1973 yılında William Friedkin imzası ile vizyona giren The Exorcist (Şeytan) filmi yayınlandığı günden beri korku sinemasının mihenk taşlarından birisi oldu. Lanetli olarak anılan set günleri, 10 dalda Oscar adayı gösterilmesi, düşük bütçeye rağmen yakalanan yüksek hasılat…
Linda Blair’ın unutulmaz Regan MacNeil performansıyla Şeytan, her yanıyla kült bir film oldu. William Peter Blatty’nin romanından uyarlanan The Exorcist hakkında az bilinen 20 gerçek sizlerle.
“The Exorcist” Filmi Hakkında İlginç Gerçekler
1. The Exorcist Gerçek Bir Hikâyeye Dayanıyor
William Peter Blatty’nin romanı, 1949 yılında Roland Doe takma adı ile bilinen genç bir çocuğun gerçek hayattaki yaşadığı olay üzerine kurulu. Bahsedilen hikâye, o zamanlar ülke geneline yayılan bir haber haline gelmişti ve o sırada Georgetown Üniversitesi’nde öğrenci olan Blatty’nin ilgisini çekmişti.
2. William Peter Blatty, The Exorcist’i Kaliforniya’da Bir Kabinde Yazdı
In Beyond Comprehenson: William Peter Blatty’s The Exorcist’te William Blatty The Exorcist’in başlangıç sahnesi olan Enico, Kaliforniya’ya tepelerindeki kabine döner. Bu yer aynı zamanda 40 sene evvel romanı yazdığı yerdir.
3. The Exorcist’teki Şeytanın Adı Pazuzu
Filmde asla belirtilmemesine rağmen, Regan MacNeil’ın ruhunu ele geçiren iblisin bir adı var: Asur ve Babil mitolojisindeki şeytanların kralı olan “Pazuzu“.
4. The Exorcist’teki Şeytanı Mercedes McCambridge Seslendiriyor
Bir zamanlar “dünyanın en iyi canlı radyo oyuncusu” olarak adlandırılan Orson Welles, Linda Blair ile birlikte en şeytani sahneleri seslendirmesi üzerine karar verildi. Bu karar, McCambrige’in adı hiçbir şekilde anılmadığında tartışmaları beraberinde getirdi. Kimine göre, McCamridge önceleri Blair’ın performansını gölgelememek adına bu kararı kendisi verdi, ancak sonra vazgeçti. Yasal hakkı olduğundan dolayı, McCambridge’in adı listeye eklendi.
5. McCambridge’in Pazuzu’nun Sesini Canlandırabilmek İçin Yoğun Şekilde Sigara ve Viski Tüketti
Sesinizin iblis gibi olmasının da kötü yanları vardır. McCambrdige’in durumda ise şöyle oldu: Kendisi o sesi yapabilmesi için birbiri ardına sigaralar yaktığı, çiğ yumurtalar yediği ve viskiye sırtını yasladığı bir diyetin ona yardım edeceğine inanıyordu.
6. Domuz Sesleri, Exorcist’in Ses Konseptinin Ana Hatlarını Oluşturuyor
Regan’ın inlemeleri ve hırıltılarının çoğu, domuz seslerinin karışımından elde ediliyordu. Şeytan nihayet onun bedeninden-ebediyen kovulduğunda duyduğunuz ses, kesime götürülen bir grup domuzun çığlıklarından oluşuyor.
7. The Exorcist, Oscar’da Korku Kategorisinde Aday Gösterilen İlk Film Olma Özelliğini Taşıyor
Korku filmleri, Akademi tarafından hiçbir zaman pek fazla sevilmedi. Korkutucu filmlere karşı o sıralar hâlâ yanlı bir tavır olmasına karşın, The Exorcist 1974’te 10 dalda Oscar’a adaya gösterildi. Bunların arasında, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüne aday gösterilen henüz 15 yaşındaki Linda Blair da vardı. Ne yazık ki, genç kızın ödülü McCambridge’in role katkısı olmasından dolayı gölgelendi.
8. Violet Beauregarde, Regan MacNeil Rolü İçin Düşünülmüştü
Mel Stuart’ın Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası’nda meşhur Beauregarde’yi oynayan Denise Nickerson, Regan’ın rolü için düşünülüyordu. Fakat oyuncunun anne ve babası The Exorcist’in metnini okuyup kızlarını yapımdan aldılar.
9. Linda Blair’ın Annesi The Exorcist’in Metnini Beğenmişti
İronik bir şekilde, Linda Blair’ın menajerleri bu rol için onu hiç düşünmemişlerdi. Onun yerine onlarca kızı seçmelere göndermişlerdi. Onu, Fredkin’in ve oyuncu seçen bölümdeki insanların dikkatini çekip kızını öneren ise annesi olmuştu.
10. Blatty, William Fredkin’in Yönetmesi Konusunda Israr Etti
Blatty, zamanında romanın haklarını satıp kendisini de yapımcılar kadrosuna dahil etmekle akıllılık etmişti. Bu yolla ne düşündüğünün bir önemi oluyordu. O kadar yönetmen arasından, The French Connection (Kanunun Kuvveti) adlı filmdeki cesur tavrından yararlanabileceği düşüncesiyle William Fredkin’i yönetmen yaptırdı. Stüdyo, Mark Rydell’ı tuttuğunu söyleyince kesin bir şekilde karşı çıktı ve mücadeleyi kazandı.
11. Peder Merrin Karakteri için Stüdyonun İlk Tercihi Marlon Brando Oldu
Bu karara Fredkin karşı çıkmıştı. Çünkü Marlon Brando’nun oynadığı herhangi bir film direkt “Brando” filmi olarak anılıyor ve hikâyenin değerini düşürüyordu. Sonuç olarak, rol Max von Sydow’a verildi.
12. The Exorcist’in Çekimleri Sırasında, Max von Sydow Yalnızca 44 Yaşındaydı
Makyaj sanatçısı Dick Smith’in, rol için oyuncuyu 30 yaş kadar yaşlandırması saatlerini almıştı. Hatta bazı sahnelerde von Sydow’un Regan’dan daha fazla makyajlı olduğu alay konusu olmuştu. Sydow’un günlük üç saat süren yaşlanma süreci, sıvı kauçuk ile gerçekleştiriliyordu.
13. John Miller, Son Dakika Kadroya Eklenilen Bir İsim
Blatty, Stacy Keach ile anlaşmadan evvel, Peder Karras rolü için Jack Nicholson ile birlikte birkaç büyük isim düşünülmekteydi. Ancak sonra Fredkin, John Miller’ın yazdığı ve yine kendisinin başrolünü oynadığı That Championship Season’daki performansını gördü. Friedkin aradıkları adamı bulduğunu anladı ve 2013’te anılarında anlattığı gibi Keach’in yerine Miller’a rolü verdi ve Miller ilk uzun metrajlı filminde oynamış oldu.
14. The Exorcist’in En Ünlü Görselleri, Rene Magritte’nin Tablolarına Dayanıyor
Exorcist’in en ikonik görseli -nihayetinde poster ve film kaseti görsellerini olarak sunulmuştur – Peder Merrin’in MacNeil konutuna geldiği ve bir sokak lambasıyla aydınlatılan evde olduğu an. Bu görselin ilham kaynağı, Rene Magritte’nin eseri olan Empire of Light tablosu.
15. “The Exorcist’in Merdivenleri” Hâlâ Ünlü Bir Turist Merkezi
Washington D.C.’de M Sokağı’nın sonunda, Regan’ın Peder Karras’ı penceresinden fırlattığı yer olan filmin en ünlü noktalarında biri merdivenler bulunuyor. Sebebi anlaşılacağı üzere bu merdivenler “The Exorcist Merdivenleri” olarak anılıyor. Söylentiye göre, dublörün basamakları yuvarlandığı sahnenin çekileceği gün, yakınlarda yaşayan Georgetown öğrencileri, meraklısına daha güzel bir görüş açısı sağlayarak, çatılarını kişi başına 5 dolar kiralamışlar.
16. Regan’ın Penceresinden Herhangi Birini, The Exorcist Merdivenleri’ne Fırlatmak Aslında İmkânsız
Şeytani güce sahip bir çocuk için bile bu sahne biraz gerçek dışı. Çünkü Regan’ın penceresi, o merdivenlerin bulunduğu yere yaklaşık 12 metre uzaklıkta yer alıyor. Bu, Karras’ın takla atmasını mümkün kılan kanatların eklenmesi yani bir Hollywood büyüsü sayesinde gerçekleşen bir olay.
17. Film Ekibi ve Oyuncular Arasından Setin Lanetli Olduğuna İnanların Sayısı Oldukça Fazla
Filmin Amerika’daki çekimleri, New York ve Washinton D.C.’de gerçekleşti. New York setindeki bir dizi ürkütücü olay gerçekleşti. İç mekân setlerini yeniden inşa etmelerine neden olan bir stüdyo yangını da dahil… Bunun üzerine set Washinton D.C.’ye taşındığında, Fredkin ve Blatty seti, oyuncuları ve prodüksiyonu kutsaması için düzenli olarak bir peder getirdi. Film yapımının sonuna kadar, bu filmin yapımıyla ilgisi olan 9 kişi hayatını kaybetti.
18. Regan, Andersen’ın Bezelye Çorbası’nı Tercih Ediyor
Filmin en ünlü ve en iğrenç sahnelerinden biri, Regan’ın Peder Karras’ın üzerine bezelye çorbası kusması. Ancak daha da önemlisi, bu çorba biraz yulafla karıştırılmış olan Andersen’ın Bezelye Çorbası. Campbell marka olan da denenmiş fakat ekip bunun etkisini diğeri kadar beğenmemiş.
19. John Miller’ın, Bahsi Geçen Bezelye Çorbası Sahnesindeki Tepkisi Tamamen Gerçek
Friedkin’in, oyunculardan mümkün olan en gerçekçi tepkileri alabilmek için bazen yanıltıcı taktikler kullandığı biliniyordu. Miller’a o maddenin sadece göğüs kısmına geleceği söylenmişti ancak bunun bir yalan mı yoksa mekanik bir aksaklık mı olduğu tartışma konusu. Fakat Miller’ın iğrenmiş tepkisi tamamıyla gerçek. Doğal olarak bu sahne tek seferde çekilmiş.
20. The Exorcist Vizyon Bulduğu Dönemde Bazı Sinema Salonlarında İzleyicilere Kusabilmeleri İçin Poşet Dağıtılmıştı
Esasında birçok sinema salonu, The Exorcist biletleriyle birlikte konuklarına istifra etmeleri durumunda kullanmaları için birer poşet de veriyordu.
Bu 20 maddelik başlıklardan en ilginç olanı sizce hangisiydi? Sizin bu liste dışında film hakkında bildiğiniz ilgi çekici neler var? Kayıp Rıhtım Forum’da yorumlarınızı ve yapıma dair ilginç bilgileri bizimle paylaşabilirsiniz.
* Tüm Zamanların En İyi 10 Canavar Filmi
Kaynak: Mental Floss
Filmi ilk izlediğimde tesadüfen yakın bir zamanda derslerimin birinde Pazuzu hakkında bilgi edinmiştim. O yüzden filmde heykelini gördüğümde heyecanlanmıştım bayağı. Bununla ilgili daha çok öğe ve bağlantı konulmuş olmasını dilerdim… Ancak aksine ismi dahi geçmiyor. Sadece ilk başta alakalı birkaç şey söyleniyordu hatırladığım kadarıyla.