Her şey, “Neden Çinceden çeviri yapmıyorsun?” sorusuyla başladı. Bu sorumluluğu üstüme alabileceğime kanaat getirdiğimde, çevireceğim metinlerin ahengini yakalamak için bir hazırlık sürecine giriştim. Ancak hazırlık sürecinde karşıma, “Hangi Çinli yazarların çalışmalarıyla başlamalıyım?” sorusu çıktı. Çin edebiyatının kendini ispatlamış yazar yelpazesinden seçim yapmak kolay değildi. Sonunda, seçtiğim beş ünlü yazarla hedefim, modern Çin edebiyatını merak eden Türkiye okuru için, kapıyı biraz aralamaktı.
Elimdeki kaynakları tararken, Modern Çin Edebiyatı’nın kurucusu Lu Xun’ün Beijing’deki (Pekin) müzesinden toparladığım bilgiler ve kitaplar yönlendirici oldu. Yazarın, modern Çin edebiyatının halk dilinde yazılmış ilk öyküsü olma özelliğini de taşıyan eseri “Delinin Günlüğü” kaçınılmaz olarak seçtiğim ilk örnekti. Lu Xun,“Nasıl Yazmaya Başladım” denemesinde bize bu öykünün ilhamını anlatır. Avusturyalı Ruth Weiss’ın, Lu Xun’ün eserlerini incelediği kaynağında rastladığım bir cümlesi, kitabımın çerçevesini ve içeriğini belirledi. Lu Xun ile tanışma fırsatını bulan yazarın “Batılılar tarafından zor anlaşılan yazar” yorumu, kitabımın sadece öykü ve şiirden ibaret olmaması gerektiğini hatırlattı.
Lu Xun, “neden zor anlaşılan bir yazar” olma özelliğini taşıyor?
4 Mayıs Ekolü
Çin’de en az Lu Xun kadar ünlü ve romantik şiir ekolünün temsilcisi olan Guo Moruo’ya, 4 Mayıs Ekolü’ne yaptığı katkısından dolayı kitabımda yer vermek istedim. Kendisi, klasik Çin şiir anlayışına çağdaş bir soluk getirmiş, Çin gençliğine öncü olmuştur. İlahe adlı şiir antolojisinden seçilenler arasından örneğin “İlahelerin Yeniden Doğuşu” başlıklı şiirinde, tragedya türü üzerinden devrim sürecini özgür tarzla başarıyla kaynaştırdığı görülür.
4 Mayıs Ekolü’nden etkilenip halk diliyle eserler veren Lao She, sadece öyküleri, denemeleriyle değil ama aynı zamanda yıllarca sahne almış tiyatro eserleriyle de çok ünlüdür ve Çağdaş Çin Tiyatrosu’nu şekillendiren Guo Moruo ve Cao Yu ile beraber anılır. Bing Xin, sevgi dolu yüreğiyle yazdığı şiirlerinde kendi tarzını ortaya çıkarmış, öyküleri, Çağdaş Çin Genç Edebiyatı’nın önünü açmıştır.
Çinli Kadının Toplumdaki Yeri
Lu Xun, düşünür kimliğiyle Çinli kadının toplum içinde ikinci hatta üçüncü sınıfa itelenmesinin nedenini sorgularken, “Namus Anlayışım” adlı denemesinde bağlı ayak geleneğinin kadın ruhunu nasıl kırdığından bahseder.
Kitabın hazırlık sürecinde, Lu Xun’ün yazdığı bir şiirinden fark ettiğim öğrencisi Rou Shi ise, öğretmeni gibi “Köle Anne” adlı ünlü öyküsüyle, Çinli kadının toplumdaki yerini sorgular. Günümüzde bir protesto simgesi olan, Kanadalı yazar Margaret Atwood’un yazdığı feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü’nü çağrıştıran gerçekliğinde, feodal Çin’in önemli bir yarasına değinir. Bir yüzyıl sonra Çin, eğer bilim kadınıyla Nobel tıp ödülünü kazanıyor ve Ay’a kadın kozmonotunu yollayabiliyorsa, bu yazarların eserlerinin de payı olduğunu görmeliyiz.
Çevirinin Zor Yanları
Çin Halk Cumhuriyeti, nüfusunun yüzde doksanından fazlasını oluşturan Han etnik halkının konuşma ve yazı dilini kullanır. Halkının Han Yu dediği Han dili, dünyada Çince olarak bilinir. Sık olarak sözcüklerinin tek heceli olduğu söylenir. Çünkü konuşma dilinde kullanılan en yalın anlamlar tek hecelidir. Türkçe, İngilizce, İspanyolca gibi dillerde kök sözcük, ekler ve çekimlerle değişir, Han dilinde kök sözcük değişmez. Genellikle ismin cinsi belirtilmez, çoğul eki kullanılmaz, edatlara çok iş düşer. Bu yüzden ben, çevirilerde en çok manzara betimlemelerinde zorlandım, hatta bazen “çeviremeyeceğim” kanısına bile kapıldım.
Çince, Avrupa dillerinden daha az sözcüğe sahiptir. Bunların bile
Kitabın örneklerini çevirirken, üniversite sıralarında bize yapılan öğütleri kendime hatırlatmadan edemedim:
“Çevirdiğiniz cümlenin anlamını yakalayın.”
“Karşılığını bulamadığınız bir sözcüğü olduğu gibi bırakın.”
Her bir yazarın sözcüklerini seçmesi belki de günlerini alır. Yazarın emeğini doğru aktarmak çevirmenin gayretinde gizlidir. Çevirmen, çevirisini yaparken tek başınadır ama yalnız değildir. Sakin, aydınlık bir ortam, kaliteli bir sözlük, müsveddesine eşlik eden sıcak bir bardak içecek ve önünde çevireceği metnin dünyasında yakalayacağı mutluluk büyük bir zenginliktir.
Afife Hellena Sözmen