Cem Altınışık
Oyunda taksi şoförü olmak ister misiniz? Başka insanların mutluluklarına, öfkelerine ve kederlerine ortak olmak. Her gün bambaşka yüzleri ve hayatları görmek, anlamak. Hayata her yolculukta farklı bir pencereden bakmaya çalışmak.
Bildiğiniz gibi 2019 yılında bunu konu alan, farklı türde iki oyun çıktı. İkisi de zengin hikâye bazlı farklı denemelerdi. Bunlardan birisi aslında daha geç çıkan, yakınlarda incelediğim otomasyonla yönetilen bir toplumda insan kalmaya çalıştığımız siberpunk türündeki oyun Neo Cab’tı. Bu yapımda kurgulanan bilim aracılığıyla duygu yönetimi, doğa ve teknoloji çatışması gibi unsurlar öne çıkıyordu.
Bugün incelememe konu olan, taksi sürücüsü olduğumuz diğer oyunsa bu yıl temmuz ayında çıkan Night Call. İki yapım arasında çok fazla karşılaştırma yapıldı. Hangisi daha iyi? Birbirinden esinlenme var mı? Yoksa bir diğeri fikri çaldı mı? Benzerlikleri göz önüne alındığında ikisinin de bu kıyasa maruz kalmaları gayet doğal.
Doğrusu iki taraftaki ekip de benzer zamanlarda oyunlarını geliştirmeye başladılar. Yani ne erken çıkan ne de diğeri “Bu iyi fikirmiş, bunu biz de yapalım,” gibi bir düşünceyle yola çıktı. Zaten sonuçlara baktığımızda da benzerlik bile oyunların dizaynları birbirinden oldukça farklılaşıyor.
İki oyunun Twitter hesapları arasında bu konuyla ilgili şöyle keyifli bir diyalog da yaşanmıştı:
It’s true, Neo Cab and Night Call are as different as Peter Parker and Miles Morales… to truly know a hero, you gotta look below the spandex
— Neo Cab 🚕👁🗨💜 (@neocabgame) June 12, 2018
Yine de bazı açılardan karşılaştırmadan olmaz. O zaman Night Call nasılmış, hangisi daha iyi olmuş bakalım.
Paris’in Kasvetli Sokaklarında
İnsanlar geceleri sokaklarda tek başına yakalanmaktan ve öldürülmekten korkuyorlar. Çünkü gizemli ve usta bir seri katil gecelerin belalısı olmuş durumda. Ölüm saçıyor âdeta ve arkasında pek iz bırakmıyor. Kurban sayısı gün geçtikçe artıyor ve polis ne yazık ki bir ilerleme kaydedemiyor.
Kim yapacak onların işini? Tabii ki usta iletişim becerilerine sahip, seri katilin son saldırısından kıl payı hayatta kalabilen, intikam arzusuyla yanıp tutuşan biz. Ayrıca tek kurtulan bizim olmamız da çok şüpheli bir durum, hatta polis bunu bizim seri katili araştırmamız için de koz olarak kullanıyor. Yani kaçma şansımız yok, tehdit de ediliyoruz.
Hikâye odaklı, polisiye ve film noir tarzına sahip dedektiflik oyunu Night Call’da katili bulmak için yedi sıkıntılı gecemiz var. Hedefimize ulaşabilecek miyiz, streste dolu gece vardiyalarına hazır mısınız?
Dedektif Şoför
Gelecekten gelen bir insanın birden taksimizde belirmesi ve karakterimizin psikolojik sorunlarıyla da ilişkili arada bir arka koltuğa hayaletin oturması ve onu gezdirmemizin dışında Night Call, Neo Cab’a göre çok daha günümüze yakın ve gerçekçi bir yapıya sahip. Çok daha fazla diyalog içeriyor ve müşteri sayısı (70’ten fazla) çok daha fazla. Bu da demek oluyor ki daha fazla metin ve hayatlarını öğreneceğimiz daha çok insan.
Taksimize inen insanlar konuşmaktan çekinmiyor, zira onları rahatlatan, içlerini dökmelerini sağlayan bir kişilik özelliğimiz var. Onlara güven veriyoruz, onlar da bizi sırdaşları yapıyorlar. Bazen dost, bazense onları sinirlendirip düşman olabiliyoruz. Ancak açık bir şey var ki yolculukları hiçbir zaman sıradan olmuyor.
Eh… galiba bu sebeple polisin işini onlardan daha iyi yapıyoruz.
Zaman Daralıyor
Her gece süremiz kısıtlı. Paris’te uygulanan kısıtlamalar var ve güvenlik adına belli bir saatin üzerinde çalışamıyoruz. Bu sebeple her gün yeni ipuçları arayışımızda daha dikkatli olmalıyız. Çoğu yolcuyla ana soruşturmamızdan bağımsız sohbet ediyor (müşterilerin rol yapma oyununda karakter bile canlandırdım), çok daha azıyla konuşurken ipucu peşinde koşuyoruz. Bazense müşteriyi es geçiyor ve önemli kanıt bulabileceğimizi düşündüğümüz mekânlara gidiyoruz. Ne yapacağınızın kararı tamamen size ait. Ayrıca oyunda farklı zorluklara sahip çözeceğimiz toplam üç cinayet var.
Benzin, gazete almak ve fatura ödemek için para kazanıyoruz. Ancak oyunun bu kısmında önemli bir problem var. İşten kazandığımız para, bizi sevenlerin verdiği bahşişler gerçekten çok önemsiz. Çünkü para hiçbir zaman dert olmuyor, dikkat etmemize gerek kalmıyor. Keşke bunu önemsememizi gerektirecek başka etmenler koysalarmış oyuna. Bu hâliyle anlamsız bir özellik. Müşterilerimizi soruşturarak rahatsız etmemiz ve para kazanma dengesi daha iyi sağlanmalı ve bizi zorlamalıydı.
Neo Cab’da kaldığımız yer ve benzin derken daha önemli bir yeri vardı paranın. Ekonomimize yine eksik olsa da biraz daha dikkat etmemiz gerekiyordu. Diğer yandan işimize devam etmek için 4 yıldızın altına düşmememiz, yani yolcularla bir noktaya kadar iyi geçinmemiz gerekiyordu. Bu da aslında oyunun içeriğinin daha zengin olmasını sağlıyordu.
Night Call’da kusurlar ne yazık ki daha fazla. Dedektiflik oyunu olmasına ve bizi gaza getirerek başlamasına rağmen aslında oyun neredeyse tamamen yolcularımızı dinlemek ve onlarla sohbet etmek üzerine. Yani dedektiflik oyununda başı ve sonu haricinde doğru düzgün araştırma yapmıyoruz. Sohbet sırasında ipucu kovalama hissini hiç alamıyoruz. Bu kesinlikle önemli bir eksiklik.
Ana hikâyenin kenara atıldığı, sadece müşterilerle bağımsız sohbet ettiğimiz bir oyuna dönüşüyor. Oyunun genel dizaynı anlayacağınız kusurlara sahip. Yine de diyalog bakımından başarılı, konuşmalarda sessiz kalma seçeneği iyi kullanılmış. Düşüncelerimizi de okuyoruz ve bu da güzel yazılmış. Yani çok güçlü bir yazarlığa sahip olduğu da bir gerçek. Müzikleri kasvetli atmosferiyle çok uygun. Daha iyi bir oyun tasarımıyla harika bir iş çıkabilirmiş.
Son Olarak
Oyunda ne yazık ki Türkçe dil seçeneği yok ve dili oldukça ağır. Yani iyi İngilizce seviyesi gerektiriyor.
Steam’de şu an %25 indirimle 24 TL gibi bir ücrete sahip. Açıkçası bu tarz bir oyun ilginizi çekiyorsa ve oynamadıysanız ilk olarak Neo Cab’ı (fiyatı da daha uygun) tavsiye ederim. Ardından Night Call ile yollarınız kesişebilir. Birçok eksiği olsa bile diyalogların yazımı gayet başarılı. Bu yönünü deneyimlemek isterseniz ve merak ettiyseniz şans verebilirsiniz.
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.