Menu
in , ,

Filmlerden Gerçek Mekânlara Taşınan Mimari Örnekleri

Ustaca tasarlanmış prodüksiyonların arkasında çoğu zaman başarılı bir mimar vardır. Bu başarı, mimari öğelerin kurmaca filmlerden gerçek hayata taşınmasında da yardımcı olabilir.

En iyi filmler, sizi tamamen sarmalayan ve yorucu hayatı biraz da olsa unutturan filmlerdir, değil mi? Özellikle de bu filmler ödüllü aktörlere, özel sahne efektlere, esprili bir senaryoya ve inanılmaz set tasarımlarına sahipken! Aslında bazı filmlerin, olay örgüsünün dışında, eşsiz mimari yapıları merkezlerine aldıkları bir gerçektir.

Ghostbusters’taki Hook and Ladder 8 itfaiye binasını, Blade Runner’daki Bradbury Building’i ve güzelce tasarlanmış Grand Budapest Hotel’i bir düşünün. Çoğu zaman filmlerde gerçekleşen olaylar zihnimizde bu mekânlarla beliriyor, değil mi? Bu açıdan bakıldığında bazı yönetmen ve set tasarımcılarının olaya mimar olarak başlamaları çok da şaşırtıcı değil. Tabii bazı set tasarımlarının gerçek hayattaki mekânları etkilemesi de öyle.

Hollywood Mimarları

Bize inanın, öne çıkan Hollywood isimlerinden bazılarının kökenleri mimarlık eğitimine dayanır. Aynı Tron Legacy ve Oblivion filmlerinin arkasındaki yönetmen Joseph Kosinski gibi ki kendisi Kolombiya Üniversitesi’nde mimarlık yüksek lisansı yapmış biri. Kariyerine mimar olarak başlamak yerine film endüstrisine dalan Kosinski, büyük çıkışını, mimarlık eğitiminde kazandığı dijital modelleme becerisi sayesinde yaptı.

- Reklam -

Bir diğer isim ise Anshuman Prasad. Belki bu isim size çok tanıdık gelmedi. Peki eğer Captain America: Winter Soldier, Girl with the Dragon Tattoo ve The Hangover gibi yapımlardan bahsetsek? Bu yapımlarda set tasarımcısı olarak yer alan Prasad, aynı zamanda bir mimar.

Peki Filmlerdeki Tasarımlar Mimarlığa Nasıl İlham Verir?

Bu durum, mimarinin kendisi gibi biraz karışık. Bir grup, bu tasarımları birebir kendi tasarımlarında uygular ve bunu savunur. Diğer bir grup ise bu tasarımları alır ve kendine göre yorumlar. Singapur merkezli iç mimarlık firmasının yaratıcı direktörü olan Joris Angevaare’nin tasarımlarında olduğu gibi.

Joris Angevaare filmlerin tasarımlarına nasıl ilham verdiğini şöyle açıklamış:

“Tasarım gerçek hayatta da filmlerde olduğu gibi bir rol oynar. Gerçekte de herkes yaşam tarzını oluşturan, bir şekilde tasarlanmış bir mekanda yaşamını sürdürüyor. Filmlerde, harika bir hikaye deneyimi, harika bir şekilde tasarlanmış mekanlarla yaratılır ve bu durum hikayeni havasına katkı sağlar. Aradaki fark ise ne derece iyi tasarlanmış olmaları.”

Gelelim İkonik Filmlere…

Grand Budapest Hotel, şüphesiz ki set tasarımı için en ikonik filmlerden biridir. Filmdeki otelin mimarisi, filmin beklenmedik hikâyesinin sahnesidir aslında. Film Almanya’daki bir stüdyoda çekilmiş olmasına rağmen bu pastel tonlu kurgusal otel Çek Cumhuriyeti’nin batısındaki Karlovy Vary adındaki bir kasabadan esinlenilerek oluşturulmuş. Bu esinlenme oldukça başarılı bulunmuş olmalı ki film 2014 Oscar ödül töreninde “En İyi Prodüksiyon Tasarımı” ödülünün sahibi olmuş durumda.

Buna karşılık olarak, gerçeklikten esinlenilen Grand Budapest Hotel, aynı zamanda gerçek bir mekâna da esin kaynağı oldu. Filmin başarısından sonra yönetmen Wes Anderson, bir iç mekan yemek alanı tasarımı için Prada ile iş birliği yaptı. Bar Luce olarak adlandırılan bu yer, özellikle 50’li ve 60’lı yıllara dayanan Milan’ın simge yapılarından ve kafelerinden de ilham almakta.

Tasarımdaki Anderson etkisi, duvarlardaki ahşap panellerden, renkli Formica eşyalarından ve her yanda görülen pastel tonlardan anlaşılıyor. Eğer Anderson yapımlarıyla azıcık haşır neşir iseniz, bu filmler ve tasarım arasındaki bağlantıyı kolayca görebilirsiniz.

Bahsetmeye değer bir diğer yapım ise Stanley Kubrick’in yönettiği The Shining’in geçtiği, yine kurgusal bir otel olan Overlook Hotel’dır. Bu mekân, bir film için yapılan en büyük iç mekan seti olma özelliğine de sahip ayrıca.

Bunun dışında, bizi geleceği düşünmeye zorlayan 2001: A Space Odyssey’de yine Kubrick’in fütüristik mimarlığın nasıl olacağına dair hayallerine dayanmakta. Bu yapım, kendinden sonra gelen Tron Legacy gibi yapımların da set tasarımlarını etkilediği gibi, filmdeki Ethereal Bedroom, gerçek bir mekân olan Robinsons Orchard adlı alışveriş merkezinin zemin kat tasarımını da etkiledi. Filmdeki beyaz iç mekan, minimalist oluşum ve zarif siyah mermer gerçek hayatta da temsil edilmiş oldu.

Filmlerin ilham kaynağı olma durumunu birkaç örnekle açıkladık ama bu örneklerin zamanla artacağına eminiz. Sonuçta kim favori filmine ait bir yerde zaman geçirmek istemez ki? Eğer siz de buna benzer örneklere rastladıysanız, Kayıp Rıhtım Forum’da bizlerle paylaşmayı unutmayın!


Mimari Anlayışı ve Ürkütücü Atmosferiyle Uykularınızı Kaçıracak 10 Yapı

“Mimari”ye İlgi Duyan Herkesin Mutlaka Okuması Gereken 7 Kitap

Gizemli Bir Hayal Gücünün Ürünü: Steampunk Mimarisi

Kaynak: Life Stlye Asia

Göksu Yıldırım

Anadolu Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Basit bir düşüncemin büyüyerek gerçeğe dönüşmesini izlemekten hoşlanırım. Zamanımı bir taraftan hayal kurarak, diğer taraftan ise ayaklarımın yere sağlam basmasına çalışarak geçirmekteyim.

Yorum Yap

Exit mobile version