Mario Levi 66 yaşında hayata veda etti. Türk edebiyatının sevilen yazarlarından Levi, aynı zamanda büyük bir İstanbul âşığı olarak da tanınıyordu.
Buart Sanat Atölyesi’nin açıklamasında, “Canım hocamız, edebiyatımızın duygulu ve güçlü kalemi, eşsiz insan, bir tanemiz Mario Levi’yi kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Edebiyata, bizlere kattıkları için minnettarız… Tüm sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyoruz,” sözleriyle Levi’nin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Yazarın ölüm nedeni ise açıklanmadı.
Mario Levi son yolculuğuna yarın (1 Şubat 2024) saat 13.00’te Acıbadem Musevi Mezarlığı’nda gerçekleştirilecek cenaze töreni eşliğinde uğurlanacak.
Levi’nin aramızdan ayrılmasının ardından Semih Gümüş şu paylaşımı yaptı:
“Sevgili Mario Levi’yi kaybetmişiz. Çok ama çok üzücü. Edebiyatımızın çok değerli yazarı, kuşağımızın özel bir kişiliğiydi o. Duruşu, gülüşü ve bütün yazdıklarıyla hatırlayacağız.”
Yekta Kopan ise üzüntüsünü şu sözlerle dile getirdi:
“Çok çalışkan, çok iyi kalpli, edebiyata ve hayata çok emek vermiş bir dostu yitirdik. Çok üzgünüm.”
Mario Levi Ardında Sayısız Eser ve Anı Bıraktı
Mario Levi 1957 yılında İstanbul’da doğdu. Saint Michel Fransız Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Fransız ve Roman Filolojisi’nden mezun oldu. İlk öyküsünü 1975 yılında kaleme aldı. Yazarlık kariyerine Hokka dergisi, Şalom, Cumhuriyet Gazetesi, Milliyet Sanat gibi yayın mecralarında yazılar yazarak başladı. İlk kitabı Jacques Brel: Bir Yalnız Adam 1986 yılında yayımlandı. Levi, “İstanbul Bir Masaldı” adlı eseriyle 2000 Yunus Nadi Roman Ödülü’ne değer bulundu.
Yazarlık kariyerinin yanı sıra Fransızca öğretmenliği, gazetecilik, radyo programcılığı gibi birçok alanda başarı elde etti. Ayrıca edebiyat atölyeleri de düzenleyen yazar, birçok genç yazarın sesini bulmasına katkı sağladı.
Mario Levi’nin eserleri arasında Lunapark Kapandı, Size Pandispanya Yaptım, Çünkü Fısıltılar Vardı, Bu Oyunda Gitmek Vardı, Karanlık Çökerken Neredeydiniz ve Bir Cümlelik Aşklar gibi kitaplar yer alıyor.
Mario Levi: “Benim En Derin Vatanım Türkçedir”
Yazar Türkçe diline olan hayranlığını şu cümlelerle açıklamıştı:
“Fransızca yazabilirdim. Yazsaydım da işim çok kolaylaşırdı bir dünya yazarı olmak açısından. Bunu tercih etmedim. Zor yolu seçtim belki ama kendi doğallığı içinde gelişti bu. Çünkü çocukken sokakta hangi dilde top oynamışsan, gençken hangi dilde ilk aşkını yaşamışsan, çok kızdığında hangi dilde sövmek geliyorsa içinden, o dil senin dilindir ve o dil Türkçeydi. O sebepledir ki, kendime hep şunu söylüyorum, benim en derin vatanım Türkçedir.”
Sizler de Mario Levi hakkındaki hislerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.
Daha fazlası için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.
Allah rahmet eylesin.
Allah rahmet eylesin.