Venüs Projesi: İlker Korkutlar’ın Bilimkurgu Kitabı Raflarda

Venüs Projesi raflardaki yerini almaya başladı. İlker Korkutlar, ilk kitabında bilimkurgu türünde bir macerayla okurlarının karşısına çıkıyor.

1978 doğumlu olan ve bir süre İngiltere’de de yaşayan yazar, Portakal Kitap etiketiyle çıkan Venüs Projesi’nde fütürist Jacque Fresco’nun gelecek dünya hayalinden ilham almış. Pandemi, klonlama, yapay zekânın geleceği üzerine yazılmış yeni bir dünya manifestosu olarak tanımlanan eserde, sadece dipnotları bile okuruna birçok şey vadediyor olacak.

Venüs Projesi – İlker Korkutlar | Arka Kapak Tanıtım Yazısı

Yıl 2045, dünyanın bildiğimiz gibi olmadığı zamanlar… Yeryüzünde yalnızca Venüs Topluluğu var. Önceki dünyadan seçilen yüz bin kadın, yapay zekâ Quantus tarafından yönetilen toplulukta uyum içinde yaşarken bir yandan da büyük felaketten sonra hayatta kalanları arıyor. Quantus’un raporlarına göre henüz kimseye rastlanmasa da gerçek bundan ibaret olabilir mi?

Felaketten önce dondurulan babasını hayata döndürmek için çalışan kriyojeni mühendisi Derin, zamanının ötesinde hayalleri olan bilgisayar mühendisi Demir, karanlık iş adamı Nihat, şehir hayatını terk edip kendi düzenini kuran Mert…

Kahramanlarımızın yolu robot istilası ve insan dondurma projelerinin tam ortasında kesişirken birbirlerine görünmez iplerle bağlı bu insanlar dünyanın geleceği için savaşacaklar.

Peki kazanan kim olacak?

İlker Korkutlar’ın sürükleyici anlatımıyla Venüs Projesi, fütürist Jacque Fresco’nun gelecek dünya hayalinden ilhamla kurgulanmış bir roman; kıtlık, salgın hastalıklar, yapay zekâ ve uzaydaki diğer canlılarla dünyalılar arasında kurulan bağlantılarla katman katman açılan çok karakterli bir anlatı…

Venüs Projesi Kitabından Bazı Alıntılar

• Kapitalizm öyleydi ki, herkes sistemin problemli olduğunu düşündüğü halde, alternatifini üretmekte zorlanıyordu. Kâğıt üzerinde mantıklı görünen sistemler, ‘insan doğasına aykırı’ denerek eleniyordu. Haksız da sayılmazlardı. Bireylerin hayatı nasıl algıladıklarını değiştirmeden, sistemi değiştirmeye çalışmak saçma olurdu. Ne de olsa, o zamana kadar dünyada açgözlülükten beslenmeyen sistem olmamıştı.
• Tut, piramidin tepesinde ışıklar saçan yakutu asasının yardımıyla yavaşça yerinden çıkardı. Tepenin üstünde, dünyanın en gelişmiş başkentinin surlarıyla çevrelenmiş görkemli saray görünüyordu. Kendini evinde hissetmeyi özlemişti. Doğuda, milyonlarca yıldızın ışığı Nil üzerinde yansıyor, böceklerin bir şeylerin habercisi sesleri geceye karışıyordu.
• “Bizden binlerce yıl önce yaşamış medeniyetler, mesela kayıp kıta Mu’dakiler belki de şu anki teknolojiyle yapılamayan hesaplamalar yaptılar, ama biz buna ihtimal vermedik. Çünkü bize göre gelişmek için tek yol vardı, o da bizimkiydi.”
• “İnsanlar, DNA’larında kayıtlı milyonlarca yıllık bilgiyi yavaşça susturmaya, sezgilerini dinlememeye alıştılar. Bu dünyanın en hızlı bilgisayarına sahip olduğumuz halde problemleri hesap makinesiyle çözmeye benzer. Normalde sezgilerimizle çok kısa sürede yapabileceğimiz işleri, alabileceğimiz kararları, bilincimizle uzun yoldan hesaplayarak yapmaya alıştık. Bu ilkel hesap makinesi, hesaplamalara yetmeyince de bilgisayar, telefon, navigasyon cihazı gibi aletler icat etmek zorunda kaldık. En önemlisi özgüvenimizi kaybettik.”
• Yeni milattan önce Quantus, insanlığın günlük işlerini yaparken kendimizi gerçekleştirdiğimizi, kazandığımız zamanda sanatla, bilimle ilgilenebileceğimizi sandık. Henüz bilmediğimizse insanın korteksiyle veri işlerken verimli olmadığıydı.

Toplamda 392 sayfadan oluşan eser, kitapçılardaki ve çevrim içi kitap mağazalarındaki yerini almaya başladı.

Peki ya sizler Venüs Projesi’nin konusunu nasıl buldunuz? Yorumlarınızı Kayıp Rıhtım Forum üzerinden bizlerle paylaşabilirsiniz.