Nobel Edebiyat Ödülleri tartışmaları sürüyor. 2018 ve 2019 senelerinin ödülleri geçen perşembe İsveç Edebiyat Akademisi tarafından sahiplerine verildi. Birçok Nobel’de olduğu gibi, ödül sonrası ortalık yine sayısız tartışma başlığıyla doldu. Ancak 2018 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kucaklayan Olga Tokarczuk için söylenenler, bu sefer biraz aşırı olabilir.
Akademi skandalların ardından 2018 ödülünü geçen yıl vermekten vazgeçti. Bazı yasal düzenlemelerin ardından ise geçen yılın ödülünü bu yıl sahibiyle buluşturmak için harekete geçti.
Geçtiğimiz yılın Nobel Edebiyat Ödülü Polonya’dan Olga Tokarczuk’la, bu senenin ödülü ise Avustur’dan Peter Handke ile buluşmuştu. Handke hakkındaki tartışmaları ve PEN America’nın açıklamasını dün sizlere aktarmıştık. Bugün ise Olga Tokarczuk hakkında kazanlar kaynıyor.
Polonya’daki Genel Seçim Öncesi Tokarczuk Ajan İlan Edildi
Olga Tokarczuk iktidar partisini açık açık kınamaktan hiç çekinmeyen bir isim. 13 Ekim tarihi için genel seçime hazırlanan Polonya’da, Tokarczuk’un ismi de siyasilerin kampanyalarında sık sık anılmaya başlandı.
Polonyalı yazar muhafazakar politikacılar ve onların medya desteği ile Batılı ve ajan gibi sıfatlarla halkın karşısına çıkartılmaya çalışılıyor.
Kölelik sistemi, soykırım, azınlık problemleri ve sömürgeci anlayış gibi konularda Polonya hükûmetini karşısına almaktan imtina etmeyen yazar, ödül sonrası vatana ihanetle suçlanıyor.
Yazar, önceki senelerdeki açıklamalarıyla da önemli boyutlarda tehdit edilmiş; kimi zaman da evinden dışarı özel korumalar eşliğinde çıkmak zorunda bırakılmıştı.
Olga Tokarczuk bu ödülü Polonya’ya getiren 6. yazar. Kendisini Türkçede Aç Gözünü Artık Yaşamıyorsun adlı öykü kitabı ve Gündüzün Evi Gecenin Evi, Koşucular gibi romanlarıyla okuma fırsatı bulmuştuk.
Her türlü ödül benim gözümde değerini yitirdi artık. Her ödül töreninde bir kaos, bir olay, söylenti veya tantana. İnsanlar kaostan besleniyor. Reklam olsun diye yapılmayacak iş kalmadı. Hepsi çok fazla sıktı artık.
Her 3. Dünya ülkesinde meyve veren ağacı taşlıyorlar demek ki… Şaşırmadım.
Üzüldüm açıkçası. Agape’den değilse bu tür işler kabak tadı vermeye başladı. Gerçi bizi de çok ilgilendirmiyor; muhalif veya iktidarcı, şucu veya bucu yazarın yazar olarak değeri -en azından bu olayda benim için Tokarczuk’un- değişmiyor, kendi aralarında uğraşsınlar bakalım sanki nereye varacaksa.
Yalnız Polonya’ya 6 kez Nobel Edebiyat gitmiş ha, bilmiyordum, ona şaşırdım.