Devrim Beyaz
Dünyada en çok hangi ülkelerde kitap okunuyor, hiç merak ettiniz mi? İngiltere merkezli Dünya Kültürü Puan Endeksi’nden derlenen verilere göre, en çok kitap okuyan ülkeler belirlendi.
En çok kitap okunan ilk 10 ülke arasında 6 adet Asya ülkesi, 4 adet de Avrupa ülkesi bulunuyor. Her vatandaşın haftada ortalama 10 saatin üstünde kitap okuduğu Hindistan, en çok kitap okunan ülke oldu.
Hindistan’ı sırasıyla Tayland ve Çin takip ediyor.
Dünya Kültürü Puan Endeksi, vatandaşların haftada okumaya harcadığı ortalama zaman esasa alınarak hesaplanıyor. Üstelik yalnızca basılı kitaplar değil; gazete, dergi ve çevrimiçi yazılı materyaller de puanlama kapsamına dâhil ediliyor.
Hindistan’da her vatandaş, haftada ortalama 10 saat 42 dakika kitap okuyor. İkinci sıradaki Tayland’da kitap okuma süresi 9 saat 24 dakika. Çin’de ise bu süre 8 saat olarak hesaplandı.
Peki ya Türkiye?
Listedeki diğer ülkeler sırasıyla Filipinler (7 saat 36 dakika), Mısır (7 saat 30 dakika), Çekya (7 saat 24 dakika), İsveç (7 saat 6 dakika), Fransa (6 saat 54 dakika), Macaristan (6 saat 48 dakika) ve Suudi Arabistan (6 saat 48 dakika) şeklinde devam ediyor.
Türkiye ise haftada ortalama 5 saat 54 dakika ile listenin 18’inci sırasında yer alıyor.
En Çok Okunan Kitaplar
Dünyada en çok Kur’an-ı Kerim ve İncil okunuyor.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedong’un sözlerinden derlenen “Başkan Mao’dan Seçme Sözler” de en popüler kitaplar listesinde üçüncü sırada.
Cervantes’in “Don Kişot”u ve J.K. Rowling’in Harry Potter serisi de dünya çapında en çok okunan edebiyat eserleri arasında.
Dünyanın en çok okunan diğer kitapları listesi şöyle devam ediyor: Charles Dickens’ın “İki Şehrin Hikayesi”, J.R.R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesi, Antoine de Saint-Exupery’nin “Küçük Prens”, Lewis Carroll’ın “Alice Harikalar Diyarında” ve Agatha Christie’nin “10 Küçük Zenci”.
Konuyla ilgili AA’nın hazırladığı infografiğe hemen aşağıdan göz atabilirsiniz:
Kaynak: AA
Kur’an’ın 1. sırada yer alması yanıltıcı. Çünkü bireyler Kur’an’ı anlayacakları dilden değil, bilmedikleri Arapça aslından (Araplar hariç tabi) okuyorlar. Dolayısıyla bu okuyuş anlamı kavrama, verilen mesajı anlama tarzında değil, tekerleme okur gibi gerçekleşiyor; buna da okuma denemez.
İncil için galiba Katolikler için de aynı şey söz konusu; onlar da Latince okuyorlar sanırım (ama bu konuda bilgim yok, yalnızca varsayıyorum).
Bence bu tip araştırmalarda kutsal kitaplar hariç tutulmalı. Aynı kitabı 100 kere okumak pek de okumak sayılmaz.
Kesinlikle katılıyorum.
Ek olarak çoğu insan maalesef kutsal kitapları yalnızca evde bulunması için alıyor, açıp okumuyor. Onları bu çalışmalara eklemeseler daha doğru bir veri olurdu elimizde.
Aynı şey ders ve test kitapları için de geçerli. “Türkiye’de şu kadar kitap basılıyor” deniyor ama o kitapların çoğu ders içerikli, dolayısıyla yine yanıltıcı.
Tayland ve Filipinler’e çok feci şaşırdım. Böcek yeme ve fuhuş yapma yerleri olarak aklımda kalmış youtube yüzünden.