Midye Kabukları, Kayıp Malezya Uçağını Bulma Operasyonunda Kilit Rol Oynayabilir

Bilim insanları, kayıp Malezya uçağını bulmak için yeni bir yaklaşım geliştirdi. 2014 yılında içindeki 239 yolcusuyla beraber Hint Okyanusu üzerinde kaybolan 370 sefer sayılı uçağın (MH370/MAS370) enkazı bugün hâlâ bulunabilmiş değil. Araştırmacıların yeni önerisi ise deniz canlılarını araştırma sürecinin bir parçası kılmaktan geçiyor.

Malezya Hava Yolları’na ait uçan 8 Mart 2014 tarihinde Kuala Lumpur Uluslararası Havaalanı’ndan kalkmış ve Pekin Başkent Uluslararası Havaalanı’na ulaşmak üzere yola çıkmıştı. 227 yolcu, 12 mürettebat ile toplamda 239 kişiyi barındıran uçak Hint Okyanusu’nun güneyinde kayboldu. Bugüne dek yürütülen araştırmalarda, uçağın enkazına dair herhangi bir ize rastlanamadı.

AGU Advances dergisinde yayımlanan makaleye göre bu yöntem, sıcaklık ve çevresel koşullarını belirlemek için midyelerin kabuk kimyasının analiz edilmesini içeriyor.

Güney Florida Üniversitesi’nden Gregory Herbert’ün de aralarında bulunduğu bir grup araştırmacı bu fikir üzerinde çalışmaya, kazadan bir yıl sonra Afrika kıyısındaki Reunion Adası açıklarında kıyıya vuran uçak enkazının fotoğraflarını gördüklerinde başladılar.

Dr. Herbert, “Flaperon (uçağın bir parçası) midyelerle kaplıydı ve bunu görür görmez hemen arama müfettişlerine e-posta göndermeye başladım. Çünkü bu kabukların jeokimyasının kazanın yeri hakkında ipuçları sağlayabileceğini biliyordum,” ifadesini kullandı.

Midye Kabukları, Kayıp Malezya Uçağının Bulunmasına Yardımcı Olabilir

Midye gibi kabuklu organizmaların ağaç halkalarına benzer katmanlar oluşturarak her gün büyümeye devam ettiği biliniyor. Dolayısıyla her katmanın kimyası, oluştuğu sırada çevredeki suyun sıcaklığına göre şekilleniyor.

Son yirmi yılda bilim insanları, omurgasız kabuklarının kimyası aracılığıyla okyanus sıcaklıklarını ölçmek için yeni bir yöntem geliştirdi.

Yeni çalışmada araştırmacılar, canlı midyelerin kimyasını anlamak ve ilk kez kabuklarından sıcaklık kayıtlarını ortaya çıkarmak için bir deney gerçekleştirdiler.

Daha sonra bu yöntemi MH370’ten çıkarılan bazı parçalardan toplanan küçük midyelere uygulayarak deniz organizmalarının su sıcaklığı kayıtlarını yeniden oluşturdular.

Oşinografik modellemeyi sıcaklık kayıtlarıyla birleştiren bilim insanları, kayıp uçağın parçası için başarılı bir şekilde kısmi bir okyanus sürüklenme modeli oluşturabildiler.

Dr. Herbert çalışmaya dair şöyle konuştu:

“Ne yazık ki en büyük ve en eski midyeler henüz araştırma için kullanılabilir hâle getirilmedi. Ancak bu çalışma ile bu yöntemin kazadan kısa bir süre sonra enkaz üzerinde kolonileşen bir midyeye uygulanabileceğini kanıtladık ve kazanın kaynağına kadar tam bir sürüklenme yolunu yeniden inşa ettik.”

Şimdiye dek kayıp Malezya uçağını arama çalışmaları, araştırmacıların uçağın yakıtının bitmesinin ardından süzülmüş olabileceğinden şüphelendikleri ve “Yedinci Yay” olarak adlandırılan kuzey-güney koridoru boyunca binlerce kilometre boyunca devam etti.

Okyanus sıcaklıkları bu yay boyunca hızla değişebildiğinden, araştırmacılar yeni yöntemin uçağın enkazının tam olarak nerede olduğunu ortaya çıkarabileceğine inanıyor.

Kayıp Malezya uçağına ait enkaz bu yay üzerinde bulunmasa bile, uçak parçasındaki en eski ve en büyük midyelerin analizi Hint Okyanusu’nda arama yapılacak alanları daraltmaya yardımcı olabilir.

Kayıp Malezya uçağının bulunması için ortaya konan bu yönteme dair siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizleri Google News’ten takibe alabilirsiniz.

Kaynak: The Independent