Book of Demons: Eskilerin Anısına

Zindan temizleme oyunlarının kendilerine özel bir albenisi vardır. Haklarında çok kafa yormadan başında saatleriniz geçirebilir ya da kabus zorluğunda bir adet bölüm sonu canavarını alt etmek için ihtiyacınız olan tek bir silahın düşmesi için başında pineklemeniz gerekebilir. Book of Demons, iki oyuncu kesimini de kucaklama sözü veren bir oyun.

Geliştirme ve yayımını Thing Trunk’ın üstlendiği Return 2 Games: Book of Demons, 13 aralık 2018 tarihinde resmi olarak satışa sunuldu. Stüdyonun ilk oyunu olmasına rağmen oldukça iddialı bir şekilde piyasaya giriş yaptılar. Bu iddiaları arasında bir manifesto bile mevcut. Buradan ulaşabileceğiniz videoda, amaçlarının “Return 2 Games” başlığı adı altında Book of Demons ve gelecekteki oyun planları da dahil olmak üzere yapımlarının sadece eski klasiklerin anı ve hissiyatını yaşatmak ve geri getirmek amacıyla değil, aynı zamanda şirketlerin ortalama/sıkı (casual/hardcore) olarak ikiye ayırdığı oyuncu kitlesinden, iki arada bir derede kalan kesime de ulaşmak olduğunu belirtiyorlar.

Thing Trunk’ın ilerleyen günlerde bu dileklerinin ne kadarını  gerçekleştirebilecekleri henüz muamma, ancak Book of Demons henüz erken erişime açıldığı tarihten itibaren oyuncuların beğenisini ve çeşitli bağımsız oyun ödüllerini topladı.

İsketeler, Şeytanlar, Zombiler ve Dahası

Uzun bir aradan sonra memleketine dönen bir yolcu köyünü bıraktığı gibi bulamaz. Şeytanlar kasabanın piskoposunu kaçırıp katedrali ele geçirmişlerdir. Yaşlı bilge, lokal şifacı, falcı ve bir de hanım hancı dışında herkes ya öldürülmüş ya aklını yitirmiş ya da çok uzaklara kaçmıştır. Maceracı olarak da bize katedralin derinliklerine inerek memleketimizi bu yaratıklardan temizlemek kalır.

Diablo’yu bol komedili bir şekilde yeniden yorumlayan Book of Demons’ın grafikleri de hikâye anlatımına uygun olarak karikatürize edilmiş kâğıt insanlar ve mekânlar şeklinde. Thing Trunk’ın Kâğıt Evren (paperverse) ismini verdiği artistik stilde karar kılma ve hayata geçirme aşamaları paylaştıkları şu makalede detaylı olarak bahsedilmekte. Kendilerine has bir tarz yaratmak için uyguladıkları kâğıt katlama sanatı benzeri animasyonlar Book of Demons’ın parodi ile harmanlanmış dokusuna ‘cuk’ sesi ile oturmuş.

Mekanikler ve Kartlar

Animasyon tarzının yarattığı sıkıntılar da yok değil elbette. Bunların en başında hareket kısıtlığı, karakterin yavaşlığı ve nişan alma problemleri geliyor. Önüne çıkanı kesip biçmeye dayalı aksiyon (Hack and slash) oyunları arasında izometrik yaklaşımını koruyanlar bulunsa da, zaman içerisinde gelişerek daha dinamik ve hareketli bir hâle geldiler. Maziye bir aşk mektubu olduğunu iddia eden Book of Demons, maalesef benzerlerinin yanında oldukça yavaş kalıyor.

Oyunda savaşçı, okçu ve büyücü olmak üzere üç adet sınıf bulunuyor. Bunlardan okçu ve büyücü, ancak savaşçıyla ortalama bir yarım saat boyunca oynadıktan ve belli bir seviyeye ulaştıktan sonra edinilebiliyor. Her bir oynayışta zindanlar rastgele oluşturulmakta. Bu özellik oyunun tekrardan oynanış potansiyelini artırmasına rağmen, oyunun farklı sınıflarla denemenin albenisi yüksek değil.

Ben savaşçı ve okçu sınıflarıyla oynadım. Açıkçası oynanış stilleri açısından aralarında devasa bir fark olduğunu iddia edemem. Elbette her sınıfa özel yetenekler bulunmakta, ancak oynanış mekaniklerinin kısıtlayıcılığı sebebiyle deneyimime eşsizlik katmadı. Okçu sınıfını daha uzaktan vurabildiği için avantajlı bulmam dışında.

Oyunun resimlerine bakıp da şaşırmayın, Book of Demons bir kart oyunu değil. Kart sisteminin tek amacı ve işi, zindanlarda bulduğumuz zırh, iksir, özel yetenek gibi çeşitli parçaları temsil etmek. Özel yetenekler ve eşyalar sıradan, büyülü ve efsanevi olmak üzere üçe ayrılıyor. Her bir aşamada kartın sağladığı ayrıcalıklar da katlanarak artıyor.

Bu üçlü farklılık dışında, kartlarımızın özelliklerini bir şekilde daha da yükseltebiliyoruz. Zindanlardaki maceralarımız sırasında bulduğumuz rünler sayesinde, köydeki görücü kadının da yardımıyla kartların puanlarını efsunlayarak kazandırdıkları değerleri arttırmak mümkün. Oyunun açılışında sadece üç adet olan kart kullanma hakkımızı ise topladığımız altınlar ile artırabiliyoruz. Kartların çeşitliliği ise zor kararlar vermek zorunda bırakacak kadar yüksek sayıda değil.

Bitirmeden önce değinmek istediğim son bir nokta, ses sanatçılarının başarısı. Oyunun müzikleri çoğu zaman yavan kalsa da ses aktörlerinin çıkardığı harikulade işin yanına bir de karakterlerin kendi kendilerine konuştukları diyaloglara eklenen espiriler, eğlenceli dakikalar geçirmemi sağladı.

Son Olarak

Book of Demons, güzel fikirler ile yola çıkılmış bir oyun. Thing Trunk’ın stüdyo olarak deneyim kazanması ile oyunlarının eksikliklerinin de azalacağına inanmama sebep olacak kadar umut verici. Hatırlatmadan geçmeyelim, fiyatı Steam’de kış indirimleri dolayısıyla 3 Ocak’a dek 32 liraya indirilen oyun Türkçe dil desteğine de sahip.

Keyifli oyunlar dileriz.