Netflix’in sinema endüstrisinde yarattığı etki tartışılmaya devam ediyor. Son olarak ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin 27 Kasım’da Netflix’te yayınlanacak olan yeni filmi The Irishman tartışmaların odak noktasına oturdu.
Filmi Netflix’te yayınlamadan önce sinema salonlarında vizyona sokmak ve Oscar’a katılım hakkı kazanmak isteyen Netflix yönetimi ummadığı bir direnişle karşılaştı. Amerika’daki AMC ve Cineworld gibi büyük sinema salonu ağları Scorsese’in filmini vizyona sokmayı reddetti. Gerekçeleri de filmin kısa süre sonra Netflix’te yayınlanacak olması ve gişe gelirinin darbe yiyecek oluşu. Firmalar en az 90 gün boyunca filmin sinema salonlarına özel kalmasını talep ediyorlar.
Benzer tartışmalar ülkemizde de yaşanmıştı. Yılmaz Erdoğan, Organize İşler filminin devam filmi Sazan Sarmalı sinema salonlarında vizyondayken bir anda Netflix kütüphanesine eklenmiş ve çeşitli noktalardan eleştiri almıştı.
Netflix’ten Broadway Hamlesi
Netflix şimdilik bu probleme bir çözüm yolu arayışına girmiş durumda. Büyük firmalardan aldığı olumsuz yanıt sonrası küçük salonlara yönelen Netflix en az üç hafta filmi bu sinema salonlarında tutmaya çalışacak. Diğer yandan Broadway’in ünlü sahneleri ile de temasa geçiliyor. Kanal, New York’un 1.016 kişilik ünlü Belasco Salonu’nu The Irishman için hazırlamaya başladı. Belasco’nun 112 yılık tarihinde yayınlanacak ilk sinema film olma özelliğini taşıyacak The Irishman’in nasıl bir gişe başarısı getireceği merak konusu.
Kadrosunda Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci gibi isimleri barındıran The Irishman’in Netflix’in son dönemdeki en önemli kozu olduğu ortada. Ünlü yönetmenler ve oyuncular ile prodüksiyon ağını genişleten ve sinema salonlarına ciddi bir alternatif oluşturmayı hedefleyen Netflix’in stratejisi bakalım sinemaseverlerden nasıl bir tepki görecek.
Disney+, Amazon Prime Video, Hulu, HBO Max, Apple Tv+ gibi alternatiflerle iyice genişleyen dijital yayıncıların, sinema salonlarıyla girdiği yarışın kavgaya dönüşmesi için ufak bir kıvılcım yeterli olacak gibi görünüyor.
