James Joyce’un İngiliz Edebiyatı’ndaki yeri Virginia Woolf, Joseph Conrad, E.M. Forster, Shakespeare, Geoffrey Chaucer gibi ustalarla anılır. Hepsinin ortak yönü söylediklerinin değil, söylemediklerinin daha önemli olması. İngiliz diline hâkimiyetleri sayesinde kelimelere kazandırdıkları yan anlamlar ve gerek din gerek mitolojiye dönük yaptıkları atıflarla kelime kelime üzerine düşülmesi gereken metinler yazmışlardır zamanında. Bugün bile hâlâ okuyorsak ve gelecekte de okuyacaksak sebebi budur.
Fakat bu ustaların arasında James Joyce muhtemelen çevirmenlerin korkulu rüyası ve en büyük eğlencesi olabilir. Hangi yayınevi olduğu fark etmez; Ulysses romanını alıp başka bir yayınevininkiyle kıyaslayın. Daha ilk cümleden kelime tercihlerindeki farklılığı göreceksiniz. Tutarsızlıklar yüzünden hangi birine güvenilmesi gerektiğini bilemez olduk desek yeridir.
Fakat Joyce’un bir o kadar, belki de bütünsellik ve anlamsal olarak daha katmerlisi, zor kitabı da
Başkanlığını Doğan Hızlan’ın yaptığı ve yakından tanıdığımız bir isim olarak Sevin Okyay, Ayşe Sarısayın, Yiğit Bener ve Kaya Genç’in oluşturduğu seçim kurulu Fuat Sevimay’ın Finnegan Uyanması’nı ödüle layık görürken gerekçesini de şöyle yaptı:
James Joyce’un 1939 tarihli Finnegans Wake’inin geceye ve düşlere açılan, dilleri ve tarihleri bir araya getiren cümlelerini Türkçe söylemekteki yaratıcılığı, cesareti ve oyunculuğu.
Biz de Fuat Sevimay’ı ve *Sel Yayıncılık’ı tebrik ediyor, özenli çevirilerin devamını temenni ediyoruz.