NASA’daki bilim insanları Ay’ın karanlık yüzünde devasa ve radyoaktif kalıntı taşıyan bir kaya parçası keşfetti. Bu yeni Ay Taşı keşfinin uyduların tarihi ve oluşumunu anlamak için eski sırları ortaya çıkarabileceği düşünülüyor. Granit yapıda olan kaya, Dünya’nın yüzeyinde genellikle bir volkanın varlığına ya da daha önceki varlığına işaret ediyor.
Buradan yola çıkan bilim insanlarının Ay’ın karanlık yüzünde bir yanardağa ait kalıntılar bulmuş olabileceği öne sürülüyor.
Araştırmacılar henüz Ay’ın karanlık yüzünde eski bir volkanın kalıntılarını resmi olarak doğrulayamadı. Ay’ın yüzeyinin altında granit bulunması, uydunun her zaman Dünya’ya arkası dönük kalan karanlık yüzünde bir zamanlar volkanların bulunduğunu ve bu volkanların yaklaşık 3.5 milyar yıl önce patlayarak Ay kayasını oluşturabileceğini gösteriyor. Öne çıkan bir teori Ay’ın ilk olarak yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluştuğunu öne sürerken, bu durum patlamayı Ay’ın varoluş tarihinin oldukça erken bir dönemine yerleştiriliyor.
Genellikle Theia Çarpması ya da sadece Büyük Sıçrama olarak adlandırılan teori, Ay’ın eskiden Dünya’nın bir parçası olduğunu ve Güneş Sistemi’nin oluşumundan yaklaşık 20 ila 100 milyon yıl sonra Dünya ile Mars büyüklüğünde bir gezegenin çarpışması sonucu ayrıldığını öne sürüyor. Bu da Ay’ın tamamında olduğu gibi, Ay’ın kayalarını oluşturan volkanların da bir zamanlar gezegenimizin yüzeyinde bulunduğu anlamına geliyor.
Ay’ın Karanlık Yüzeyindeki Radyoaktif Kayalar Bilim İnsanlarını Daha Fazla Soruyla Baş Başa Bıraktı
1969’da Ay’a ilk defa ayak basıldığından bu yana, insanlar Ay’ın yüzeyini birkaç defa ziyaret etmiş olsalar da, hiçbir insan şimdiye dek karanlık yüze adım atmadı. Bunun nedeni hem ışıktan tamamen yoksun olması hem de iletişim için verilerin gönderilmesi ve alınmasında zorluklar yaşanmasından kaynaklanıyor.
İnsanlar Ay’ın yörüngesinde dolanırken karanlık yüzü bizzat gördüler ve çeşitli NASA sondaları araştırmacılara Ay’ın yeraltı kayaları aracılığıyla karanlık tarafın yüzeyi hakkında pek çok bilgi sağladı.
NASA araştırmacıları, mikrodalga frekanslarını ölçerek ve jeotermal aktivitenin varlığını test ederek radyoaktif Ay kayağının kimyasal bileşimini belirleyebildiler. Bu testlerden, Dünya’da büyük yanardağların bıraktığı gibi sadece granit yapılarda bulunan bazı radyoaktif imzaları tahmin edebildiler. Görünüşe göre granit parçasının çapı 48,2 kilometre arasında değişiyor ve Ay’ın çekirdeğinin derinliklerinde daha ne kadar malzeme gömülü olduğu bilinmiyor.
Tüm büyük bilimsel keşifler gibi, bu devasa Ay taşı aslında bilim insanlarını cevaplardan çok daha fazla soruyla baş başa bırakabilir. Granitin su olmadan oluşmasının son derece zor olduğu biliniyor. Bu da bazı bilim insanlarının Ay’ın yüzeyi altında suyun hapsedilmiş olabileceği düşüncesini akla getiriyor.
Ay’da suyun varlığı, bilim camiasında uzun süredir kabul gören bir teori. Ayrıca Ay’da tektonik plakalar bulunmuyor ve düşük yerçekimi akan lavların varlığını anlamayı zorlaştırıyor.
Dünya’nın yalnız uydusunda gerçekleştirilen bu yeni keşif hakkında sizler ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, ayrıca tüm içeriklerimizden anında haberdar olmak için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: The Jerusalem Post
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.