Ethem Yekta Ulaş
İçerisinden kılıç ve ayna çıkan mezarın savaşçı bir kadına ait olduğu anlaşıldı. İngiltere açıklarındaki küçük bir adadaki sıradışı mezar, kadınların Demir Çağı savaşlarındaki rolüne yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
İngiltere’nin güneybatı kıyısında yer alan Bryher adasında 1999 yılında yapılan bir keşif, Demir Çağı’ndan kalma esrarengiz bir mezar alanını ortaya çıkardı. İçindeki hazineleri ortaya çıkaran mezar o dönem arkeologları ve tarihçileri hayrete düşürmüştü. Çünkü mezarda bulunan eserler arasında bakır alaşımlı bir broş, spiral bir yüzük ve en önemlisi de geleneksel normlara meydan okuyan bir çift vardı: bir kılıç ve bir ayna.
Geleneksel olarak kılıçlar erkeklerin yanına gömülürken, aynalar o dönemdeki definlerde genellikle kadınların yanına yerleştirilirdi. Bu iki öğenin birleşimi araştırmacıları şaşırtmış ve bu alışılmadık kombinasyonla gömülen bireyin kimliği hakkında yirmi yıllık spekülasyona yol açmıştı.
Yakın zamanda Journal of Archaeological Science: Reports dergisinde yayınlanan bir çalışma 20 yıllık gizemi sonlandırdı: hem kılıç hem de ayna ile gömülen savaşçı aslında bir kadındı. Bozulmuş kemik parçalarından DNA elde etmeye yönelik önceki girişimler başarısız olsa da, diş minesi proteinlerinin analiziyle bir dönüm noktası yaşandı. Bu analiz, yüzde 96 gibi bir olasılıkla savaşçının kadın cinsiyetine ait olduğunu kesin olarak gösterdi.
Kılıç ve Ayna Gizemli Bir Kadın Savaşçının Hikâyesi
Çalışmanın ortak yazarlarından ve Historic England’da insan iskeleti biyoloğu olan Dr. Sarah Stark, diş minesinin ciddi şekilde bozulmuş kalıntılardan böylesine kesin bir sonuç çıkarma konusundaki direncine hayranlık duyduğunu ifade etti. Bu öncü yöntem, özellikle İspanya’daki “Fildişi Adam”ın bir kadın olarak tanımlanması gibi benzer vakalarda da sonuç vermişti. Dr. Stark, benzer gömütlerin benzer analizleri ile daha fazla gizlenmiş kadın savaşçının ortaya çıkabileceğini öngörüyor.
Kadın savaşçının mezarının ortaya çıkarılması sadece Demir Çağı Britanya’sına dair algıları yeniden şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda o dönemin toplumsal normlarının da yeniden gözden geçirilmesine yol açıyor. Topluluklar arasındaki şiddetin yaygın olduğu bir toplumun resmini sunuyor. Aynaların tipik kullanımlarının yanı sıra, muhtemelen saldırıları işaretlemek veya koordine etmek için de kullanılmış olabileceği, savaş ve o dönemin ritüelistik gelenekleriyle iç içe geçtiği görülüyor.
Demir Çağı’nda Toplumsal Normların Yeniden Değerlendirilmesi
Dr. Stark, kılıç ve ayna kombinasyonunun kadının kendi topluluğu içindeki yüksek statüsüne işaret ettiğini öne sürüyor. Bu durum, kadının rakip gruplara karşı baskınlar düzenleme veya yönetme konusundaki potansiyel katılımını ima ederek, Demir Çağı’nda kadınların şiddet eylemlerinde daha önce düşünülenden daha yaygın bir rol oynadığını gösteriyor.
Ayna ve kılıcın bulunduğu Isles of Scilly Müzesi’nde küratör olan Kate Hales, yeni bulguların eşyalar hakkında yeni bir hikâye anlatmaya yardımcı olduğunu söylüyor.
“Ziyaretçiler onları çevreleyen gizemin büyüsüne kapıldılar. Genç bir kadınla birlikte gömüldüklerini bilmek büyüleyici ve onun hikâyesini yeniden yorumlamak için sabırsızlanıyoruz. Binlerce yıl önce şimdi sakin olan adalarımızda nasıl bir yaşam sürdüğünü merak ediyoruz.”
Siz savaşçı kadınlar hakkındaki bu bulguya dair ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilir, daha fazlası için bizi Google News’ten takip edebilirsiniz.
Kaynak: Smithsonian Mag
Henüz yorum yok. Forum'a gelip sohbete katıl.