in ,

Mobuko’nun Aşkı – Serhat Temel | Çevirmenin Çemberi: “Japon Kültürü ve Mangaya Yansımaları”

Serhat Temel, Akane Tamura imzalı “Mobuko’nun Aşkı” mangalarının çeviri macerasını Kayıp Rıhtım okurları için kaleme aldı.

Mobuko'nun Aşkı - Serhat Temel | Çevirmenin Çemberi
- Reklam -
- Reklam -

Serhat Temel, son olarak dilimize 8. cildi çıkan ve Kayıp Kıta Yayınları etiketiyle yayımlanan Akane Tamura’nın imzalı Mobuko’nun Aşkı mangasını Türkçeye kazandıran isim. Temel, manga ciltlerinin çeviri aşamalarını tüm detaylarıyla Kayıp Rıhtım’a anlattı.


Mobuko’nun Aşkı’nın Konusu ve Manga Türleri

Manga okurken yaşayacağınız deneyim, okuduğunuz manganın türüne göre büyük ölçüde değişiyor. Genelde genç erkeklere yönelik shōnen türünde bir eser okuduğunuzda abartılı tepkiler, günlük hayatta konuşulan Japoncadan uzaklaşmış ve karakterize edilmiş bir konuşma şekli, çoğunlukla Japon davranışlarını kendine referans almayan bir tarzla karşılaşırsınız. Benzer şekilde genç kızlara yönelik shōjo türünde bir eser okuduğunuzda melodramatik ve gerçeklikten uzak bir romantizm anlayışı, toz pembe masum bir dünya, ana karakterin görece basit ve gündelik sorunlarla uğraştığı bambaşka deneyimler yaşarsınız.

Yine ana türlerden biri olarak kabul edilen ve yetişkinleri hedefleyen seinen türündeki eserlerde ise sınırlar oldukça belirsizdir. Elbette yetişkinlere yönelik olması nedeniyle cinsellik, suç, cinayet ve bunun gibi güçlü temaları kullanmaktan çekinmeyen eserler olduğu gibi daha gerçekçi bir zeminde ilerlediğinden -her ne kadar eserden esere bu etmenler büyük değişiklik gösterse de- Japon davranışları, günlük hayatta kullanılan Japonca ve hatta kimi zaman Japon düşünce yapısına ışık tutan özellikler taşıdığını düşünüyorum. Bu nedenle manganın abartılı ve kendine has tarzı nedeniyle tereddüt hisseden okurlara başta seinen türünde eserler okumalarını öneririm.

- Reklam -

Mobuko'nun Aşkı 1 - 2 - 3

Mobuko’nun Aşkı, shōjo ve seinen arasında ince çizgilerde gezinse de oldukça gerçekçi yapısı, gündelik hayatta karşılaşılan sorunları işlemesi ve “Böyle birini tanıyorum!” diyebileceğiniz kadar tanıdık ve basit karakteriyle her tür okuru cezbedebilecek bir tarza sahip. Öyle ki ana karakterlerimiz aşırı utangaç ve çekingen karakterde olmasa, neredeyse tek bir pürüz bile yaşanmadan ilerleyebilecek bir aşk hikâyesini okuyoruz. Ancak, devamlı olarak bu çekingen karakterleri desteklemekten ve onlar için her şeyin en iyisini istemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Hatta manganın yazarı ve çizeri olan Akane Tamura bile bizden yarattığı karakterlere göz kulak olmamızı ve desteklememizi her ciltte rica ediyor. Mobuko’nun Aşkı, markette yarı zamanlı çalışan karakterlerin öyküsünü işlediğinden doğal ve gündelik bir Japonca kullanıyor. Çeviride de en büyük zorluklardan biri tam olarak bu kısımda başlıyor ama zorluklara değinmeden önce sizlere Japon konuşma biçiminden kabaca bahsetmek isterim.

Japonların Gündelik Konuşması ve Manga Sayfalarına Yansımaları

Öncelikle Japonların çeşitli sosyal stratejilerle direkt iletişimden kaçındığını söylemek yanlış olmaz. Kişi söylemek istediğini ses tonu ve beden dili gibi yöntemlerle belirtir. Aynı zamanda kesin ifadeleri güçlü ve kimi zaman kaba bulduklarından, bu ifadelerden de kaçınırlar. Bir teklifi direkt reddetmek yerine bazı bahaneler öne sürer ama asla cümle içerisinde reddettiğini belirten bir ifadeye yer vermezler.

Japoncada çoğunlukla cümleler yarımdır ve cümle tamamlanmaz. Cümlenin devamını dinleyicinin zihninde tamamlayıp anlaması beklenir. Dinleyici konuşan kişinin sözünü kesmez ancak Japoncada aizuchi olarak bilinen, dinleyicinin ilgi gösterdiğini belirten ifadeleri bolca kullanır. Bu ifadeler öyle sık kullanılır ki Türkçe konuşma yapısına göre bunlar söz kesmek gibi bile algılanabilir.

En sık kullanılan ifadeler “Evet,” ve “Haklısın,” olduğu gibi, aslında bu ifadeler de kullanıldığı duruma göre farklı anlamlara gelebilmektedir. Mobuko’nun Aşkı’nda da yukarıda bahsettiğim gibi karakterize edilmemiş, doğal bir Japonca kullanıldığından bu bahsettiğim konuşma biçiminin örneklerini görüyorsunuz.

Mobuko'nun Aşkı 4 - 5 - 6

Mobuko’nun Aşkı’nı elime aldığımda ilk fark ettiğim şey, neredeyse tek bir tam cümle bile olmadığıydı. Eser tamamen yarım cümlelerle, sayısız üç nokta ile doluydu. Karakterlerin asıl hisleri, üstü kapalı ifadelerin ardına gizlenmişti. Elbette bir çevirmen olarak her zaman eserin aslına sadık olmam gerektiği bilincinde olsam da Japonlarla aynı kültürel arka plana sahip olmayan Türk okurlar için bu eseri orijinal tarzıyla okumanın biraz sinir bozucu olacağını fark ettim. Böylece ilk sınavımı eserin aslına sadık kalırken, bir yandan da Türk okur için okumayı kolaylaştırmaya çalışarak verdim.

- Reklam -

İletişim Zorlukları

Yine iletişim konusundaki diğer bir zorluk ise -ki bunu Japonca eserlerin çevirisini yapan her çevirmenin deneyimlediğine eminim- saygı diliydi. Bildiğiniz üzere günümüz Türkçesinde kategori olarak nitelendirilebilecek bir saygı dili yapısı yok.  Ne yazık ki durum Japonca için aynı değil. Bu çok katmanlı saygı dili yapısını yalnızca sen ve siz olarak özetlemek mümkün değil. Hayatın her alanında, bulunduğunuz konuma göre devamlı konuştuğunuz dilin değişmesine neden olan dinamik bir yapı. Yalnızca karşınızdaki kişiye hitap ederken saygılı bir dil kullanmaktan öte, kendinizden bahsederken de tamamen farklı, mütevazı bir dil kullanmanız gerekiyor. (Meraklıları keigo ve kenjōgo terimlerini araştırabilir.)

Bu dil yapılarının kullanıldığı en katı yer iş ortamı ve Mobuko’nun Aşkı da bir markette çalışan karakterleri merceğine aldığından, bahsettiğim dinamik saygı dili bolca kullanılmıştı. Türkçede sen ve siz arasında büyük bir nüans farkı bulunduğundan, Japoncadaki saygı düzeyini Türkçeye de aynı şekilde aktarmak mümkün değildi. Dolayısıyla karakterler arasındaki iletişimi ne noktada samimi bir dile indirgeyip ne noktada saygı çerçevesine taşıyacağımı düşünürken ciddi oranda zaman harcadım.

Son olarak her manga çevirmeninin bolca hakaret savurduğunu düşündüğüm başka bir zorluğa değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere manga panellerinde ortam sesleri, karakterlerin duyguları ve durumu açıklığa kavuşturmak için sayısız efekt kullanılıyor. Elbette sesleri betimleyen efektlerin çevirisi pek bir zorluk teşkil etmiyor ve Türkçe’nin yansıma sözcük havuzundan faydalanmamıza izin veriyor. (Gerçi kimi zaman kendinizi bilgisayar başında otobüs sesi veya otomatik kapı sesi çıkarmaya çalışırken bulabiliyorsunuz.) Asıl sorun karakterlerin duygularının da benzer efektlerle aktarılması. Korku, şaşkınlık, heyecan ve hatta karamsarlık gibi duygular için kullanılan efektleri çevirirken hayal gücünüzü kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Hatta bazen ne kadar araştırırsanız araştırın anlamını bulamadığınız, daha sonra ise aradığınız efektin yalnızca çevirdiğiniz manga için çizer tarafından üretilen yapay bir efekt olduğunuzu keşfettiğiniz durumlar yaşayabiliyorsunuz.

Mobuko'nun Aşkı 7 - 8

Sonuç Olarak…

Japonca ve Japon kültürü dersi niteliğinde bir yazı olduğu için beni affedin ancak manga gibi bize uzak bir kültürden gelen eserleri bu iki konudan ayrı tutarak değerlendirmek neredeyse imkânsız. Mobuko’nun Aşkı’nı çevirirken tüm bu zorluklara rağmen oldukça keyif aldım. Bir sonraki sayfayı okumak için heyecanlandım. Akane Tamura’nın bizden istediği gibi karakterleri desteklemekten kendimi alıkoyamadım. Umarım sizler de bu eseri aynı sıcacık hislerle okuyup karakterlerin basit ama tatlı öyküsüne ortak olursunuz.

Serhat Temel


Mobuko’nun Aşkı hakkındaki yorumlarınızı bizimle Kayıp Rıhtım Forum üzerinden paylaşabilir, diğer çevirmen maceralarına buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazla içerik için bizi Google Haberler üzerinden takip edebilirsiniz.

Konuk Yazar

Siz de Kayıp Rıhtım'da konuk yazar olabilirsiniz!

İletişim: [email protected]

Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.

Netflix Türkiye Mayıs 2024 Takvimi Açıklandı

“Bridgerton” 3. Sezondan “Atlas”a… İşte Netflix’in Mayıs 2024 Takvimi

Saatleri Ayarlama Enstitüsü Alıntıları - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Kült Romanı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nden Unutulmaz Alıntılar