Batman’ın Hasankeyf ilçesinde yer alan Hasankeyf Kalesi’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında Artuklu Beyliği zamanından kalma 800 yıllık şifa tası bulundu. Araştırmacılar, tasın kişiyi köpek ısırıklarına ve yılan sokmalarına karşı koruma amacıyla kullanıldığını belirtti.
Arkeologlar dünyada bu zamana dek yalnızca 22 şifa tasını ortaya çıkartabilmişti. Hasankeyf Kalesi’nde bulunan tas ise 23.’sü oldu. Tasın üzerinde tılsım, mühür, ayetler, çift başlı ejder, köpek, yılan ve akrep motifleri yer alıyor. Bu sembollerin ve ayetlerin ise kişiyi hayvan ısırmalarına ve yılan sokmalarına karşı korunabilmek için yerleştirildiği düşünülüyor.
Araştırmacılar ayrıca kazı çalışmaları esnasında biri kale içindeki türbede olmak üzere akik taşı ve kemikten imal edilmiş iki okçu yüzüğü de ortaya çıkartmayı başardılar. Bahsi geçen bulgulara yine Artuklu döneminden kalma çok sayıda seramik parçaları da eşlik ediyor.
Hasankeyf Kalesi’nden Yeni Arkeolojik Kalıntılar
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal’ın öncülüğünde yürütülen kazı çalışmalarında, 800 yıllık olduğu tahmin edilen, tılsımlı mühür ve ayetlerin yer aldığı metal bir şifa tası ile okçuların kullandığı akik ve kemikten yapılmış iki zihgir ortaya çıkartıldı.
Kazı başkanı Doç. Dr. Erdal, üçüncü dönem kazı çalışmaları sırasında Orta Çağ İslam dünyasında halk hekimliği uygulamaları sırasında kullanılmış bir şifa tasını gün yüzüne çıkarmayı başardıklarını kaydetti.
Üretiminde bronz bir malzeme kullanılan tasa dair Erdal şunları aktardı:
“Şifa tasının aslında Hasankeyf ile bir yönüyle bağlantısı var. Hasankeyf’teki yerel halk inancına göre orta kapıda bir akrep ve yılan kabartması vardır. Bu inanışa göre Hasankeyflileri veya kaleye çıkan insanları akrep veya yılanın sokmadığı kabul edilir.”
Hayvan Isırıklarına Karşı Şifa Tası
Erdal tasın kullanım amaçlarını ise şöyle açıkladı:
“Şifa tasından su içilmesinin kişiyi köpek ısırmasına, yılan ve akrep sokmasına karşı koruduğuna inanılmakta. Köpek ısırması, yılan ve akrep sokmasına maruz kalan kişilerin şifa bulması yönünde kullanılan bir malzeme.”
Erdal; dünya genelindeki müze ve koleksiyonlarda yalnızca 22 şifa tasının tespit edilebildiğini aktarırken konuya ilişkin açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Hasankeyf’te bulduğumuz eserle birlikte 23’üncü oldu. Topkapı Sarayı Müzesinde, Kayseri Müzesi’nde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müzesi’nde benzer örnekleri görmek mümkün. Aslında halk hekimliği noktasında tası değerlendirmek lazım. Neticede İslam kültüründe büyü, muska, tılsım gibi uygulamalar var. Yine şifa tası üzerinde bu tarz tılsım, büyü uygulamaları yapılarak bir nevi hayvanların zararlarından korunma amaçlanmıştır.”
Akik ve Kemikten Yapılma Zihgirler de Bulundu
Hasankeyf Kalesi’ndeki kazı çalışmaları sırasında bulunan bir diğer önemli tarihi kalıntı ise akik ve kemikten yapılma zihgirler oldu.
Türk okçuluğunda önemli bir yere sahip olan zihgirler, ok atışı sırasında parmak boğumunu yaralanmalardan korumak amacıyla bir tür yüzük olarak kullanılıyordu.
Zihgirler hakkında da açıklamalarda bulunan Erdal, şu açıklamaları yaptı:
“Zihgirlerin biri bir türbede yapılan kazıda bulundu. Bundan da türbede yatanın önemli bir kişi olduğu anlaşılmaktadır ancak kimliği tespit edilememiştir. Zihgirler akik ve kemikten imal edilmiş. Zihgir, Orta Çağ’da İslam dünyasında ve Türk İslam sanatlarında özellikle okçuluk alanında kullanılan en önemli unsurlardan biri.”
Ortaya çıkartılan tarihi kalıntılar, gerekli evrak işlemlerinin ardından muhafaza edilmeleri için Hasankeyf Müzesi’ne teslim edildi.
800 yıllık bu şifa tası hakkında sizin görüşleriniz neler? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, arkeoloji dünyasından daha fazlası için bizleri Google Haberler’den takibe alabilirsiniz.
Kaynak: AA, Arkeofili
Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!