Dünyanın İlk Romanının Kayıp Bölümü Bulundu

Murasaki Shikibu takma adlı Japon bir kadın tarafından yazılan 54 bölümlük The tale of Genji romanının daha önce sadece dört bölümü orijinal olarak yayımlanmıştı.

Dünya tarihinin ilk romanı olarak kabul edilen Japon edebiyatı klasik eseri The Tale of Genji (Genji’nin Öyküsü)’nin kayıp bölümü geçtiğimiz günlerde Tokyo’da derebeylik ile bağlantıları bulunan bir ailenin evinde bulundu. Ortaya çıkarılan bu müsvedde tarihi romanın beşinci onaylanmış kopyası oldu.

Eser, Murasaki Shikibu takma adını kullanan fakat gerçek kimliği bilinmeyen şair ve yazar Japon bir soylu kadın tarafından yazıldı ve 11. Yüzyıl Heian Dönemi’nde (794-1185) tamamlandı. Roman, Genji Monogatari isimli kurgusal prensin aşkları ve şehvetlerini konu alıyor. Yeni keşfedilen Wakamurasaki isimli bölümü ise Genji’nin daha sonra eşi olacak genç hanım Murasaki-no-eu ile karşılaşmasını anlatıyor.

Kayıp Sayfalar 1743’ten Beri Son Sahibinde Bekliyordu

Japan Times’ın sunduğu bilgilere göre bu müsvedde, 72 yaşında, eski derebeyi Mikawa-Yoshida’nın neslinden Motofuyu Okochi’nin evinin kilerindeki bir kutuda bulundu. Asahi Shimbun, müsveddenin Okochi ailesinde bir başka derebeyi tarafından Fukuoka bölgesinde onlara hediye edildiği tarihten, yani 1743’ten beri saklandığını da ekledi.

Shikibu’nun orijinal müsveddesi uzun zamandır kayıptı. Romanın en eski yayımlanmış versiyonunun 1162-1241 yılları arasında yaşamış şair Fujiwarano Teika tarafından müsveddesinin çıkarıldığına inanılıyordu. Ancak şimdiye kadar 54 bölümlük kitabın yalnız 4 bölümü Teika’nın orijinal kopyası olarak onaylandı. Yeni keşfedilen kopyanın Teika’nın orijinal kopyası olduğu Kyota’daki kültürel miras vakfı Reizeike Shiguretei Bunko tarafından doğrulandı.

Yüzyıllar geçse bile cazibesini hiç kaybetmeyen bu tarihi roman hâlâ pek çok dile tercüme ediliyor ve çeşitli uyarlamaları etkilemeyi sürdürüyor.

Kyoto Üniversitesi İleri Biliminde Heian Dönemi Edebiyatı’nda uzmanlaşmış Prof. Junko Yamamoto, Wakamurasaki bölümünün Teika’nın eserinden 250 yıl sonra tamamlanan kopyalara dayandığını söylüyor. Teika’nın düzenlemesini yaptığı bu keşfedilen bölümün araştırmacılar için ulaşılabilir olması çok önemli olduğunu da sözlerine ekliyor.