Yamyamlığın Kökeni Tahmin Edilenden Milyonlarca Yıl Öncesine Dayanıyor

Yamyamlık davranışı bilim insanlarının tahmin ettiğinden çok daha eski bir geçmişe sahip. Yapılan yeni bir araştırmaya göre Kambriyen dönemin ilk yıllarında bile kanibalizm gözlemleniyordu.

Paleontologların son çalışması, yamyamlık hareketinin kökenine dair yeni bilgileri ortaya koydu. Bugüne dek 450 milyon yıl öncesine uzandığı düşünülen kanibalizmin aslında 541 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğu anlaşıldı.

Paleogeography, Paleoclimatology, Paleoecology adını taşıyan bilimsel dergide yayımlanan makale, yamyamlığın 541 milyon yıl öncesine uzanan Kambriyen dönemin ilk evrelerinde de bulunduğunu gösterdi.

Yaygın bir yanlış anlaşılmanın aksine, yamyamlık insan eti yiyen kişi anlamına gelmiyor. Kanibalizm, bir türün kendiyle aynı türden olan canlıları yemesine karşılık geliyor. Dolayısıyla doğada pek çok “yamyam hayvan”ın varlığı biliniyor. Özellikle eklembacaklılar arasında yamyamlık son derece yaygın. Çiftleşmeden sonra eşlerini yiyen peygamber develerinden, yaralı soydaşlarının kanını içen termitlere, larvalarla beslenen sivrisineklere dek pek çok yamyam canlı bulunuyor.

Yamyamlık Davranışının Kökeni Hakkında Yeni Bulgular Tespit Edildi

Bununla birlikte bu ürpertici beslenme yönteminin geçmişi hakkındaki bilgiler yeterince net değil. Bugüne dek yapılan çalışmalar, ilk yamyamlık örneklerinin Ordovisiyen dönemin ileri evrelerine, bugünden 450 milyon yıl öncesine uzandığını söylüyordu.

Avustralya’da bulunan New England Üniversitesi’nden Russell Bicknell ve ekibinin yeni araştırması ise yamyamlığın ilk örneklerinin yeniden tarihlenmesini sağladı.

Araştırmacılar, Güney Avustralya kıyılarında Emu adlı bir araştırma bölgesinde yer alan 514 milyon yıllık trilobit fosillerini inceledi.

Trilobitler, yaklaşık olarak 500 milyon sene önce ortaya çıkarak okyanuslara hükmeden sert kabuklu ve segmentli canlılardı.

Paleontologlar, incelemede kullanabilmek adına iki trilobit türüne ait yaklaşık 40 fosil topladı.

Bazı trilobitlerin kabuklarında iyileşmeye yüz tutmuş yaralar tespit edildi. Bunlar yetişkin canlılara ait fosillerdi. Fosiller arasında yara izli küçük trilobitler olmaması bilim insanlarının dikkatini çekti.

Sonunda Doktor Bicknell, “koprolit” adı verilen fosilleşmiş dışkıların içini değerlendirmeye karar verdi ve neticede dışkılarda kabuk parçaları tespit edildi.

Doktor Bicknell, bir kabuk parçasının hangi türden geldiğini belirlemenin genellikle imkânsız olduğunu aktardı. Ancak araştırmacılar, koprolitlerdeki parçaların çalışmaya dahil edilen iki türü yansıttığından emindi.

Araştırmacılar bu trilobitlere saldıranın ve dışkıların sahibinin yaklaşık 25 santimetre uzunluğundaki Redlichia rex türü olduğuna inanıyor. Bu iri trilobit türü, bilim camiasında “kral trilobiti” olarak anılıyor.

Bicknell konuya dair şöyle konuşuyor:

“Daha küçük olan her şey tüketilir ve bu sevimli koprolitler hâine gelir. Daha büyük olan her şey ondan birer iz alır ama saldırıdan kaçmayı başarır.”

Siz bu yeni araştırma hakkında ne düşünüyorsunuz? Doğada kendi türlerini yiyen başka hangi canlılar var? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da bizimle paylaşabilirsiniz.

Kaynak: The Independent