Karanlık Ada: Bilimin Yarattığı Kaos

Nick Cutter, Kanadalı öykü ve roman yazarı Craig Davidson’ın korku eserlerinde kullandığı müstear ismi. Yazarın ilk öykü kitabı olan Pas ve Kemik, 2005 yılında yayımlanmıştı. Pas ve Kemik’te kaleme almış olduğu öyküler oyun yazarı Caleb Lewis tarafından sahneye; 2012 yılındaysa Jazques Audiard yönetmenliğinde beyaz perdeye taşınmıştı. Aynı yazarın kaleminden çıkan Karanlık Ada’nın almış olduğu yorumlar ise esere olan merakı oldukça arttırıyor.
“Karanlık Ada’yı okurken ödüm patladı ve elimden bırakamadım. Korku dediğin işte böyle yazılır.” –Stephen King

“Karanlık Ada, elinizden bırakamayacağınız, mükemmel ve hayli rahatsız edici bir roman. Şiddetle önerilir.” –Jonathan Maberry

“Karanlık Ada’da Nick Cutter korku türüne yeni bir soluk getiriyor. Mükemmel bir roman.”  –Mira Grant

Davetsiz Misafir

Hikaye, Tim Riggs ve onun beş kişiden oluşan izci takımı ile başlıyor. Macera sever çocuk takımı ve onların sorumluluğunu taşıyan izcibaşı oldukça güven veren bir tablo çizse de, romanın sayfalarını çevirdikçe kapakta yer alan ‘’Korku böyle yazılır!’’ vurgusu sürekli içinizi kemiriyor. Ne zaman korku dolu anların geleceğini kestiremiyorsunuz. Ta ki insanlıktan çıkmış bir davetsiz misafirin ziyaretine kadar. İşler bu noktadan sonra kontrolden çıkıyor ve asıl hikaye başlıyor.

Her şeyden habersiz kamp yapmak için ıssız bir adaya giden izci takımı adaya gelen bir davetsiz misafirle karşılaşıyor. Nereden geldiği belli olmayan bu adam korkunç görüntüsü ve sonsuz açlığı ile adeta adaya korku salıyor. Aynı zamanda bir doktor olan Tim, hayatı boyunca böyle bir vakayla karşılaşmadığından neler döndüğünü anlayamıyor.

Bilimin Doğurduğu Kaos

Hikayenin karanlık yüzü olan Doktor Clive Edgerton, insan taşıyıcılarda kullanılacak bir hidatid üzerinde çalışıyor. Amacı hidatidin DNA dizilimi ile oynayıp hap şeklinde insanlara aldırmak ve insanları zayıflatacak olan bu hidatidleri hedef kiloya ulaştıktan sonra ikinci bir hapla vücuttan temizlemek. Peki işler istenildiği gibi gitmediğinde ortaya nasıl bir sonuç çıkabilir? Çığır açacak bir zayıflama hapı fikri ile başlanan bu deneyde asıl amaç neydi? Romanı okurken sürekli olarak bu sorulara cevap arıyor ve çocukların hayatta kalma mücadelelerine tanık oluyorsunuz.

Beş çocuğun her birinin ruhsal hallerine, fiziksel özelliklerine, birbirleri ile olan ilişkilerine mercekle bakan yazar, romanda kapsamlı olarak psikolojik tahlillere de yer vermiş. Karakterlerin içinde bulunduğu zorlu durumlar öyle harika betimlenmiş ki okurken gerilmemek mümkün değil.

Yazar son sayfada belirttiği gibi Stephen King’in Carrie isimli romanında kullandığı anlatımı röportajlar, dergi sayfaları, gazete küpürleri ile destekleme tekniğini kullanmış ve oldukça başarılı olmuş. Hikayede beş çocuğun her birinin ailelerine, ada öncesi hayatlarına, psikolojik durumlarına açıklık getirilmiş ve karakterleri daha iyi benimsetmek adına anılara oldukça yer verilmiş. Bu sayede çocukların birbirleri ve izcibaşı ile olan ilişkileri hakkında öngörüde bulunabiliyoruz.

Kapak tasarımı, Çeviri ve Editörlük

Hamdi Akçay’ın üstlendiği kapak tasarımı oldukça yaratıcı görünüyor. Kapak iki sayfadan oluşuyor ve ilk sayfada kitabın adı kesilerek yazılmış. İkinci sayfada yer alan Karanlık Ada tasviri ise ilk sayfa üste geldiğinde yazı Karanlık Ada tasvirinin üstüne oturuyor. Oldukça hoş görünen kapağın tek kusuru çabucak kıvrılmalara sebebiyet vermesi. Bu nedenle oldukça iyi muhafaza edilmeli.  Burak Eren’in çeviriyi, Alican Saygı Ortanca’nın editörlüğü hakkıyla üstlendiğini söyleyebiliriz. Kitapta yazım hatası bulmak neredeyse imkansız. Çeviride anlam bütünlüğünün korunduğunu gözlemlemek mümkün ve bu sayede hikaye su gibi akıyor. Tasvir edilen durum ve yerleri okumakla kalmıyor, sahne sahne görüyorsunuz.

Roman, rahatsız edici ve mide bulandıran fiziksel betimlemeleri haricinde oldukça heyecanlı ve keyifli bir anlatıma sahipti. Bu betimlemeler rahatsız edici olduğu kadar başarılıydı tabii ki. Yazar, teşekkür kısmında anlatım tekniğini kullandığı Stephen King’e teşekkür etmeyi ihmal etmiyor.
“Kitabımı okumamış ve büyük ihtimalle asla okumayacak olan Stephen King’e, bana büyük bir ilham kaynağı olan ilk romanı Carrie’den ötürü teşekkür ediyorum.”
Stephen King romanı okumakla kalmamış, ‘’Korku dediğin böyle yazılır!’’ diyerek onurlandırmış Nick Cutter’ı. Herkese keyifli okumalar!