Antalya Korkuteli’nde bulunan tarihi Alaaddin Camisi bir süredir restore ediliyordu. Bilindiği üzere mimari restorasyon eski bir yapıda bozulmuş ya da yıkılmış olan yerleri aslını bozmayacak şekilde onarmak, yenilemek anlamına gelen bir terimdir. Korkuteli, halkının büyük bir kısmı İyon kökenli olan İsinda şehrinin ilk sakinlerinin antik dönemden itibaren yaşadığı topraklardır. Günümüzde merkezden yalnızca 3 km uzakta olan Korkuteli, tarihi bir yapıya sahiptir. Barındırdığı tarihi dokulardan bir tanesi ise Alaaddin Camisi’dir.
Tarihi Alaaddin Camisi
Topraklarda Anadolu Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü zamanlarda, Selçuklu dönemi mimari tarzında yapılan, günümüzde 800 yıllık bir camii olan Alaaddin Camisi’nde yapılan “taç kapı” restoasyonu sona erdi. Taç kapının orijinal halindeki kompozisyonunun belli bir sıralamaya tabi tutulmadan serbest tarzda düzenlenmiştir. Taç kapının plan şeması ve eyvan şeklindeki düzenlenmesi, Anadolu Selçuklularında görülen klasik özellikleri taşımaktadır. Taç kapıdaki niş kemerinin kademeli profil oluşturması, Divriği Darüşşifası (1228) portaliyle başlamış ve Peçin Ahmet Gazi Medresesi (1375) ile devam etmiş ve Bergama Ulu (Yıldırım) Camii ile geç tarihli örneği ortaya konmuştur.[1] UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Divriği Darüşşifası’ndaki taç kapıya benzerliği ile bilinen, Anadolu’nun önemli eserlerinden Alaaddin Camisi’nin kapısı artık yoktu.
Restorasyon Sırasında Taç Kapı’nın Orijinal Yapısı Bozuldu
Restorasyon, Alaaddin Camisi’nin taç kapısındaki statik çökmeler sebebiyle başlatılmıştır. Restorasyon projesinin mimari Mehmet Emin Yılmaz olmuştur. Korkueli ve Alaaddin Camisi’ni birebir görmüş olmasam da, projenin mimarı Mehmet Emin Yılmaz’ı bir süre önce kısa bir zaman içinde yaşadığım Eskişehir’in Sivrihisar Kasabası’ndaki mimari çalışmalarıyla tanıyorum. Bildiği kadarıyla Mimar Yılmaz da Eskişehir’in Sivrihisar’a yakın bir konumda bulunun köylerinden birinde doğmuş ve Anadolu toprakları üzerinde çalışmalar yapmış, bilimsel metinler üzerinde çalışmıştır.
Restorasyon projesinin mimarı Yılmaz, restorasyon hakkındaki ilerlemeleri kamuoyu ile paylaşırken tüm duvarların statik incelemesinin yapıldığını, taç kapıdaki taşlardan numuneler alındığını ve sökülerek güçlendirmeye karar verildiğini, nitelikli taşların depoya kaldırıldığını ileri sürdü. Ancak restorasyon projesinin ilerleyen aşamalarında taç kapının taşlarının bir bölümünün üzerinde numaralar konularak yola rastgele dizildi.
Alaaddin Camisi Restorasyon Skandalı
Bu durum kısa zaman içerisinde zaten yakından izlenmekte olan restorasyon çalışması konusunda büyük bir skandal haline geldi. İlk olarak Hürriyet Gazetesi 14 Ocak 2016 tarihinde doğal yapının kaybedilmesiyle sonuçlanan Alaaddin Camisi restorasyonununu “Antalya’da Restoasyon Skandalı” başlığıyla duyurdu. Kısa zaman içinde yankı bulan şok haberin ertesinde Vakıflar Antalya Bölge Müdürlüğü, Antalya Koruma Kurulu kararıyla kapının numaralandırılarak söküldüğünü, özellikli taşların depoya kaldırıldığını savunsa da taç kapının taşları her türlü doğa koşullarına açık olarak caminin etrafına dağıtılmıştı. Taşları çevreden alıp götürmek isteyenlere karşı koyacak, tarihi taşları koruyacak bir bekçinin bulunmaması da restorasyon skandalının artçılı olarak akıllara kazındı.
Restorasyonun Son Hali Şok Edici
Restorasyon skandalının ardından Vakıflar Antalya Bölge Müdürlüğü restorasyonu yapan şirkete soruşturma açarak ihaleden el çektirdi. 480 bin lira bedelle sadece taç kapıyı başka bir şirkete 16 Mart 2017 tarihinde ihale etti. İşi bitirmesi için de 10 ay süre tanıdı. Restorasyon bu yılbaşında bitirildi fakat eski taç kapıdan geri düzeltilecek bir şey kalmamıştı. Bu yıl başında biten restorasyon sonrası eski taç kapıdan geriye bir şey kalmadığı yeni taşlarla yeniden yapıldığı ve bezemelerin ve motiflerin pek çoğunun artık olmadığı görüldü.
[1] Ahmet Çaycı, KORKUTELİ (İSTANOZ) TARİHİ VE KORKUTELİ ALAADDİN CAMİİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Malatya’da Binlerce Yıllık Mühürler Büyük İlgi Görüyor
Yararlanılan Diğer Kaynaklar: hurriyet, sputniknews
Siz de hiç yenilikten anlamıyorsunuz. Ne yani öyle eski eski mi dursaydı. Aslında yapılan kadim kültürümüzü geleceğe taşımak yaa! Misal bundan 1000 sene sonra geriye dönüp bakan nesiller ^’^%^+%&%&%& diyecekler!
Bin sene sonrakilerin şimdiki den farklı olaçağını sanmam.Bizim atalarımızdan neyimiz eksik der yaaaa hakkkk diye koyarlar yepisyeni tuğlayı:)
Yine pimapen takmadıklarına şükretmek lazım.
Olmamış. Sıva eksik. Bir de kalp kalp Ahmet-Büşra filan yok. Cıks olmamış…
Sünger Bob restorasyonu vakasından sonra şaşırtmamıştır.
https://www.google.com/search?q=sünger+bob+kalesi&oq=sünger+bob&aqs=chrome.1.69i57j0l3.3228j0j4&client=ms-android-casper&sourceid=chrome-mobile&ie=UTF-8#imgrc=zeyZiqtBNBPKNM: