Menu
in ,

Bir Başkadır İncelemesi: Estetize Edilmiş Ayna Testi

Bir Başkadır incelemesi sizlerle. Netflix Türkiye’nin Berkun Oya imzalı çok konuşulan yeni dizisi hakkında ilk yorumlarımız.

Yönetmen ve senarist Berkun Oya’nın son eseri Bir Başkadır, bu hafta Netflix kütüphanesindeki yerini aldı. Başrollerinde Öykü Karayel ve Fatih Artman‘ın yer aldığı 1. sezon, toplamda 8 bölümden oluşuyor. Yayınlandığı andan itibaren oldukça ses getiren yapım hakkında kaleme aldığımız inceleme yazısı sizlerle.

Daha önce Türkiye’de bir dijital mecraya çekilen ilk iş olan Masum’u yazan Berkun Oya, bu sefer senaristliğinin yanına yönetmenliğini de ekliyor. 2007 yılında ¨İyi Seneler Londra¨ adlı filmi yöneten Oya, Bir Başkadır’da kendine has bir sinema dili oluşturmayı başarmış. Tutarlı, estetik ve güçlü bir anlatı stili yaratmış. Başarılı prodüksiyon tasarımlarıyla senaryo üzerinde kurduğu yapıyı çok etkileyici bir görselliğe dönüştürebilmiş. Bu yönleriyle Bir Başkadır, hiç unutulmayacak diziler arasına giriyor.

Dizi, Netflix yapımları arasında oldukça farklı bir yerde duruyor. Tarif ederken ve anlatılırken kolay kolay başka bir şeye benzetilemeyecek bir yapım. Netflix’te daha önce sadece Alfonso Cuaron’un çektiği Roma filmini çağrıştırsa da bu benzerlik iki yapımın da konu edindikleri dönem ve topluma yürekli bir bakış açısı çevirmeleriyle ilgili. Ancak Berkun Oya’nın bu noktada daha tarafsız bir yerden hikâyesini anlattığı ve öykünün her parçasını ilmek ilmek işlediği ayrıca belirtilmeli.

- Reklam -

Kimlik Sorunları, Kendin Olmak

Bir Başkadır, tıpkı isminin çağrıştırdığı şarkıda olduğu gibi Türkiye motiflerini ustalıkla işleyen bir yapım. Gerçeklik üstüne yaratılan evrenin her bir köşesinde çok güçlü karakterler ve onların birbirleriyle çatışmalı ilişkileri var. Baskıcı toplum yapısında bireyselleşememiş bir halkın geriden gelen; kimliğine sahip olma, kendi olma mücadelesini anlatıyor. Farklı toplumsal yapıdaki insanların toplumu oluşturma biçimi ve bunların mayalanışı ustalıklı bir dramayla karşımıza çıkıyor.

Her saniyesinde orijinal ve hakiki olmayı başaran yapım, bu yönüyle ağır temposuna rağmen oldukça sürükleyici bir anlatıma sahip. Doğallığın çarpıcı yönleri, gözlemci olarak seyirciyi, her anın içine ortak ediyor ve şaşırtıcı tanıklık serüveni büyük bir hazza dönüşüyor. Seyirci her bölümü, aynada ilk kez kendini gören bir canlı gibi izliyor. Berkun Oya’nın giderek ustalaşan kalemi, aynı zamanda çok güçlü yazım teknikleri ve yoğun bir insan sevgisiyle bezeli hâlde.

Ön yargısız, ele aldığı her karaktere sadık kalarak ve saygı duyarak yazılmış senaryo. Birbirinden oldukça farklı yapılara sahip karakterlerin her birinde onları gerçek kılan özellikler, duygular ve zaaflar var. Senaryo o kadar doğal işliyor ki senarist sanki bunları yazmaktan ziyade karakterleri keşfederek oluşturmuş. Belki de bu yönüyle de diğer Türk yapımlarından oldukça farklı bir yerde duruyor. Daha önce sadece belli başlı bir iki film yönetmeninde görebildiğimiz insan ruhunu okuma, Berkun Oya sayesinde ilk defa bir dizi projesinde mükemmelen yansıtılıyor.

Bir Başkadır Dizisindeki Güçlü Alt Metinler

Belki de aynı zamanda başarılı bir oyun yazarı olmanın getirdiği bir avantajla hem diyaloglarda hem de senaryonun genelinde kullanılan alt metinler seyirciyi özel bir keşif sürecine dahil ediyor. Dizi, karakterlerin duygularını ve düşüncelerini anlamayı üstü kapalı oyun ve diyaloglarla seyirciye bırakıyor. Alt metin, modern ve modern sonrası anlatının temelinde yer alsa da bu interaktif yorumlama deneyimi, bastırılmış duyguların egemen olduğu karakterler söz konusu olduğunda çok daha farklı bir bulmaca deneyimine dönüşüyor. Dizi, söylemek istenenle söz arasındaki mesafenin oldukça uzak olduğu bu kültür içinde her davranışın, mimiğin, jestin ve sesin normalde olduğundan daha fazla şey ifade ettiği bilerek izleniyor.

Gerçeğin üstün bir taklidi olarak oyuncular da mükemmel performanslarla büyüleyici hâle getirdikleri evrenin cisimleştirilmesinde oldukça büyük bir paya sahipler. Yazarın yarattığı evrenin kurgusal bütünlüğü ve tutarlılığı hiçbir şekilde bir açık vermezken oyuncuların performansları da bunu pekiştirerek zenginleştiriyor. Sadece karakterlerinin niteliklerini yansıtmakla kalmayıp ait oldukları toplumsal yapının manevi ve maddi özelliklerini de başarıyla temsil ediyorlar.

Gerçeğin Damıtılması

Hemen hemen her sahnede var olan duygu değişimleri dizi genelinde çok güçlü bir bütüncül çatışma kurulmasını sağlıyor. Dizi boyunca süren bu durum hem sosyolojik çözülümü, hem de dramatik yapıdaki gerekli gerginliği sağlıyor. Sahne sırasında zıt duygular arasındaki hızlı geçişler o kadar ustalıkla gerçekleştiriliyor ki izlerken bir an bile gözünüzü kırpamıyorsunuz. Her bir detay incelikle işlenmiş ve özenle seçilmiş. Nuri Bilge Ceylan’ın kamera arkası görüntülerinde görmeye alıştığımız oyuncu yönetiminde jest ve mimik seçiciliğindeki kusursuzluk arayışı, bu sefer Berkun Oya yönetimindeki harikulade oyuncu kadrosu tarafından icra ediliyor. Bu sayede anlatımı oldukça zor olan içsel çatışmalar, düğümler, gerginlikler anlatı gücünün önemli bir unsuru oluyor.

Yine anlatıyı oldukça güçlü kılan yönlerden biri de senaristin bu ön yargısız tavrını destekleyecek şekilde her karakterin kendi haklılık payına sahip olması ve varoluşsal hikâyelerinin ortasında yol alma aşamasında olduklarından hata yapma lükslerine saygı duyulması. Hiçbirine iyi veya kötü olma sorumluluğu verilmediğinden hepsinin bu kendi olma arayışı ve meselesine yaklaşım, bir yönden de Tanrısal bir bakış açısı mesafesinde duruyor.

Dönüştürücü

Yapım ortaya bir soru atmıyor gibi görünebilir, ancak izledikten sonra seyircinin zihninde yüzlerce soru ürüyor. Arınma töreninin başlangıcı gibi buruk bir şekilde bitiyor dizi. Bu süreç iyi tartışılmalı ve dizinin aslında önerdiği kimlik arayışına saygı duyma, olduğu halini kabullenme ve ötekine empati geliştirme için vicdanlara konuşma hürriyeti verilmeli. Tartışmaya açık bıraktığı alanlarda yüzleşmekten korkmamalı ve senaristin bizi çıkardığı o yüce boyutta bu muhasebe yeniden yapılmalı. Duygu ve düşünceleri ifade etme, kendini gerçekleştirebilme, karşındakine saygı duyma adına alınması gereken toplumsal yol için bu proje aynı zamanda güzel bir başlangıç olabilir.

Netflix Türkiye‘nin yeni dizisi Bir Başkadır hakkında sizin yorumlarınız neler? Eleştirilerinizi bizimle Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.

Ömer Can Saroğlu

Tevellüt 1991, İstanbul. Senarist ve yazar. Aynı zamanda blog olarak omercansaroglu.com’da kullandığı bir bölüm var. Genel olarak tehlikeli şeyler düşünmeyi seviyor.

Yorum Yap

Exit mobile version