Menu
in ,

Çizgi Roman Okumaya Yeni Başlayanlar için 7 Öneri

Yeni başlayanlar için çizgi roman önerileri sizlerle. Giriş yapmak isiyorum fakat nereden başlayacağımı bilmiyorum diyenler için 7 tavsiye.

Çizgi roman önerileri ile karşınızdayız. Bu sanat türünü okumak istiyorum fakat nereden başlayacağımı bilmiyorum diyenler için farklı tavsiyeler.

Çizgi romanlar hem görselliğin hem de hikâyenin olduğu bir sanat türüdür. Dolayısıyla deneyimi de bir o kadar zevkli ve kendisine özeldir. Piyasaya çıkan birçok çizgi romanın popüler kültüre fazla kapılıp çok satsın diye belirli bir kesime yönelmesi, ortaya birçok kalitesiz iş çıkartıyor. Dolayısıyla zaman kaybı yaşamadan neyi okuyacağımızı şaşırıyoruz.

Umarım bu yazı ne okuyacağını veya nereden başlayacağını bilemeyen arkadaşlar için rehber niteliğinde olur. Şimdiden iyi okumalar.

- Reklam -

Çizgi Roman Önerileri: Yeni Başlayacaklar İçin 7 Tavsiye

1. Superman: Red Son – Mark Millar

Wanted, Civil War gibi bilindik çizgi romanların yazarı olan Mark Millar’ın yazdığı Superman: Red Son bize alternatif bir Superman hikâyesi veriyor. DC evreninin en güçlü kahramanı olan Superman bu sefer farklı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Klasik olarak bildiğimiz ABD idolü olan, göğsünde koca bir S harfiyle ve her yönüyle harika bir Superman yok karşımızda. Onun yerine Sovyetler Birliği’ne düşen ve Stalin tarafından yetiştirilen bir Superman görüyoruz. Bu yönden fiziksel olarak hâlâ en güçlü kahraman olsa da zihinsel olarak çelişkiler barındırması onu bize daha yakın hissettiriyor.

Kanımca her yönüyle mükemmel olan ütopik bir karakter, okunması veya izlenmesi için bir neden sunmuyordu. Dolayısıyla yalnızca iyi değil kötü tarafının da bulunduğu ve daha gri renklerinin olduğu bir karaktere dönüştürülmesi kurguya ilginçlik sağlıyor. Aynı zamanda 2020 yılında yapılan bir animasyon filmi de bulunuyor. Çizgi romanını okuduktan sonra filmini de izlemenizi tavsiye ederim. Kişisel fikrim olarak DC evreninin en iyi Superman hikâyesi.

2. Cenaze Evi Şenlik Evi – Alison Bechdel

Cenaze Evi Şenlik Evi, aile trajedisini anlatan bağımsız bir çizgi roman. Genel anlamıyla cenaze evinde yaşayan bir aile hikâyesi olarak gözükse de esas konu babayla kızı arasında geçiyor. Babasıyla aralarındaki ilişkinin çalkantısının yanında başkarakterimiz zamanla kendisini ve babasını keşfediyor. Bunun sonucunda küçüklüğünden itibaren trajikomik bir yaşam süren başkarakterimiz tamamıyla zıt olduğunu düşündüğü babasıyla ortak bir noktada buluşuyor.

Hikâyenin içerisinde Virginia Woolf ve Marcel Proust gibi edebi yazarların da alıntıları bulunuyor. Aynı zamanda çizgi romanın sayfaları siyah beyaz fakat bu çoğu görüşün aksine etki azaltan bir şey değil. Tam tersine bu çizgi romanda renkli olmaması hem nostaljiyi hem de konunun karamsarlığını pekiştiriyor. Tavsiye ederim.

3. Maus (Hayatta Kalanın Öyküsü) – Art Spiegelman

Maus, Pulitzer ve American Book Award ödüllü bir grafik roman. Art Spiegelman, İkinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğramış Yahudileri farklı bir şekilde ele almasıyla çok başarılı bir çıkartmış. Maus’ta Yahudiler fare Almanlar kedi olarak resmediliyor ve soykırımın her türlü yanına değiniliyor. Aynı zamanda soykırımına maruz kalan Yahudilerin bir başkasını ötekileştirirken durup empati yapamamaları mevzusu da oldukça etkileyici işleniyor.

Diğer grafik romanların aksine edebi yönünün ağır bastığı Maus, kesinlikle okunması gereken çizgi romanlardan bir tanesi.

4. Hawkeye: Bir Silah Olarak Yaşamım – Matt Fraction

Marvel evreninin insanüstü, doğuştan süper güçlere sahip olan ve zengin kahramanlarına çoğumuz alışığız. Bu nedenle her ne kadar film sektöründe Marvel’ın daha başarılı olduğunu söylesek de çizgi romanlarda DC daha çok rağbet görmekte. Marvel dünyasının bu algısının geçmişte Spider-Man, günümüzde ise Clint Barton ile kırıldığını düşünüyorum. Clint Barton, bu anlamda kendi kendisini yetiştirip kahramanlığı hak etmek zorunda olan birisi. Bunun yanında günlük yaşantısındaki sorunlarıyla uğraşan Clint Barton’a Kate Bishop da katılınca ortaya gerçekten hem aksiyonlu hem de daha eğlenceli bir iş ortaya çıkıyor.  Diğer yandan bu çizgi romanın yalnızca çizimleri için bile alınabileceğini düşünüyorum. David Aja ve Javier Pulido tarafından yapılan çizimler adeta bir tasarım niteliğinde.

Marvel evreninin klasikleşmiş ve insanların güçlüyü izleme zevkini tatmin eden yanından sıkıldıysanız şiddetle tavsiye ediyorum. Karakterin solo dizisi yakında Disney+ üzerinden yayınlanacak.

5. Watchmen – Alan Moore

Her listenin başını çeken ve daha önce çizgi roman okumamış kişilerin bile bildiği bu eserden bahsetmesek olmaz. Sadece iyi ve kötü olarak ayrılmayan bir evrende bize anti kahramanları tanıtan devrim niteliğinde bir çizgi roman.  Bunun yanında içerisinde gerçek hayatta uygulayabileceğimiz birçok etiksel tartışma konuları da bulunuyor. Her iki tarafın da hem haklı hem haksız olduğu bir dünyada karar vermekte zorluk yaşıyor, tıpkı karakterler gibi arada kalıyorsunuz. Üstelik bu ikilemlerin arasında konusu ve hikâye ilerleyişinin de oldukça katmanlı işlendiğini görünce harika bir okuma deneyimi yaşıyorsunuz.

Son olarak çizgi romanın 2009 yılında çekilmiş bir filmi de bulunuyor fakat o kadar da iyi olduğunu düşünmüyorum. Yazarlığı Alan Moore ve çizerliği Dave Gibbons tarafından yapılan Watchmen’i kesinlikle kütüphanenizde bulundurmalısınız.

6. Güngezgini – Fábio Moon, Gabriel Bá

Güngezgini, Brás De Olivia Domingos adındaki başkarakterimizin hayatının farklı dönemlerindeki hikâyelerini anlatan bağımsız bir çizgi roman. Olay örgüsünde Bras’ın farklı yaşlarında farklı hikâyeleri bulunuyor. Böylece herkesin kendisinden bir parça bulmasını sağlıyor. Hayatta varılacak noktadan çok gidişatın önemli olduğunu ve hayatın aslında ta kendisinin de bu olduğunu çok güzel yansıtıyor. Bu noktada konuyu abartı ve klişe dramalar ile anlatmaktan da kaçınması anlatılan konunun değerini arttırıyor. Çizimleri de Çizgi Düşler Yayınevi tarafından çıkarılan baskısı da oldukça kaliteli.

Benim okuduğum ilk bağımsız çizgi roman Güngezgini idi. Dolayısıyla siz de hayatınızda hiç çizgi roman okumadıysanız başlangıç olarak Güngezgini’ni seçmeniz bu kültürü sevmenizi kesinlikle sağlayacaktır.

7. Y Son Erkek – Brian K. Vaughan

Y Son Erkek, ana konusunun ilginçliğiyle cezbeden bir distopik kurgu. Dünyada meydana gelen bir salgın yüzünden yalnızca son bir erkek kaldığını düşünün. Başkarakterimiz Yorick Brown ve onun maymunu Ampersand, dünyada Y kromozomuna sahip tek canlılar. Hikâyenin ana teması da bu iki karakterin salgının nedenini öğrenmek için çıktıkları yolculuğu anlatıyor. Erkeksiz bir dünyanın nasıl olacağı çizgi romanda oldukça başarılı işleniyor. Kadınların bu dünyada edindiği rol ve başkarakterimizin karakter gelişimi hem eğlenceli hem de ilginç bir şekilde işleniyor. Okudukça kendini sevdiren ve su gibi akan bir çizgi roman. Romanın ilk cildi karakter tanıtmasına ve daha çok işin eğlencesine odaklansa da sonrasında mevzunun ciddiyeti ortaya çıkıyor. Yorick Brown’ın karakter gelişiminde kat ettiği yolu gördükçe sanki evladınızın büyüdüğünü görmüş gibi gururlanıyorsunuz. Bunun yanında çizimleri de harika olmamakla birlikte ortalama diyebilirim.

Aynı zamanda Y Son Erkek çizgi romanının yazarı olan Brian K. Vaughan, çoğu kişi tarafından bilinen ve sevilen Saga’nın da yazarı. Çizgi roman serüvenine başlamak istiyorsanız ve hem kafanızı dağıtacak hem de ilginç bir şeyler okumak istiyorsanız kesinlikle öneririm.


İşte çizgi roman önerileri bu şekildeydi. Sizler bu çizgi romanlardan hangilerini okudunuz? Yeni başlayacaklara farklı tavsiyeleriniz var mı? Kayıp Rıhtım Forum’da önerilerinizi paylaşabilirsiniz.

Sude Çatal

22 yaşındayım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Felsefe okuyorum. Küçükken tek isteğim bir ejderhamın olmasıydı. Kitaplar ve filmler sayesinde bu isteğim artık gerçek oldu. Hiç yaşayamayacağım hayatları deneyimleyebilmenin zevkini tattığımda ise bunu yazıya döküp kendimi de olaya dahil etmeyi öğrendim. Kendimi ifade etmenin bir diğer yolunu da çizmekte buldum. Çizdim, yazdım ve artık benim de kanatlarım var.

Yorum Yap

Exit mobile version