Shirley Jackson, gotik ve tuhaf kurgu alanında Amerikan ve dünya edebiyatını derinden etkilemiş, çok özel bir isim. Toplum ve birey arasındaki çatışmanın, narsizme varan kendilik ile işi, bireyi çözüp yutmaya kadar vardırabilen kolektiflik arasındaki çatışmayla irdelendiği eserleri, pek çok incelemenin konusu oldu ve olmaya devam ediyor.
Söz konusu Shirley Jackson ve uyarlamalar olunca, yıllar boyunca tekrar tekrar uyarlanan iki çalışması öne çıkıyor. Bunlardan ilki, yazarın adını duyurmasına vesile olmuş kısa öyküsü Piyango şimdiye kadar beş defa sinema ve televizyona aktarılarak, Jackson külliyatının uyarlama şampiyonu. İkinci sırada, hem türü hem de içeriğiyle çeşitli incelemenin konusu olmuş romanı Tepedeki Ev; 1963 ve 1999 yıllarında sinemaya aktarıldı.
Takvimler 2017’yi gösterirken, Jackson külliyatının bir diğer klasiği Biz Hep Şatoda Yaşadık‘ın da beyaz perde yolunda olduğunu öğrenmiştik. Dikkatler, ilk gösterimi 22 Eylül 2018 Los Angeles Film Festivali’nde gerçekleşecek bu yepyeni uyarlamadaydı. Ta ki 19 Eylül’e kadar; yayınlanan fragmanıyla bir başka Jackson uyarlaması kendini hatırlattı. 2017’nin sonlarına doğru duyurulmuş ve o zamandan beridir sesi soluğu çıkmayan Netflix dizisi Tepedeki Ev, tekrar gündemimize geldi.
Dizinin yönetmenliğini, Netflix’te yayınlanan Stephen King uyarlaması Gerald’s Game’le takdir toplamış ve önümüzdeki senelerde de bir başka King romanı olan Doctor Sleep’i (Doktor Uyku, Altın Kitaplar) yönetecek Mike Flanagan üstlenmiş. Flanagan, sinema ve televizyon sektöründe 18 yıllık bir birikime ve korku-gerilim türünde belli bir deneyime sahip. Dizinin kadrosu da, yetişkininden çocuk oyuncusuna kadar deneyimli oyunculardan oluşuyor.
Dikkatlerimizi üstüne çeken fragmana birlikte göz atalım:
https://youtu.be/9cXLNMu88HU
Fragmandan da anlaşılacağı üzere, dizi, romandakinden daha farklı bir hikâyeyle karşımıza çıkacak. Diziye kaynaklık eden romanda, dört kişilik bir grubun, perili olduğu rivayet edilen evi incelerken başlarına gelen tuhaf olaylar konu ediliyordu. 2018 tarihli dizinin hikâyesindeyse, çocuklukları Amerika’nın en bilinen perili evinde geçmiş beş kardeşin, korkunç anılar edindikleri uğursuz mekâna seneler sonra geri dönmeleri konu edilmiş.
Fragmanı dikkatle inceleyince, esinlenilen hikâye her ne kadar Shirley Jackson’a ait olsa da, dizide yer alan korku unsurları ve olay örgüsü bakımından Stephen King çalışmalarına öykünüldüğü hissediliyor. Esrarengiz gücün yarattığı ayartıcı veya ürkütücü imgelerle hem çocukluk hem de yetişkinlik döneminde mücadele veren karakterler, akla hemen King’in It’ini (O, Altın Kitaplar) getiriyor, örneğin. Mezardan fırlayan kol sahnesi bile, bir diğer King klasiği olan Carrie’den (Göz, Altın Kitaplar) gelme. Bunlar gibi irili ufaklı sahneler sebebiyle bizde, Shirley Jackson’ın adı altında Stephen King’çi korku-gerilimle biçimlenmiş bir yapımla karşı karşıya olduğumuz izlenimi oluştu.
Bu olasılığın ne kadarı doğru? Şimdilik bilemiyoruz. Bunu öğrenebilmek için dizinin yayınlanacağı 12 Kasım 2018 tarihini beklememiz gerekecek.
