İtalya’da bulunan ve literatürde neredeyse eksiksiz tek “yeşil mumya” örneği olarak anılan bir gömü, renginin kaynağına dair yeni ipuçları sundu.
Araştırmacılar, 200 ila 400 yıl önce öldüğü değerlendirilen bir gence ait kalıntıların, bakır alaşımlı bir sanduka içinde geçirdiği kimyasal süreçler sonucunda yeşil renge dönüştüğünü belirledi.
Çalışmanın merak uyandıran sonuçları Journal of Cultural Heritage adlı dergide yayımlandı.
Mumyalı kalıntılar, İtalya’nın Bologna kentindeki bir defin alanında yürütülen kazılarda gün yüzüne çıkarıldı. Kalıntıların ayaklar dışında büyük ölçüde korunduğu; iskeletin yanı sıra bazı yumuşak dokuların da mevcut olduğu bildirildi. Bu dokuların önemli bir bölümünde, alışılmadık biçimde belirgin yeşil renklenme gözlemlendi.
Araştırmacılar, yeşil renkli mumyaların yaygın bir olgu olmadığını, bu örneğin bu yönüyle dikkat çektiğini vurguluyor.
Yeşil Mumya Disiplinlerarası Bir İncelemeye Tabi Tutuldu
Kalıntılardaki yeşil ve yeşil olmayan bölgeler arasındaki farkı anlamak için araştırma ekibi, çok disiplinli bir yöntem izledi. İncelemede antropoloji, genetik, radyoloji ve farklı laboratuvar disiplinlerinden uzmanların birlikte çalıştığı belirtildi.

Ekip; Fourier Dönüşümlü Kızılötesi (FTIR) spektroskopisi, Raman spektroskopisi ve Enerji Dağılımlı X-ışını Spektroskopisi ile birleştirilmiş Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM-EDS) gibi yöntemlerle organik ve inorganik bileşenleri karşılaştırdı.
Yeşil Rengin Kaynağı Bulundu
Araştırmacılara göre bulgunun anahtar noktası, gencin bakır alaşımlı bir sanduka (küçük tabut benzeri kutu) içine yerleştirilmiş olması. Bu kapalı ortamda bedenin çürüme, sıvılaşma, iskeletleşme ve kısmi mumyalaşma süreçlerinden geçtiği kaydedildi.
Bu süreçlerin açığa çıkardığı asitlerin zamanla sandukayı aşındırdığı; ortaya çıkan bakır korozyon ürünlerinin kalıntılarla etkileşime girerek kemik ve yumuşak dokularda yeşil renklenmeye yol açtığı değerlendirildi.
Kemiklerde bakır iyonlarının kalsiyumun yerini almasıyla renklenme oluştuğu; yumuşak dokularda ise eski heykellerde görülen yeşilimsi “bakır pası” (verdigris) benzeri bir tabakanın dokuları kaplamasıyla yeşil tonun ortaya çıktığı bildirildi.
Bulgular, Defin Uygulamalarının Maddi Yönüne Dikkat Çekiyor
Araştırmacılar, ağır metallerin korunma süreçleri üzerindeki etkisinin, bu tür örneklerle daha iyi anlaşılabileceğini belirtiyor.
Çalışma, geçmişte kullanılan tabut/sanduka malzemelerinin kalıntıların korunması ve görünümü üzerinde doğrudan etkisi olabileceğine işaret ediyor.

Bu çerçevede araştırmacılar, farklı dönemlerde farklı malzemelerin tercih edildiğine dair bilinen örnekleri de hatırlatıyor. Tutankamon’un yaldızlı bir dış tabuta sahip olduğu; Marie Curie’nin bedeninin radyoaktivite nedeniyle kurşun kaplı bir tabutta muhafaza edildiği; “demir tabuttaki kadın” olarak anılan örneğin ise 1800’lerin ortasında sona eren kısa süreli bir eğilimi akla getirdiği aktarıldı.
İlginizi Çekebilir: Almanya’da 4.200 Yıllık ‘Zombi Mezarı’ Bulundu
Siz 300 yıllık bu mumya hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda veya Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, arkeoloji dünyasından daha fazlası için bizleri Google News ve WhatsApp üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaynak: IFL Science


Forum üzerinden yorum yapıp sohbete katılmak için tıkla!