor. Özellikle her iki yapımın da son bölümlerinde bu benzerlikler daha çok ön plana çıkıyor.

Naru’nun Predator’dan saklandığı sahne bu konu için iyi bir örnek. İlk filmde kamufle olma sahnesi çamurla sağlanırken Prey’de bir bitki sayesinde vücut sıcaklığı tamamen düşürülüyor.

Diğer yandan Predator’a karşı belirli bir alanda tuzak kurmak ve onu oraya çekmek de en büyük benzerlik olarak dikkat çekiyor.

Predator Karakterinin Farklılıkları

İlk filmden günümüze kadar çeşitli yönetmen ve senaristlere ev sahipliği yapan seride Predator sürekli olarak değiştirilip geliştirilmeye devam ediyor. Bu durum da olumlu ve olumsuz eleştirileri beraberinde getiriyor. Prey’deki Predator, her zaman olduğundan daha canavarımsı tasarlanmış ve ilkel bir kıyafet tarzıyla karşımıza çıkıyor. Bu yönden, filmdeki insan kabilesiyle Predator’nu yakaladığı uyum oldukça hoş olmuş.

Bununla birlikte Predator’un görünmez hâlindeyken görünür forma geçtiği sırada sergilenen mavi elektrik efekti, Prey ile birlikte kırmızıya dönüştürülmüş. Bu da karaktere daha tehlikeli ve vahşi bir imaj kazandırmış.

Arnold Schwarzenegger’ın oynadığı ilk filmdeki karakter daha bir durağan ve sınırlı bir hareket kabiliyetine sahipken bu filmde esnek, atik ve karizmatik bir Predator karşımıza çıkıyor. Hatta bazı sahnelerde karakter davranışlarıyla neredeyse insansı hareketler sergiliyor.

Zayıf Finale Dair

İlk filmle karşılaştırdığımızda Predator daha zekiyken bu yapımda eski günlerini bir hayli aratıyor. Tek başına onlarca silahlı düşmanını öldüren, koca bir ayı ve vahşi kurtla savaşından ufak yaralarla ayrılan Predator; henüz tavşan avlamakta bile zorlanan Naru’ya kaybediyor. Kendi maskesinin nasıl çalıştığını bilmeyen ve yanından geçtiği insanın ayak hareketlerini algılayamayan bir Predator, izleyiciyi ikna etmekte başarılı olamıyor.

Tüm bu kriterleri tek bir potada erittiğimizde ortaya harika ve keyifli bir film çıkacakken final sekansında yaşananlar insana adeta, “Tam oldu derken bir çuval inciri berbat etti,” dedirtiyor.

Türkiye’de Disney Plus platformu üzerinden izleyicilerin beğenisine sunulan Prey filmi hakkında sizin görüşleriniz neler? Yorum ve eleştirilerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Ahmet Boyraz

1993 Adana doğumluyum. Niğde Üniversitesi'nde Radyo ve TV Programcılığı okudum. Genellikle bilimkurgu okumayı seviyorum ve Isaac Asimov hayranıyım.

Yorum Yap

Exit mobile version