Lewis Carroll imzalı Alice Harikalar Diyarında kitabı, kültür dünyamızda neleri etkilemiş olabilir dersiniz? İşte çok kapsamlı bir dosya sizlerle!
Matematikçi, fotoğrafçı ve yazar Charles Lutwidge Dodgson ya da bilinen adıyla Lewis Carroll, 1865 ve 1871’de yazdığı, daha çok absürt edebiyat örneği olan ve fantastik edebiyatın önemli eserlerinden sayılan Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın İçinden kitaplarıyla tanınıyor. Kendisi Victoria Dönemi’nin ünlü yazarlarından biridir ve dönemin anlayışını, insanlar üzerinde kurduğu baskıyı Alice Harikalar Diyarında adlı eserinde eleştirmiştir. Mantığa önem veren ve hayal gücünü arka planda tutan bu toplumda çocuklar kendi kişiliklerini oluşturamıyor ve otoriteyi, yetişkinleri takip etmek zorunda kalıyordu. Kitaptaysa Alice rüyasında bir dünya yaratıyor ve biz de Harikalar Diyarı’nda geçen bu maceraları okuyoruz.
Sigmund Freud’un da dediği gibi rüyaların bastırılmış duyguları ortaya çıkardığını düşünürsek, Alice’in bu dünyayı toplumdan uzaklaşmak ve kendi kişiliğini oluşturabilmek için yarattığını görebiliriz. Harikalar Diyarı yetişkinlerin dünyasından oldukça farklı. Burada Alice’in düşüncelerine önem veriliyor ve Alice otoriteyi sorgulayabiliyor. Örneğin, Alice’in Kupa Kraliçesi’yle (Queen of Hearts) ilk karşılaştığı tören alanında herkesin eğilip töreni izleyememesini saçma buluyor:
“Hem o şekilde yere uzanıp kimseyi göremezsem selam vermemin ne anlamı kalır ki.”
Konusu, içeriği ve karakteriyle göze çarpan Alice Harikalar Diyarında’nın birçok film uyarlaması da yapıldı ve eser modern kültüre yerleşti. Ayrıca romandaki karakterleri kullanan ya da alt metnine gönderme yapan çok fazla film, kitap, dizi ve müzik de var. Bizde bu dosyamızda bu eserlerden bazılarını konu alacağız.
Sinema – Dizi Dünyasında Alice Harikalar Diyarında
Alice Harikalar Diyarında‘nın ilk sinema uyarlaması 1903’te Cecil Hepworth ve Percy Stow tarafından çekilen 12 dakikalık sessiz filmdi. 1951’de Disney tarafından çekilen animasyon ise kitabın bütün uyarlamaları arasında en meşhurlarından bir tanesi. Özellikle Psikedelik Rock’ın yaygın olduğu dönemlerde çok başarılı olan film, Disney’in en iyi animasyonları ve Alice’in en iyi uyarlamalarından biri olarak anılıyor ancak bu durum her zaman böyle değilmiş. Film ilk çıktığı zaman Carroll’ın hayranları ve edebiyat eleştirmenleri tarafından “bir İngiliz Edebiyatı eserini Amerikanlaştırdığı için” yoğun eleştiri almış.
Filmin aynı zamanda kitaba ters düştüğü konusunda eleştiriler de var. Mesela Alice tam tavşan deliğinden aşağı düşmeden önce “Merak genellikle başa bela getirir,” diyor. Tıpkı Victoria Dönemi düşüncesi gibi, film de duygularını takip etmenin başa bela açtığını gösteriyor. Ya da filmin sonunda Alice Kupa Kraliçesi’nden kaçarken, Harikalar Diyarı kaotik bir yer olarak gösteriliyor ve Alice devamlı olarak uyanmak istediğini dile getiriyor. Uyandığında ise gerçek dünyaya, mantık odaklı topluma geri dönüyor. Filmin son sahnesinde rüyayı gördüğü yerden, doğadan, hayal gücünden uzaklaşırken; topluma, düzene, yetişkinlerin dünyasına geri dönüyor. Bu sebeple filmin kitapla çeliştiğini, aslında hayal etmeyi teşvik etmediğini düşünenler var.
Yapılan uyarlamalar arasından en farklılıklarından biri ise kesinlikle 1976 yapımı Alice in Wonderland: An X-Rated Musical Comedy isimli pornografik müzikaldir. Filmde Alice rolünü Playboy’un kapak kızı Kristin De Bell oynadı.
1988 yapımı Jan Svankmajer tarafından stop-motion tekniği ile çekilen Alice ise başka bir uyarlama. Filmde genelde şiddet içerikli sahneler var. The New York Times gazetesinde Caryn James bu film için “Bütün sevimliliği ve ışığı çıkarmış ama Lewis Carroll’ın hikâyesini bozmamış,” demiş.
Bahsedeceğim son uyarlama ise herkesin bildiği, Tim Burton tarafından 2010’da çekilen film. Bu yapım Alice Harikalar Diyarında ve Aynanın İçinden kitaplarının birleşiminden oluşuyor. İlk üç boyutlu Alice Harikalar Diyarında filmi olan yapıma karışık yorumlar geldi. Anlatı eksikliği ve tutarlılık bakımından kritik yorumlar alan filmle ilgili şöyle bir fikir birliği de mevcut:
“Tim Burton’ın Alice’i kitabın küçük anlatı birliğini en az kalbi kadar katlediyor ama yine de görsel bir şölen.”
Filmin ikincisi Alice Harikalar Diyarında: Aynanın İçinden de 2016 yılında çıktı ve genelde eleştirmenlerden olumsuz yorumlar aldı.
Uyarlamalar dışında, eserden bağımsız birçok filmde de romandaki karakterlere ya da alt metne göndermeler var. Bunların arasında hiç kuşkusuz en bilineni The Matrix film serisidir. İki eserde de ana karakterler farklı bir dünyaya gidiyor ve bu dünyaya Beyaz Tavşan aracılığıyla ulaşıyorlar. Neo bilgisayarında “Beyaz tavşanı takip et” diyen bir mesaj aldıktan sonra Beyaz Tavşan dövmeli bir kadın görüp, tıpkı Alice gibi onu takip ederek Harikalar Diyarı’na ulaşıyor. Neo ile Morpheus’un tanıştığı sahne ise yine göndermelerle dolu. Morpheus’un Neo’ya söylediği ilk şeylerden bir tanesi şudur:
“Öyle tahmin ediyorum ki, şu an kendini Alice gibi hissediyorsun; tıpkı bir tavşan deliğinden düşüyormuş gibi.”
Ardından mavi ve kırmızı hap arasında bir seçim yapmasını söyleyip, “Mavi hapı alırsan hikâye biter, yatağında uyanıp neye istersen ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan, Harikalar Diyarı’nda kalırsın ve sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm,” diyor. Konuşmadan sonra Neo, gerçek zannettiği ama aslında makineler tarafından kontrol edilen simülasyondan çıkıp başka bir dünyaya gitmeyi tercih ediyor. Neo için Harikalar Diyarı aslında gerçek dünyayı gösteriyor. Alice içinde aynısı geçerli. Gerçek dünyada fikirlerine değer verilmediği için Alice kendisine Harikalar Diyarı’nı yaratıyor. Orası Alice için aslında olması gereken dünyayı temsil ediyor. Sonraki sahnedeyse Neo yanındaki aynadan diğer dünyaya geçiyor, ki bu da Aynanın İçinden kitabında aynadan Harikalar Diyarı’na geçen Alice’e bir göndermedir. İkisi de alternatif dünyaya geçtiği zaman gerçeklik duygusunu kaybediyor. Alice etrafında gördüğü canlıları anlamlandırmaya çalışıyor, Neo ise gerçek sandığı dünyanın aslında bir simülasyon olduğunu anlayınca gerçeklik anlayışını kaybediyor. Zaman anlayışı da alternatif dünyada değişiyor. Alice saati sorduğunda Şapkacı ona, “Artık saat hep altı!” cevabını veriyor. Neo ise yılı 1999 sanıyorken aslında 2199 gibi bir yılda olduklarını öğreniyor. Toparlamak gerekirse, Alice Victoria Dönemi’nde kendisini ifade edemediği bir dünyada yaşıyor ama Harikalar Diyarı sorgulayabildiği, düşünebildiği bir alternatif dünya. Neo ise simülasyonda sistemin bir kölesi iken Harikalar Diyarı’nda farklı bir kişi olabiliyor ve sisteme Alice gibi karşı çıkabiliyor. İkisi de tıpkı Morpheus’un dediği gibi bir kalıba doğmuş kişiler:
“Sen de herkes gibi bir esarete doğdun. Tadını alamadığın, dokunamadığın, koklayamadığın bir hapise. Aklın için olan bir hapse.”
Harikalar Diyarı ise onlar için, “Kuralların ya da yöneticilerin olmadığı, sınır ya da engel tanımayan bir dünya. Her şeyin mümkün olduğu bir dünya.” Bunun dışında başka karakterler de kitaba göndermelerle dolu. Mesela Switch adlı karakter beyaz giysiler giyiyor ve pembe bir gözlük takıyor, ki bu kitaptaki pembe gözlü beyaz tavşana çok benziyor. Kâhin karakteri ise Neo’nun kim olduğunu düşünmesini sağlıyor, tıpkı Tırtıl’ın Alice’e “Sen kimsin?” diye sorması gibi. Ya da otelde geçen bir sahnede kareli zemin tıpkı bir satranç tahtası gibi duruyor ve bu da Aynanın İçinden kitabında önemli bir yer tutuyor.
Ünlü dizilerden Lost da bu kitaba birçok gönderme yapmış. Jack adada babasının hayaletini görmeye başlayınca John Locke ona hayaleti takip etmesini söyleyip, hayaleti beyaz tavşana benzetiyor. Ya da Kate’in evinde, Aaron’ın yatak odasının kapısında beyaz tavşanın posteri asılıdır. Başka bir sahnede ise Jack Aaron’a kitaptaki “Gözyaşı Havuzu” bölümünü okuyor:
“Tanrım! Her şey ne kadar da acayip bugün! Hâlbuki daha dün her şey ne kadar normaldi. Yoksa gece değiştim mi? Bir düşüneyim, Acaba bu sabah uyandığımda aynı mıydım?”
Ayrıca üçüncü sezon finali de Aynanın İçinden kitabının adını taşıyor.
Bunun dışında 2006 yapımı Pan’ın Labirenti‘nde yine kitabın etkilerini görüyoruz. Filmde Ofelia’nın kıyafeti ile 1951 Disney yapımı animasyonda benzerlikler var. Ofelia ve Alice’in karakteristik özellikleri de birbirine benzer. İkisi de meraklı, asi ve farklı bir dünya bulan karakterler.
Ölümcül Deney, Miyazaki’nin Ruhların Kaçışı ve daha birçok başka filmde de kitaptan izler görmek mümkün.
Edebiyat – Çizgi Roman Dünyasında Alice Harikalar Diyarında
Alice Harikalar Diyarında, farklı yöntemlerle fantastik dünyalara giren diğer kitaplardaki karakterleri de etkilemiş. Lucy Pevensie’nin Narnia’ya bir dolaptan girmesi, Wendy Darling’in Varolmayan Ülke’ye (Neverland) Peter Pan ile girmesi, Dorothy Gale’in bir hortumun içine düşünce kendisini Oz Ülkesi’nde bulması bu örneklerden bazıları.
James Joyce’un yazdığı Finneganın Vahı da rüyayla alakalı bir kitap ve kitapta Carroll’ın yaptığı gibi çeşitli dil oyunları var.
Lolita kitabının yazarı Vladimir Nabokov ise Lewis Carroll’ın bir hayranı ve kitabı Rusçaya çevirmiş. Verdiği bir röportajda da Carroll’ın eserlerinin sahip olduğu ilk kitaplar olduğunu söylüyor.
Bunun dışında Paul Auster’ın Cam Kent isimli kitabında ve Talihsiz Serüvenler Dizisi‘nin on birinci cildinde de kitaba göndermeler yapılmış.
Çizgi romanlarda da bazı örnekler görülebilir. Mesela Batman’in bazı düşmanları kitaptaki karakterlere benziyor. Mad Hatter (Jervis Tetch) Şapkacı’dan esinlenerek oluşmuş bir karakter ve Şapkacı gibi giyinip, kitaptan alıntılar yapıyor.
Batman’in düşmanlarından Tweedledum ve Tweedledee de Aynanın İçinden kitabındaki karakterlerin isimlerini ve görünüşlerini almışlar.
Batman: Arkham Tımarhanesi de Alice Harikalar Diyarında’dan alıntılar ve göndermeler yapmış.
Müzik Dünyasında Alice Harikalar Diyarında
Alice Harikalar Diyarında sadece edebiyat, çizgi roman ve sinemayla kalmayıp, müzik gruplarını da etkilemiş. Bunlardan en meşhuru Jefferson Airplane’in “White Rabbit” şarkısı diyebiliriz. Surrealistic Pillow adlı albümde yer alan bu şarkı Psikedelik Rock müziğin örneklerinden bir tanesidir. Psikedelik Rock, 1960’lardaki yaygın madde LSD kullanımından etkilenerek ortaya çıkan bir müzik türüdür. Kitabın yazılmasından neredeyse 100 yıl sonra yazılmış şarkıda nargile içen tırtıl, Alice, Kupa Kraliçesi, Beyaz Şövalye gibi karakterlere yer verilmiş ve uyuşturucuların sebep olduğu halüsinasyonlar ile hikâye arasında paralellik kurulmuştur. Ama şarkı sadece bununla alakalı değil, aynı zamanda o dönemde meydana gelen Vietnam Savaşı gibi olaylara da gönderme yapıyor, ki şarkının başında askerlerin yürüyüş sesini de duyabilirsiniz. Ya da “When the men on the chess board get up and tell you where to go,” (Satranç tahtasındaki adamlar kalkıp sana gideceğin yeri söylediklerinde) kısmı savaşla ve otoriteyle alakalı bir cümle. Savaşın bir çözüm olmadığını düşünen insanlar arasında otoriteye karşı gelme anlayışı bu dönemlerde görülebiliyordu.
White Rabbit şarkısında da bu durumu görüyoruz. Alice, Harikalar Diyarı’nda alternatif bir dünya bulan ve sisteme karşı çıkan, meraklı biri olarak karşımıza çıkıyor ve şarkıcı da bundan bahsediyor. Şarkıda geçen “chasingrabbits” (tavşanları kovalama) ifadesi merakını takip etmeyi, alternatif bir dünya bulmayı anlatıyor. Psikedelik Rock’ta geçen uyuşturucu kullanımı da buna benzer. Bu uyuşturucuların otoriteden kaçmayı ve başka bir ruh haline ulaşmayı gösterdiğini söyleyebiliriz. Mesela şarkıda geçen “And you’vejust had some kind of mushroom,” (Ve sen bir çeşit mantar yemiştin) sözü de hem Alice’e hem de uyuşturuculara gönderme yapıyor. Yani şarkı başka bir anlayış seviyesine ulaşmaktan, meraklı ve otoriteden bağımsız olmaktan bahsediyor ve bunu Alice Harikalar Diyarında’dan esinlenerek yapıyor.
Başka örneklerle devam edelim. Beatles’ın “I am the Walrus” ve “Glass Onion” gibi şarkılarında da Alice esintileri görünebilir. Aynanın İçinden kitabında geçen Mors ve Marangoz şiiri, (The Walrus and the Carpenter) John Lennon’ın yazdığı “I am the Walrus” şarkısının ilham kaynağı olmuş.
Pink Floyd da The Wall albümünü hazırlarken önemli bir esin kaynaklarının Alice olduğunu söyler.
Aerosmith’in “Sunshine” adlı parçasında ise Alice ve diğer karakterlerden bahsedilir. Müzik videosundaysa Steven Tyler Alice’i korumaya çalışır. Ayrıca Kupa Kraliçesi ve Beyaz Tavşan da videoda görülebilir.
Melanie Martinez, Marilyn Manson, Panic! At the Disco gibi daha birçok şarkıcı ve grup kitaplara göndermelerde bulunmuştur.
Resim Dünyasında Alice
Alice Harikalar Diyarında için farklı farklı ressamlar tarafından çizilmiş bir sürü illüstrasyon ve resim görebilirsiniz. Bunlardan bir tanesi de Salvador Dali‘dir. 1969’ta kendisi kitaplardan ilham alarak 12 illüstrasyon yapmış. Bunlardan birisini yanda görebilirsiniz.
1956’da Charles Blackman, Alice ve diğer karakterlerle alakalı 46 resim yapmış.
Orijinal metne Lewis Carroll 37 tane kendi çizdiği illüstrasyonu koymuştu. John Tenniel sonradan yayımlanan kitap için 42 tane daha illüstrasyon çizmiş.
Kitap, sadece illüstrasyon ya da resimlere ilham olmamış, aynı zamanda karakterler adına heykeller de yapılmış. Alice, Beyaz Tavşan ve Şapkacı’nın heykelleri Central Park’ta görülebilir.
Bognor Resgis’de yer alan Hotham Parkı’nda Alice’in, Beyaz Tavşan’ın ve Şapkacı’nın piknik masası ahşaptan heykellerle yer alır.
Warrington kasabasında da benzer heykellere rastlanır.
Oyun Dünyasında Alice
Oyun alanında da Alice Harikalar Diyarında’ya verilebilecek birkaç örnek var. American Mcgee’s Alice akla gelen ilk isim oluyor doğal olarak. Onun devamı olan Alice: Madness Returns oyununda da Alice’i artık büyümüş ve akıl hastanesinden taburcu olmuş olarak görürüz. Ama hala 11 yıl önce ailesini öldüren yangının dehşetini ve hayatta kalmanın verdiği suçluluk duygusunu üzerinden atamamıştır. Bu yüzden geçmişi hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmak için Harikalar Diyarı’na geri döner.
Fran Bow oyunuysa ailesi öldürülen bir kızın hikâyesini anlatıyor. Oyunu oynayanlar bilir, bir bölümde dolabı açtığınızda içinde bir resim buluyorsunuz. Resimde Fran Bow’un yanında arkadaşı Alice de var ve ikisi de elinde kedilerini tutuyor. Kedinin Cheshire Kedisi olduğunu düşünenler var. Gülümsemesi de aslında bunun bir kanıtı gibi.
A Witch’s Tale adlı oyunda da birçok karakter ve yer isimleri kitaptan ilham almış, hatta Şapkacı ya da Alice gibi karakterler direkt kitaptan alınmış.
Skyrim oyunundaki Wabbajack adlı asanın da Carroll’ın Jabberwocky şiiriyle isim benzerliği var. Bunun gibi daha birçok oyunda benzerlikle görebilirsiniz.
Alice Harikalar Diyarında her ne kadar bir çocuk kitabı olarak geçse de konusu, içeriği ve karakterleri açısından alt metni çok zengin bir kitap ve yetişkinlerin de severek okuduğu, her defasında bizi alıp Harikalar Diyarı’na götüren bir fantastik edebiyat ürünüdür. Ne kadar harika bir kitap olduğunu da etkilediği farklı farklı kitaplardan, filmlerden, resimlerden, müziklerden görebilirsiniz. Etkisi asla bitmeyecek, asla unutulmayacak bir eser yazmış Lewis Carroll. Bize de bu yazarı okumak, okutmak ve anlatmak düşer.
KAYNAKÇA
– Alice Harikalar Diyarında vs. TheMatrix. Begüm Seliçi
– Alice Harikalar Diyarında’dan Etkilenen Eserler / Wikipedia
– Alice’in Harikalar Diyarı’ndaki Hiç Bitmeyen Maceraları / Aykırı Akademi
– Alice Harikalar Diyarında ve Aynadan İçeri: Masal mı Kara Mizah mı?/ Zerrin Yılmaz
Beni çok etkiledi mesela.
Çok güzel bir yazı olmuş keyifle okudum.
Aklıma eskiden dinlediğim şu şarkıyı getirdi:
Terry Gilliam’ın Jabberwocky filmini de dahil edebiliriz.
Şu şarkıya bitiyorum.
Güzel bir yazı olmuş, ellere sağlık Alice’in popüler kültürdeki etkisi gerçekten de devasa. Okuyam herkesin öyle veya böyle etkisinde kaldığı, adeta gönderme yapmadan duramadığı bir eser yazmak ne kadar büyük bir iş…
Mesela bir filmde, oyunda vs bir kadın doğaüstü bir maceraya atılır veya gizemli bir şekilde kayıplara karışırsa ismi %90 Alice’tir. Alan Wake’in eşi, Resident Evil filmlerinin baş kahramanı ilk aklıma gelenler.
Tekrardan ellerine sağlık.