Darth Vader yalnızca Star Wars serisinde değil, bilimkurgu/fantastik dünyası bir yana, sinema tarihinin en akılda kalıcı ve başarılı yazılmış kötü adamlardan biri. Seriyi izlemeye orijinal filmlerden başlayanlar, Darth Vader’ın tepesinin tasını attıranları uzaktan telekinezi ile boğduğu, korkutucu ve soğuk yürüyüşünü izlediğini sahneleri düşündükçe ”İşte kötü adam böyle olur!” diyor olabilir.
Fakat 1999 yılı içerisinde Darth Vader hakkında değişen hislerimiz olmadı mı?
1999 yılında Star Wars Epsiode 1 gösterime giriyor ve biz efsanevi kötü adamın çocukluğu ile bu bölümde tanışıyoruz. Serinin 2. ve 3. bölümlerini de izleyince görüyoruz ki ”boyu postu devrilesice” diye ah ettiğimiz Darth Vader meğerse acıların çocuğu Emrah’ın galaktik bir uyarlaması imiş.
Hüzünlü Geçmiş, Asil Taraflar
Hüzünlü bir geçmişe sahip karakterlerin asil bir yanı vardır aslında. Anakin Skywalker’ın asaleti ise bence daha çok Jedi olmasından gelir. Anakin’in çocukluğundan beri Güç ile olan bağlantısı başka bir Jedi tarafından kolay fark edilebilecek niteliktedir. The Phantom Menace bölümünde bize bu özellik tanıtılmış, Anakin’in bu yönleri çocukluğundan itibaren işlenerek, izleyiciye istisnai bir durum olduğu belirtilmişti. Fakat Anakin’in en önemli özelliklerinden biri zaman içinde gerçekleşecek olayları bilmesidir zira karanlık tarafı seçmesindeki en önemli faktörlerden biri Anakin’in bu yönü olmuştur.
Attack of the Clones bölümünde Anakin Skywalker’ın hem Güç hem de ışın kılıcı kullanma becerileri gelişiyor. Bu sırada Jedi eğitimi devam ediyor. Anakin o kadar yetenekli görülüyor ki, düşman tarafa Anakin’in daha eğitimi devam ederken bile en güçlü, en iyi Jedi olduğunu söylediklerini anımsıyorum. Zaten Star Wars evreninde Jedi olmak sağlam bir statü göstergesiyken Anakin bunun da üstündeydi, gerisini siz düşünün artık.
Anakin de tüm bunların farkında olarak kibirli bir ruh haline giriyor ister istemez. Hatta zaman geçtikçe Anakin’in kibirli hali daha da ileri gidiyor ve küstahlık boyutuna varmaya başlıyor. Derken sürekli Obi-wan Kenobi’nin kendisini bir şeylerden alıkoyduğunu ve bunu kıskançlığından yaptığını söylediğine rastlıyoruz. Mızmız bir Darth Vader kulağa saçma sapan gelebilir ama George Lucas saçma sapan şeyler yazmaz. Anakin’in tüm tavırları aslında seri boyunca gideceği yönü gösteren işaretler.
Yoda’nın meşhur sözlerini hatırlayalım şimdi:
”Korku öfkeye, öfke nefrete, nefret acıya yol açar.”
Anakin’in bitmek tükenmek bilmeyen kibirli hali bazı Jedi kurallarının kendisine uygulanamayacağı düşüncelerine kapılmasına yol açar. Birine bağlanmak bir Jedi için en büyük yasaklardan biridir. Ancak Anakin Padme’yi sever, ona âşık olur hatta ona bağlanır. Bu da Anakin’in gideceği yolu çizerken olması gereken bir şeydi sonuçta bilimkurguda romantizm çoğu zaman bir amaca ulaşmakta gerekli bir araçtır.
Başta söylediğimiz gibi, biliyoruz ki Anakin Skywalker zaman içindeki olacakları görme kabiliyetine sahip. Geçmişte önce annesini kaybetti. Jedi eğitimi almak için Tatooine’de bıraktığı anneciğini. Onu kurtarma imkanı ya da gücü olduğu halde kurtaramadığı düşüncesi Anakin’i yedi bitirdi, üstelik yasını da iyice derinleştirdi. Bunun peşine Padme Amidala’nın öleceği de kendisine rüya görmek vasıtasıyla malum oldu.
Zayıf Noktalar
Palpatine de Anakin’i bu zayıf noktasından vuruyor işte. Sık sık karanlık tarafın ölüme bile çare bulabilecek güçlere sahip olduğunu söyleyerek genç Jedi’ın aklına giriyor sinsi bir biçimde. Daha sonra Anakin’in seçimini net çizgilerle yaptığı sahneye geliyoruz. Mace Windu’nun Palpatine öldürmek üzere olduğu sahnede, Anakin Mace Windu’yu öldürür. Bu sahnede herkes ”hain” demiştir ama düşününce Anakin burada Palpatine’i Mace Windu’dan kurtarmamıştır. Ölüme çare bulmak ya da Mace Windu’nun bu çareye giden yolu Anakin’e kapatmasına izin vermek arasında bir seçim yapmıştır. Kısacası seçim ”karanlık tarafta olmalıyım hemen şu andan itibaren” diyerek olmamıştır. Yanlış hatırlamıyorsam ”ne yaptım ben?” gibisinden bir tepki vermişti zaten bu olayın peşine.
Aralıksız Kayıplar
Bundan sonrasında peş peşe sahip olduğu her şeyi kaybediyor Anakin. Hem yakın dostu hem de eğiticisi Obi-Wan’ı bile öldürme girişiminde bulunuyor. Ancak bu kavga sonucunda Anakin vücudunun büyük bir kısmını kaybediyor ve yaşamının geri kalanı Darth Vader kostümü içinde sürüyor.
Anakin’in tüm bu yaptıklarının sonucunda Padme o kadar acı çekiyor ki, Padme’nin ölüm haberini verirlerken, ”Yaşama isteğini kaybetti,” gibisinden fantastik bir ölüm nedeni duyuyoruz. Çocukları doğurup, doğumdan sonra öldüğünü biliyoruz ama sebep olarak sonuçta bunu söylediler.
Yine de hak vermemek elde değil. Şu sahneden sonra yaşama isteğimizi değil ama aşka inancımızı kaybedecek kadar bizim de kalbimiz kırılmadı mı?
Darth Vader’ın Doğuşu
Tüm bu acılardan ve hatalardan sonra geri dönüş yolu da olmayınca Anakin Skywalker mı kalır? Acımasız, soğuk ve kalpsiz Darth Vader alıyor yerini, son insanlık belirtisini Padme’nin ölümünü duymasının ardından acıklı bir haykırış ile gösterdiğini izleyip yolumuza kötü adam ile devam ediyoruz.
Yıllar geçip giderken Luke Skywalker sahnelere geliyor ve Darth Vader ile mücadele ediyor. Luke’un ortaya çıkması ile kötü adamımızda beklenmedik bir arzuya rastlıyoruz. Darth Vader her ne kadar gözü dönmüş bir şekilde gezegen hakimiyetini koruyup hüküm sürmeyi istese bile bunu yaparken oğlu Luke Skywalker’ı kendi tarafında istiyor.
Anakin’in son sözleri neydi peki? Luke’a söylemişti: ”Kız kardeşine söyle, sen haklıydın” Yani içinde hala iyi bir taraf vardı. Padme haklıymış demek.
Tüm bunları okuduktan sonra Darth Vader için ”berbat, lanet” vb. sıfatlar kullanamazsınız galiba. Serinin hayranlarından kolay kolay böyle bir şey duymazsınız zaten. Boyu postu devrilmesi gereken biri varsa da o da Palpatine’den başkası değildir.
Siz Anakin Skywalker’dan Darth Vader’a uzanan karakter gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın!
